Avrupa Birliği (“AB”), çelik ve metal sektörlerinin stratejik önemini kabul ederek, bu alanlarda rekabet gücünü artırmayı ve sürdürülebilirliği sağlamayı amaçlayan Avrupa Çelik ve Metaller Eylem Planı’nı (European Steel and Metals Action Plan) 19 Mart 2025 tarihi itibari ile yayımlamıştır. Bu kapsamlı eylem planı, sanayinin düşük karbonlu dönüşümünü desteklemek ve Avrupa’nın küresel rekabet gücünü korumak amacıyla altı temel sütun üzerine inşa edilmiştir.

Avrupa’nın uzun yıllara dayanan çelik ve metal üretim geleneği, ekonomik güvenliği ve toplumsal istikrarı açısından kritik bir rol oynamaktadır. Ancak, özellikle alüminyum (%46) ve nikel (%25) gibi metallerde dışa bağımlılığın artması, 2030 yılına kadar bu metallere yönelik talep artışı ile birleştiğinde önemli bir risk unsuru oluşturmaktadır.

Avrupa Metaller Endüstrisi, karbonsuzlaşma ve çevresel sürdürülebilirlik hedeflerine katkı sağlamak amacıyla yeni teknolojilere yatırım yapmakta ve AB’nin iklim politikalarına uyum sağlamaktadır. Bu doğrultuda, Temiz Sanayi Anlaşması (The Clean Industrial Deal) ve Erişilebilir Enerji İçin Eylem Planı (Action Plan for Affordable Energy) kapsamında çelik ve metaller sektörüne yönelik somut önlemler alınması gerektiği belirtilmiş ve söz konusu Avrupa Çelik ve Metaller Eylem Planı oluşturulmuştur. Bu sebepler ile Avrupa Komisyonu 6 başlıklı bir eylem planı yürürlüğe koyma hazırlığındadır. Bu eylem planı, uygun maliyetli, temiz ve bol enerjinin sağlanması, karbon kaçağının önlenmesi, Avrupa sanayi kapasitesinin korunması ve teşvik edilmesi, metallerde döngüselliğin desteklenmesi, nitelikli sanayi istihdamının korunması ve öncü pazarlar ile yatırım destekleri ile risklerin azaltılması olmak üzere altı temel sütun üzerine inşa edilmiştir.

  1. Temiz ve Uygun Fiyatlı Enerjiye Erişimin Sağlanması

Metal sanayisinde, birçok çelik ve metal üretim biçiminin karbon salınımının azaltılması için doğrudan elektrifikasyon en verimli yol olmaya devam etmektedir.

Bu nedenle, bu geçişi desteklemek için düşük elektrik fiyatlarına erişimin sağlanması önem arz etmektedir. Bu kapsamda Karbon Yakalama ve Depolama (Carbon Capture and Storage – “CCS”) gibi teknolojiler ve hammadde geri dönüşümünün döngüsel kullanımı da önemli bir rol oynamaktadır.

