Avrupa Birliği (“AB”), 2050 yılına kadar iklim nötrlüğüne ulaşma hedefini ortaya koyan Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde önemli adımlar atmaktadır. Bu hedef doğrultusunda Karbon Giderim Sertifikasyon Sistemi (Carbon Removal Certification System) ve Karbon Yakalama ve Depolama (Carbon Capture and Storage – “CCS”) teknolojileri, azaltılamayan sera gazı emisyonlarını yönetmek ve gidermek için hayata geçirilmiştir. Bu politikalar hem çevresel hem de ekonomik sürdürülebilirliği sağlamak için düzenlemeler gerektirmektedir.

  1. Avrupa Birliği Karbon Giderim Sertifikasyon Sistemi 

Avrupa Konseyi, karbon giderimi, karbon çiftçiliği ve ürünlerde karbon depolaması için AB düzeyinde sertifikasyon sisteminin kurulmasına nihai onayı vermiştir. Bu sistem, sanayi, tarım ve doğal süreçler yoluyla karbon giderim faaliyetlerini izlemek, ölçmek ve doğrulamak için bir gönüllü bir çerçeve sunarken yeşil aklamaya (greenwashing) karşı da önemli bir önlem niteliği taşımaktadır. Sertifikasyon sistemi, hesap verebilirliği artırmayı ve karbon yönetiminde sürdürülebilir uygulamaları teşvik etmeyi hedeflemektedir.

Bu sertifikasyon çerçevesi, AB’nin 2050 yılına kadar iklim nötrlüğü hedefini benimseyen kapsamlı stratejisi olan Avrupa Yeşil Mutabakatı ile uyumludur.

Strateji, öncelikli olarak sera gazı emisyonlarının mutlak azaltımına odaklanırken, geri kalan emisyonların etkili karbon giderimi çözümleriyle dengelenmesi gerekliliğini de vurgulamaktadır.

Düzenleme, AB Resmi Gazetesi’nde yayımlandıktan 20 gün sonra yürürlüğe girecek ve tüm Üye Devletler’de doğrudan uygulanabilir hale gelecektir.

Sertifikasyon Kriterleri

Bu çerçeveye uygun sertifikasyon almak isteyen kuruluşların birtakım kriterlere uyum sağlaması gerekmektedir.

  • Ölçülebilirlik: Faaliyetler, net bir karbon giderimi veya emisyonlarda azaltım sağlayarak somut sonuçlar ortaya koymalıdır.
  • İlave Fayda: Faaliyetler, mevcut yasal gerekliliklerin ötesine geçmeli ve yalnızca sertifikasyonun sağladığı teşvikle finansal olarak uygulanabilir hale gelmelidir.
  • Uzun Süreli Karbon Depolama: Faaliyetler, karbonun uzun vadeli olarak saklanmasını hedeflemeli ve karbon salınımı riskini en aza indirmelidir.
  • Çevreye Zarar Vermeme ve Sürdürülebilirlik Hedeflerine Katkı Sağlama: Faaliyetler çevreye zarar vermemeli ve en az bir sürdürülebilirlik hedefiyle uyumlu faydalar sağlamalıdır.

Bağımsız Doğrulama ve Sorumluluk 

Sertifikasyon için uygun olan faaliyetler,  sertifika alabilmek adına üçüncü taraf sertifikasyon kuruluşları tarafından bağımsız bir şekilde doğrulanmalıdır. Düzenleme, üçüncü taraf sertifikasyon süreçlerini de kapsamakta olup bu kuruluşlar, şeffaf doğrulama ve raporlama kurallarına tabi olacaktır. Böylece sisteme duyulan güveni artırarak çevresel bütünlüğü garanti altına alacaktır.

Ayrıca, yakalanan karbonun atmosfere geri salınması durumunda, operatörlerin sorumluluğunu düzenleyen mekanizmalar da devreye alınacaktır.

Uygulama Süreci ve Altyapı

Düzenlemenin yürürlüğe girmesinden sonraki dört yıl içinde Avrupa Komisyonu, karbon giderimi ve emisyon azaltım faaliyetleri için şeffaflık ve izlenebilirlik sağlayacak bir AB genelinde elektronik kayıt sistemi kuracaktır. Bu sistem, sertifikalı karbon giderim ve emisyon azaltımı faaliyetleri aracılığıyla elde edilen net karbon faydasını yansıtacak şekilde düzenlenecektir.

