New York Eyaleti, iklim değişikliği ile mücadele kapsamında önemli bir adım atarak, yüksek emisyon kaynaklarına yönelik sera gazı raporlama yükümlülüğü getiren bir düzenleme taslağı yayımlamıştır. 2027 yılında yürürlüğe girmesi öngörülen bu düzenleme, eyaletin uzun vadeli “cap-and-invest” emisyon ticareti sistemi için veri altyapısını oluşturmayı ve iklim politikalarının etkinliğini artırmayı hedeflemektedir. Taslak, kamuoyunun değerlendirmesine açılmış olup, 1 Temmuz 2025 tarihine kadar kamuoyundan gelecek görüş ve öneriler doğrultusunda nihai hale getirilecektir.

New York Eyaleti Çevre Koruma Dairesi (Department of Environmental Conservation – DEC), yüksek emisyon kaynaklarını kapsayan yeni bir düzenleme taslağı yayımlayarak 2027 yılından itibaren geçerli olmak üzere yıllık sera gazı emisyonlarının raporlanmasını zorunlu hale getirmeyi önermiştir.

Raporlama, bir önceki yılın verilerini içerecek şekilde yürütülecek olup, bu yükümlülük, Eyalet Valisi Kathy Hochul’un talimatı uyarınca hayata geçirilmesi planlanan kapsamlı bir “cap-and-invest” sistemine hazırlık niteliğindedir.

Söz konusu taslak düzenleme, doğrudan sera gazı emisyonlarının azaltılmasına veya emisyon izinlerinin temin edilmesine ilişkin herhangi bir yükümlülük getirmemekle birlikte, ileride yürürlüğe girmesi beklenen emisyon ticareti sisteminin (cap-and-invest programı) temel yapı taşlarından birini oluşturmaktadır.

Bu kapsamda hayata geçirilecek sistem ile her yıl belirli bir toplam emisyon miktarı (cap) belirlenecek ve bu sınır dahilinde faaliyet gösteren büyük emisyon kaynakları ile yakıt dağıtıcılarından emisyon izinleri satın almaları beklenecektir. Bu yolla sağlanması öngörülen yaklaşık 1 milyar ABD doları tutarındaki yıllık gelirin, New York Eyaleti’nin iklim hedeflerine ulaşmasına katkı sağlayacak emisyon azaltım projelerine ve enerjiye erişimde dezavantajlı durumda bulunan düşük gelirli toplulukların desteklenmesine tahsis edilmesi planlanmaktadır.

Yeni düzenleme önerileri kapsamında, yıllık sera gazı emisyonu raporlaması yükümlülüğü getirilecek kuruluşlar arasında; yıllık 10.000 metrik tonun üzerinde karbondioksit eşdeğeri (CO₂e) emisyonu gerçekleştiren elektrik üretim tesisleri, sabit yakma tesisleri, atık sahaları, atıktan enerji üretim tesisleri, doğal gaz kompresör istasyonları ve benzeri altyapı tesislerinin sahipleri ve işletmecileri yer almaktadır.

Ayrıca, belirli eşik değerleri karşılayan akaryakıt tedarikçileri, atık taşıyıcıları, gübre ve tarımsal kireç tedarikçileri ile sıvı atık depolama tesisleri de raporlama yükümlülüğü kapsamına alınacaktır.

DEC, söz konusu düzenlemeyle birlikte raporlama yükümlülüğü altındaki işletmelere çeşitli destek mekanizmaları sağlayacağını da beyan etmiştir. Bu kapsamda:

  • Raporlamayı kolaylaştıracak çevrim içi bir platform geliştirilecek,
  • Söz konusu platformun kullanımı konusunda eğitimler düzenlenecek,
  • Yakıt tedarikçileri ve benzeri faaliyetlerde bulunan kuruluşların yükümlü olup olmadıklarını belirlemelerine yardımcı olmak üzere basitleştirilmiş bir emisyon hesaplama aracı sunulacaktır.

Ayrıca, düzenlemenin maliyet etkinliğini artırmak amacıyla halihazırda federal ve eyalet düzeyinde yürürlükte olan raporlama yükümlülüklerinden elde edilen verilerle uyum sağlanacağı belirtilmiştir.

Taslak düzenlemenin hukuki niteliği, şeffaflık, hesap verebilirlik ve etkin iklim politikası geliştirme ilkeleri açısından önem arz etmektedir. Emisyonların şeffaf bir şekilde izlenebilmesi, hem çevre politikalarının etki analizinin yapılabilmesi hem de karbon fiyatlaması mekanizmalarının etkin çalışabilmesi için ön koşuldur.

Bu raporlama yükümlülüğü, federal düzeyde yürürlüğe girmesi planlanan ancak geri çekilen düzenlemeler nedeniyle oluşan veri boşluklarını doldurarak, New York’un iklim hedeflerine ulaşmasında merkezi bir rol oynayacaktır.

New York eyaletinin önerdiği bu zorunlu raporlama düzenlemesi, sadece veri toplama amacı taşımakla kalmayıp, uzun vadede eyalet genelinde emisyon ticareti sistemi kurulmasına yönelik altyapıyı hazırlamaktadır.

Yeni düzenleme taslağı kamuoyunun değerlendirmesine açılmış olup, 1 Temmuz 2025 tarihine kadar kamuoyundan gelecek görüş ve öneriler doğrultusunda nihai hale getirilecektir.