  • Enerji Fiyatlarının Düşürülmesi: Erişilebilir Enerji İçin Eylem Planı, enerjinin daha uygun fiyatlı şekilde temin edilmesini sağlamak adına önemli unsurları sunmaktadır. Bu unsurlar arasında ağ ücretlerinin daha verimli hale getirilmesi, enerji vergilerinin ve harçlarının azaltılması, Yenilenebilir Enerji Tedarik Anlaşması (Power Purchase Agreements – “PPA’lar”) kolaylaştırılması, ruhsatlandırma sürecinin hızlandırılması, elektrik şebekelerinin genişletilmesi ve modernize edilmesi yer almaktadır. Ayrıca Avrupa Komisyonu, üye devletlerle temiz enerjiye geçiş için devlet yardımı aracının tasarımı konusunda görüşmeler yapmaktadır. Bu yardımlar, sanayinin temiz elektriği kullanmasını taahhüt etmesiyle şekillenecek ve enerji yoğun sanayilere, düşük karbonlu yatırımları hızlandırmalarını sağlayacak geçici fiyat indirimleri sunacaktır.
  • PPA ve Devlet Yardımları ile Temiz Enerji Desteği: Avrupa Komisyonu, üye devletlerin enerji yoğun sanayilere temiz enerjiye dair destek sağlamak için Fark Sözleşmeleri (Contract for Difference) ve PPA’ları kullanmalarına yönelik kamu destekleme programlarının tasarımı konusunda rehberlik edecektir. Bu yardımlar, enerji yoğun sanayilere karbon salınımını azaltmaya yönelik yatırımlar yapabilmeleri için mali esneklikler sağlamayı amaçlamaktadır.
  • Endüstriyel Karbonsuzlaşma ve Yatırım Desteği: Çevre Koruma ve Enerji Yardım Kılavuzları’nın (Climate, Environmental protection and Energy Aid Guidelines) 4.7.1 maddesi, ekonomik faaliyetlerini sürdürülebilir şekilde sürdüremeyen sektörler için çevresel vergi ve belirli harçlarda indirimlere izin vermektedir. Üye Devletler, enerji yoğun sektörler için, fosil yakıtların kullanımından uzaklaşmayı teşvik eden vergi çerçevesinin oluşturulması amacıyla Enerji Vergilendirme Direktifi (Energy Taxation Directive) üzerinde müzakereleri tamamlamaya davet edilmektedir.
  • Devlet Yardımı Çerçevesi ve Yatırım Kolaylıkları: Temiz Sanayi Anlaşması Devlet Yardımı Çerçevesi (Clean Industrial Deal State aid framework), 2025 yılı ikinci çeyreğinde kabul edilecek olup endüstriyel karbonsuzlaşmayı hızlandırmaya yönelik esneklikler ve basitleştirmeler sunacaktır.
  • Emisyon Ticaret Sistemi (ETS): ETS için Devlet Yardımları Yönergeleri (The State Aid Guidelines for Emission Trading System), Üye Devletler’e, elektrik faturalarına yansıyan karbon maliyetlerini çelik ve diğer metal sektörleri gibi rekabet gücü yüksek ve karbon yoğun sektörler için karşılayabilme imkanı tanımaktadır. Üye Devletler, bu imkandan yararlanmaya devam etmeye veya kendi sektörleri için uygulamayı değerlendirmeye teşvik edilmektedir (şu anda yalnızca 14 Üye Devlet bu imkandan faydalanmaktadır). Bu çerçevede Avrupa Komisyonu, ETS ve CBAM düzenlemelerinin gözden geçirilmesi sürecinde, 2030 sonrası dolaylı ETS maliyet desteği için yeterli önlemleri sağlamaya yönelik çalışmalar yürütecek ve bu önlemlerin karbon kaçağıyla mücadeleye uygun olmasını temin edecektir.
  • Elektrik Şebekesi Bağlantılarının Hızlandırılması: Avrupa Komisyonu, enerji yoğun sanayilerde elektrifikasyon projeleri için şebeke altyapısına erişimi kolaylaştırmak ve hızlandırmak amacıyla ek önlemler önerecektir
  • Yenilenebilir ve Düşük Karbonlu Hidrojenin Kullanımının Artırılması: Komisyon, Temiz Sanayi Anlaşması çerçevesinde, hidrojen tedarikçileri, alıcılar ve yatırımcılar için açıklık sağlamak amacıyla düşük karbonlu hidrojen ile ilgili yetki devrine dayanan tasarrufların (delegated acts) kabul edeceğini duyurmuştur. Ayrıca, 2025 yılı üçüncü çeyreğinde açıklanacak Avrupa Hidrojen Bankası’nın üçüncü çağrısı, hidrojen üretimini desteklemeye devam edecek ve çelik sektörü gibi sanayi alıcıları için erişim sağlamayı kolaylaştıracaktır.
  • Atık Isı Geri Kazanımı ve Temiz Enerji Kullanımının Hızlandırılması: Çelik ve metal sektörü, AB’de en yüksek atık ısı geri kazanım potansiyeline sahip endüstriyel sektörlerdir. Bu çerçevede Avrupa Komisyonu, atık ısı geri kazanımına yönelik yaklaşımlar geliştirecek ve tanıtacaktır. Bu kapsamda, ısı alım anlaşmaları gibi modellerin çoğaltılması ve ısı altyapısının entegre planlamasına yönelik en iyi uygulamaların ölçeklendirilmesi sağlanacaktır.
  1. Karbon Kaçağının Önlenmesi