Paydaşlara Etkileri 

Sertifikasyon sistemiyle uyumlu kuruluşlar, yatırımcılar ve iş ortakları tarafından karbon azaltımına uygun olarak değerlendirilecek sertifikalar alacaktır.

Sertifika alan kuruluşlar, çevreye duyarlı yatırımcılar ve iş ortakları nezdinde güvenilirlik kazanacaktır. Ayrıca, düzenleyici çerçeve, karbon giderimi teknolojilerinde yeniliği teşvik eden net kurallar sağlayarak kamu-özel işbirliklerini desteklemektedir.

Ancak, bu sistemle uyum sağlamak, ileri düzey izleme sistemlerine yatırım yapılmasını ve katı kriterlere uyulmasını gerektirmektedir.

  1. AB Karbon Yakalama ve Depolama Politikaları 

AB, 2050 yılına kadar net sıfır sera gazı emisyonuna ulaşma hedefi doğrultusunda Karbon Yakalama ve Depolama (carbon capture and storage- “CCS”) teknolojisini, stratejisinin temel unsurlarından biri olarak konumlandırmıştır.

AB’nin CCS stratejisi, karbon giderim çerçevesine paralel olarak, sanayi kaynaklı CO₂ emisyonlarının yakalanması ve depolanmasını hedeflemektedir.

Şubat 2024’te duyurulan Endüstriyel Karbon Yönetimi Stratejisi, CCS teknolojilerinin geliştirilmesini ve bu teknolojilerin geniş çapta uygulanabilmesi için düzenleyici ve finansal bir çerçeve oluşturulmasını hedeflemektedir.

Karbon yakalama, kullanımı ve depolama (Carbon capture, utilisation and storage- “CCUS”), sanayi tesisleri veya enerji üretim tesislerinden kaynaklanan karbondioksiti (CO₂) yakalayan bir dizi teknolojiyi ifade etmektedir. Yakalanan karbon, endüstriyel süreçlerde tekrar kullanılabilir veya atmosfer salınımını önlemek amacıyla yeraltına depolanabilir.

Mevcut CCS Durumu

CCS Avrupa’da henüz ilk aşamalarındadır. Halihazırda Avrupa’da yalnızca beş operasyonel CCS projesi bulunmaktadır ve bunlar yılda toplam 2,7 milyon ton (MtCO₂) karbondioksit yakalamaktadır. AB içindeki CCS operasyonları ise yıllık 1 MtCO₂ ile sınırlı olup bu miktar Hollanda’daki bir rafineri ile Belçika ve Macaristan’daki iki projeden oluşmaktadır.

Bu veriler, CCS operasyonlarının AB’nin iddialı hedeflerine kıyasla ne denli sınırlı olduğunu göstermektedir.

Endüstriyel Karbon Yönetimi Stratejisi kapsamında AB, 2050 yılına kadar yılda 450 MtCO₂ yakalama hedefi koymuştur; bu, 2022 emisyonlarının yaklaşık %13’üne denk gelmektedir. Ancak bu hedefin önünde teknolojik, mali ve zamanlama gibi birçok zorluk bulunmaktadır:

  • Yüksek Maliyetler

CCS teknolojileri, uygulanması ve işletilmesi açısından oldukça maliyetlidir.

Karbon yakalama ve depolama (CCS) projelerinin maliyeti; altyapı gereksinimleri, operasyonel zorluklar ve izleme ihtiyaçları gibi faktörlerden kaynaklanmaktadır. Bu dinamikler, CCS projelerinin yeterli teşvik mekanizmaları sağlanmadığı takdirde ekonomik açıdan sürdürülebilir olmasını engellemektedir.

  • Yeterli ticari örnek projelerin ve test durumlarının bulunmaması

Dünya genelinde karbon yakalama ve depolama (CCS) projeleri, genellikle beklenenden düşük performans sergilemiştir. Birçok büyük ölçekli girişim; teknik aksaklıklar, bütçe aşımları ve hedeflenen yakalama miktarlarına ulaşamama gibi sorunlarla karşılaşmıştır. Bu geçmiş deneyimler, AB’nin iklim hedeflerini gerçekleştirebilmek için CCS teknolojisini geniş ölçekte uygulama kapasitesine ilişkin ciddi endişelere yol açmaktadır.

Sonuç olarak Karbon giderim sertifikasyonu ve CCS politikaları, AB’nin iklim stratejisinin önemli unsurlarıdır. Ancak bu politikaların başarılı olması, ekonomik, teknolojik ve yasal engellerin aşılmasına bağlıdır.