AB ETS kapsamındaki ücretsiz tahsisat dağıtımının 2034 yılına kadar aşamalı olarak kaldırılması ile birlikte, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (CBAM) mali yükümlülükleri 2026 yılında uygulanmaya başlanacaktır. CBAM, ithal edilen ürünlere uygulanırken, AB içindeki metal üretimlerinin AB ETS fiyatına tabi olmasına rağmen, bu metallerin düşük iklim hedeflerine sahip üçüncü ülkelere ihraç edilmesiyle ortaya çıkan karbon kaçağı risklerini dikkate almamaktadır. Bu nedenle, 2025’in ikinci çeyreğinde, Avrupa Komisyonu, AB içindeki CBAM sektörlerinde üretilen ve üçüncü ülkelere ihraç edilen ürünler için karbon kaçağı risklerini ele almak amacıyla bir çözüm önerecektir.

İkinci olarak, CBAM kapsamındaki ürünlerde karbon kaçağının değer zincirinin daha ileri aşamalarına kayma riski de bulunmaktadır. Bu durumun, CBAM’a tabi ürünlerin küçük değişikliklerle CBAM yükümlülüklerinden kaçınarak üretilmesi veya AB tüketicilerinin daha düşük iklim politikalarına sahip üçüncü ülke üreticilerinden gelen ürünleri tercih etmeye başlaması yoluyla gerçekleşebileceği düşünülmektedir. Ayrıca, şu anda CBAM ile ilgili ürünleri AB içinde üreten veya işleyen şirketlerin operasyonlarını bu tür ülkelere taşımaları söz konusu olabilecektir. Avrupa Komisyonu, bu riskleri belirlemekte olup, bunları ele almak amacıyla CBAM’ı belirli alt sanayi ürünlerine genişletmeye yönelik bir öneri sunacaktır.

Son olarak, düşük karbon üretim tesislerinde üretilen ürünlerin sadece Avrupa’ya yönlendirilmesi, diğer pazarlarda ise karbon yoğun üretimin devam etmesi (shuffling) riski bulunmaktadır.

Bu bağlamda, CBAM’ın bütünlüğünü sağlamak amacıyla, Avrupa Komisyonu 2025’in dördüncü çeyreğinde kaçınma karşıtı strateji (anti-circumvention strategy) ile birlikte, CBAM kapsamının belirli çelik ve alüminyum yoğun ara ürünlere genişletilmesi teklifini de içeren ilk yasama teklifini yayımlayacaktır.

  1. Avrupa Sanayi Kapasitesinin Korunması ve Desteklenmesi

Avrupa sanayi sektörü, Çin ve diğer bazı ülkelerin kendi yerel endüstrilerini yapay olarak desteklemeleri veya AB’nin ticaret savunma önlemleri ile yaptırımlarını aşmaları nedeniyle küresel kapasite fazlası ve piyasa bozulmaları ile karşı karşıya kalmaktadır.

ABD’nin 12 Mart 2025’te çelik ve alüminyum ithalatına %25 oranında ek gümrük vergisi getirmesi, AB’li üreticiler için çeşitli zorluklar yaratacaktır. Bu vergiler, AB’nin ABD pazarına erişimini sınırlarken, temel metallerin işlenmiş nihai ürünler halindeki ihracatını da olumsuz etkileyecektir. Ayrıca, daha önce ABD’ye yönlendirilen ihracatın AB’ye kaydırılması riski doğacak ve AB pazarındaki rekabet baskısı artacaktır.

  • AB Çelik Koruma Önlemlerinin Gözden Geçirilmesi: Bu kapsamda AB, mevcut çelik koruma önlemlerini gözden geçirerek, sektörün karşı karşıya olduğu piyasa koşullarına uyum sağlamak adına Üye Devletler’e yönelik yeni düzenleme önerileri hazırlamıştır. Bu çerçevede, Avrupa Komisyonu 2025’in üçüncü çeyreğine kadar, AB çelik sektörüne yüksek seviyede koruma sağlayacak mevcut korunma önlemlerinin yerini alacak uzun vadeli bir koruma mekanizması önerecektir.
  • Alaşımlı Element İthalatına Yönelik Soruşturma: Aralık 2024’te Avrupa Komisyonu, belirli alaşımlı elementlerin (alloying elements) ithalatına yönelik bir koruma soruşturması başlatmıştır. Bu soruşturma 18 Kasım 2025’e kadar tamamlanacaktır.
  • Alüminyum Sektöründe Artan Riskler: Alüminyum sektörü de benzer şekilde artan risklerle karşı karşıya olup, ABD’nin yeni açıkladığı alüminyum tarifelerinin bu sektördeki durumu etkileyeceği düşünülmektedir. Bu nedenle, Avrupa Komisyonu ticari koruma mekanizmalarını devreye almak için çalışmalara başlamıştır. Gerekli başvuruların yapılması durumunda bir koruma tedbiri soruşturması derhal başlatılacaktır.
  • Ticaret Savunma Önlemlerinin Aşılmasına Karşı Önlemler: Avrupa Komisyonu, ihracatçı firmaların ticaret savunma tedbirlerini aşmaya yönelik artan girişimlerini tespit etmiştir. Bu durum, AB’nin anti-damping ve anti-sübvansiyon tedbirlerinin etkinliğini tehdit etmektedir. Bazı üreticiler, doğrudan ithalat yasaklarını aşmak için üretim sürecinin son aşamalarını AB ticaret savunma önlemlerine tabi olmayan üçüncü ülkelerde tamamlamakta ve bu şekilde ithalat vergilerinden kaçınmaktadır. Avrupa Komisyonu, bu tür girişimlere karşı hemen yürürlüğe girmek üzere “eritme ve döküm (melted and poured) kuralı” uygulamasını dikkate alacaktır.  Bu kurala göre, metalin menşei, üretimin nihai aşaması yerine ilk eritildiği ülkeye göre belirlenecektir. Buna ek olarak, mevcut “Daha Düşük Vergi Kuralı” (Lesser Duty Rule) rejiminin değiştirilmesi gerekip gerekmediği incelenecektir.
  • Ticaret İzleme Sistemlerinin Güçlendirilmesi: AB, ticaret akışlarını izleme sistemlerini güçlendirecek ve gerektiğinde hızla yeni ticaret soruşturmaları açacak ve “zarar tehdidi (Threat of Injury)” temelinde proaktif olarak soruşturmalar başlatacaktır. Bu kapsamda, maddi zararın meydana gelmesini beklemeksizin gerekli adımlar atılacaktır. Bu eylem planının kapsamına giren çelik ve alüminyum dışındaki metallerle ilgili olarak, Avrupa Komisyonu 2025 yılının üçüncü çeyreğine kadar bu sektörlerde piyasa durumuna yönelik geliştirilmiş izleme çalışmalarına ilişkin bir rapor sunacaktır.
  • Kimyasallar Alanında Mevzuat Güncellemeleri: Avrupa Komisyonu, 2025’in dördüncü çeyreğinde AB’nin kimyasallar mevzuatında (REACH) revizyon gerçekleştirecektir. Bu revizyon, kimya endüstrisi için düzenleyici yükleri azaltmayı hedeflerken, güvenlik ve çevre koruma standartlarından ödün vermeden mevzuatın sadeleştirilmesini sağlayacaktır.
  • 4. Metaller için Döngüsel Ekonominin Teşvik Edilmesi
  • AB’de üretilen hurdanın geri dönüştürülmesi, ithal birincil hammaddelere olan bağımlılığı azaltarak sanayinin sürdürülebilirliğine katkı sağlamaktadır. Bu doğrultuda, öncelikli hedef hurda kullanımını artırarak bu kaynakların AB içinde daha yaygın şekilde değerlendirilmesini sağlamaktır.
  • Bu hedefe ulaşabilmek için, hurda daha iyi ayrıştırılmalı ve işlenmeli, böylece otomotiv gibi yüksek kaliteli uygulamalarda kullanılabilirliği artırılmalıdır.
  • Birincil metallerin yoğun olarak kullanıldığı sektörlerde ikincil içeriğin daha fazla benimsenmesini sağlamak amacıyla Avrupa Komisyonu, geri dönüştürülmüş çelik ve alüminyum kullanımına yönelik hedefler belirlemeyi planlamaktadır. Bu süreçte, sektörlerin maliyetleri müşterilere yansıtma kapasitesi ve küresel rekabet gibi unsurlar dikkate alınacaktır. Otomotiv sektöründeki geri dönüştürülmüş içeriğin kullanımına ilişkin fizibilite çalışması, şu anda karar sürecinde olan Ömrünü Tamamlamış Araçlar Yönetmeliği (End-of-Life Vehicles Regulation) kapsamında, 2026 yılı sonuna kadar tamamlanacaktır.
  • Geri dönüştürülebilir içeriğe yönelik talebi teşvik etmenin yanı sıra, AB üreticilerinin hurda kaynaklarına erişiminin sağlanması da kritik bir gerekliliktir. Yeniden gözden geçirilen Atık Sevkiyatı Yönetmeliği (Waste Shipment Regulation), atık ve metal hurdası ihracatının çevreye ve insan sağlığına zarar vermemesi için yeni araçlar sunmaktadır.
  • Pek çok üçüncü ülke, metal hurdasının AB’ye ihracatına izin vermemekte ve böylece AB’nin bu stratejik ikincil hammaddeye erişimini kısıtlamaktadır. Bunun yanı sıra, bazı ülkeler kendi metal geri dönüşüm ve üretim sanayilerini desteklemek için adil olmayan sübvansiyon politikaları uygulamaktadır. Avrupa Komisyonu, bu durumu yakından takip etmekte olup, 2025 yılının üçüncü çeyreğine kadar gerekli görülmesi halinde ticari önlemler önerme seçeneğini değerlendirecektir. Bu süreçte, AB’nin uluslararası yükümlülükleriyle uyumlu olacak şekilde karşılıklılık ilkesinin uygulanabilirliği de incelenecektir.
  • Bu bağlamda AB iç pazarında metal hurdasının serbest dolaşımının sağlanması büyük önem taşımaktadır. 2026 yılının dördüncü çeyreğinde yürürlüğe girmesi planlanan Döngüsel Ekonomi Yasası (The Circular Economy Act), ikincil hammadde piyasalarının işleyişini iyileştirerek atıklar için AB genelinde ortak bir pazar yaratacaktır. Bu bağlamda, hurdanın yüksek çevresel ve sosyal standartlara uygun şekilde AB içinde değerlendirilmesini teşvik etmek ve daha düşük standartlara sahip üçüncü ülkelere yönelmesini önlemek amacıyla, ihracat ücretleri veya gümrük vergileri gibi ek önlemlerin gerekliliği de Avrupa Komisyonu tarafından değerlendirilecektir.
  • 5. Nitelikli Sanayi İstihdamının Korunması
  • Avrupa Komisyonu, çelik ve metal sektörlerinde sürdürülebilir ve adil bir geçişi sağlamak amacıyla sosyal koruma önlemlerini güçlendirmeye yönelik düzenlemeler öngörmektedir. Sanayi dönüşüm sürecinin çalışanlar üzerindeki olası olumsuz etkilerini en aza indirmek, iş gücünün haklarını korumak ve istihdam sürekliliğini sağlamak öncelikli hedefler arasında yer almaktadır.
  • Sanayide yeşil ve dijital dönüşüm süreçleri hız kazanırken, çalışan haklarının korunması temel bir öncelik olarak belirlenmiştir. Bu çerçevede, işçilerin haklarının korunması ve sanayi dönüşümünün sosyal açıdan adil bir şekilde yönetilmesi için gerekli politikalar uygulanacaktır.

Sanayide yaşanan dönüşümün istihdam üzerindeki etkilerini en aza indirmek ve işçilerin yeni sektörlere entegrasyonunu sağlamak amacıyla çeşitli destek mekanizmaları devreye alınacaktır:

  • Yeniden beceri kazandırma ve yerleştirme programları oluşturulacaktır. İşçilerin yeni sektörlerde istihdam edilebilmeleri için mesleki eğitim ve beceri geliştirme çalışmaları desteklenecektir.
  • Avrupa Küreselleşme Uyum Fonu (European Globalisation Adjustment Fund) güncellenecektir. 2025 yılının ikinci çeyreğinden itibaren, yeniden yapılanma süreçlerinden etkilenen şirketlere, çalışanlarını koruyabilmeleri amacıyla finansal destek sağlanacaktır.
  1. Karbonsuzlaşma Yatırımlarının Güvence Altına Alınması

Düşük karbonlu metallerin maliyetinin, geleneksel yöntemlerle üretilen alternatiflerine kıyasla daha yüksek olmasından dolayı sanayinin kamu desteklerine olan bağımlılığını en aza indirmek için düşük karbonlu metal üreticilerinin yeşil premium (green premium) elde edebilmesi büyük önem taşımaktadır.

Bu çerçevede hem kamu hem de özel sektör tarafından desteklenen öncü pazarlar (lead markets), düşük karbonlu metallerin yaygın şekilde benimsenmesini sağlayarak piyasada standart haline gelmesine katkıda bulunacaktır.

Özellikle kamu alımları, sübvansiyonlar ve düzenleyici teşviklerin piyasa şekillendirme sürecinde etkili olduğu segmentlerde, belirli gereklilikler ve teşvik mekanizmaları oluşturularak Avrupa’da üretilen düşük karbonlu metallere yönelik güvenilir ve sürekli bir talep sağlanacaktır.

  • Sanayi Karbonsuzlaştırma Hızlandırıcısı Yasası (Industrial Decarbonisation Accelerator Act): Avrupa Komisyonu, Temiz Sanayi Anlaşması kapsamında, Sanayi Karbonsuzlaştırma Hızlandırıcısı Yasası ile dayanıklılık ve sürdürülebilirlik kriterlerini hayata geçirmeyi hedeflemektedir. Bu girişim, enerji yoğun sektörlerde temiz Avrupa tedarik zincirlerini desteklemeye yönelik yeni düzenlemeler içerecektir. Bu kapsamda, çelik ve metal sektörleri ile otomotiv, inşaat ve makine gibi alt sektörler bu düzenlemenin temel uygulama alanları arasında yer alacaktır. Ayrıca tüm tedarik zincirlerinin rekabetçiliği göz önünde bulundurularak AB ve ulusal destek programları oluşturulacaktır.
  • Düşük karbonlu metal üretimine yapılan yatırımların karşılık bulmasını sağlamak amacıyla Sanayi Karbonsuzlaştırma Hızlandırıcısı Yasası kapsamında, sanayi ürünlerinin karbon yoğunluğunu belirten gönüllü bir etiketleme mekanizması oluşturulacaktır. Bu sistem, AB ETS verilerine dayanan basit bir metodoloji kullanacak ve CBAM metodolojisini temel alacaktır. İlk olarak çelik sektörü için 2025 yılında uygulanmaya başlanacaktır.
  • Sürdürülebilir Ürünler için Ekodizayn Düzenlemesi (Ecodesign for Sustainable Product Regulation): Sanayi Karbonsuzlaştırma Hızlandırıcısı Yasası kapsamında geliştirilen etiketleme mekanizmasını destekleyerek çelik içeriği yüksek ürünler için ek çevresel kriterler belirleyecektir. Bu düzenleme sayesinde tüketiciler, satın aldıkları ürünlerin çevresel etkilerini daha net bir şekilde görebilecektir.
  • Avrupa Çelik Sektöründe Finansman ve Yatırım Destekleri: Avrupa Komisyonu, çelik sektörünün sürdürülebilir dönüşümünü sağlamak ve rekabet gücünü artırmak amacıyla 2030 yılına kadar yıllık 5,2 milyar Euro sermaye ve 9 milyar Euro işletme harcamasına ihtiyaç duyulacağını öngörmektedir. Bu çerçevede, özel sektör yatırımlarını teşvik etmek ve sanayinin dönüşüm sürecini hızlandırmak için kamu desteklerinin devam etmesine karar verilmiştir.

Bu kapsamda Avrupa Birliği, Kömür ve Çelik Araştırma Fonu (RFCS) aracılığıyla çelik sektöründe temiz üretim teknolojilerinin geliştirilmesini desteklemek amacıyla 2026-2027 döneminde 150 milyon Euro finansman sağlayacaktır. Ayrıca Avrupa’nın en büyük araştırma ve yenilik programlarından biri olan Horizon Europe, çelik ve metal sektörlerinde yeşil dönüşümü desteklemek için 2026-2027 yıllarında toplam 600 milyon Euro finansman tahsis edecektir. Avrupa Komisyonu, bu finansman mekanizmalarıyla birlikte çelik sektöründe sürdürülebilir yatırımların artırılmasını, sanayinin rekabetçiliğinin korunmasını ve düşük karbonlu üretim süreçlerine geçişin hızlandırılmasını hedeflemektedir.

  • Sanayi Karbonsuzlaştırma Bankasının (Industrial Decarbonisation Bank) Kurulması: Avrupa Komisyonu, Sanayi Karbonsuzlaştırma Bankası oluşturulacağını duyurmuştur. Bu kapsamda, çelik ve metaller de dahil olmak üzere kilit sanayi süreçlerinin karbonsuzlaştırılmasını desteklemek amacıyla 2025 yılında 1 milyar Euro değerinde pilot bir ihale başlatılacaktır. Üye Devletler, İnovasyon Fonu ile birlikte “hizmet olarak ihale (auctions-as-a-service)” modelini kullanarak destek mekanizmalarını güçlendirmeye teşvik edilmektedir.
  • Kritik Hammaddeler Yasası (Critical Raw Materials Act): Alüminyum, bakır, nikel ve çelik alaşım elementleri gibi metaller kritik hammaddeler arasında yer almakta olup, Kritik Hammaddeler Yasası kapsamında desteklenmektedir. Bu çerçevede, Mart 2025’te alüminyum, bakır ve nikel için ilk Stratejik Projeler (Strategic Projects) duyurulacaktır. Bu projeler hem AB üyesi ülkelerde hem de üçüncü ülkelerde gerçekleştirilecektir. Ayrıca bu yıl içinde faaliyete geçecek olan talep/arz eşleştirme platformu (demand/supply matchmaking aggregation platform) metal sektörüne yeni iş fırsatları sunacak ve uzun vadeli tedarik güvencesi sağlayacaktır.

Avrupa çelik ve metaller sektörü, sanayi ekosisteminin temel taşlarından biri olup, dayanıklılığının artırılması, rekabet gücünün korunması ve sürdürülebilir dönüşüm sürecinin hızlandırılması için tüm paydaşların yakın ve etkin iş birliği içinde hareket etmesi gerekmektedir.

Metal sektörünün dönüşüm süreci, sanayi temsilcileri, sendikalar ve diğer ilgili taraflar için sürekli bir diyalog platformu sağlayacaktır. Bu kapsamda, yüksek enerji yoğunluğuna sahip sanayilere yönelik faaliyet gösteren Üst Düzey Çalışma Grubu’nun (High-Level Group on Energy-intensive Industries) yetki süresi dört yıl daha uzatılacaktır. Söz konusu grup, metal sanayisinin rekabet gücü ve karbonsuzlaşma süreçleriyle doğrudan bağlantılı olan enerji maliyetleri, nitelikli iş gücü ihtiyacı ve küresel kapasite fazlası gibi konuların güncel gelişmeler ışığında izlenmesini sağlayacaktır.

Bu kapsamda Avrupa Komisyonu, sektörün mevcut durumunu, direnç kapasitesini ve karbonsuzlaşma sürecini yakından takip edecek; sektör temsilcileri, sosyal paydaşlar ve yasa koyucular ile sürekli diyalog içinde kalarak gerekli politika düzenlemelerini değerlendirecektir.