Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Konseyi, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (CBAM) kapsamında önemli bir düzenleme değişikliği üzerinde uzlaşmıştır. Buna göre, yıllık 50 tonun altında ürün ithal eden firmalar CBAM yükümlülüğünden muaf tutulacak ve böylece toplam ithalatçıların yaklaşık %90’ı düzenleme kapsamı dışında bırakılacaktır. Söz konusu değişiklik, özellikle KOBİ’ler ve düşük hacimli ithalatçılar için idari yüklerin hafifletilmesini amaçlamaktadır. Anlaşma, Parlamento ve Konsey onayının ardından Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girecektir.

Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği’nin (“AB”) ithal ürünlere yönelik karbon fiyatlandırma rejimini oluşturan Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (Carbon Border Adjustment Mechanism – “CBAM”) kapsamında önemli bir düzenleme değişikliği üzerinde uzlaşma sağlamıştır. Bu kapsamda, yıllık 50 tonun altında CBAM kapsamında ürün ithalatı gerçekleştiren firmalar mekanizmadan muaf tutulacak olup bu da toplam ithalatçıların yaklaşık %90’ının düzenleme kapsamı dışına çıkarılması anlamına gelmektedir.

Söz konusu değişiklik, özellikle KOBİ’lerin ve düşük hacimli ithalat gerçekleştiren aktörlerin idari yüklerinin hafifletilmesi amacı taşımaktadır.

Değişikliğin Arka Planı ve CBAM’ın Temel Yapısı

CBAM, 2023 yılında kabul edilen ve 1 Ocak 2026 itibarıyla tam anlamıyla yürürlüğe girmesi planlanan bir mekanizma olup, yüksek emisyonlu ürünlerin düşük çevresel standartlara sahip ülkelerden AB’ye ithalatında “karbon kaçağı” riskini bertaraf etmeyi amaçlamaktadır.

Bu kapsamda, AB Emisyon Ticaret Sistemi’ne (ETS) tabi AB içi üreticiler ile üçüncü ülke üreticiler arasında karbon maliyetine dayalı rekabet eşitliğini sağlamak hedeflenmektedir.

CBAM kapsamındaki ithalatçılar, ithal edilen ürünlerdeki gömülü emisyonlara karşılık olarak CBAM sertifikaları satın almakla yükümlü kılınmaktadır. İlk aşamada mekanizma çelik, demir, çimento, gübre, alüminyum, elektrik ve hidrojen gibi karbon yoğun sektörleri kapsamaktadır.

Kabul Edilen Yeni Düzenleme

Yeni kabul edilen değişiklik, CBAM’a yeni bir “de minimis” eşiği getirmektedir. Buna göre yıllık toplam ithalatı 50 tonun altında olan ithalatçılar CBAM yükümlülüklerinden muaf tutulacaktır. Bu muafiyet, halihazırda düşük hacimli ithalat gerçekleştiren %90 oranında ithalatçının yükümlülük dışında bırakılmasını sağlayacaktır.

Ancak çevresel etki açısından düzenlemenin etkisinin zayıflamadığı, zira yüksek hacimli ithalatçıların %10’luk kısmının, toplam emisyonların %99’unu oluşturduğu Avrupa Komisyonu tarafından ifade edilmiştir.

Dolayısıyla yapılan değişiklik, çevresel hedeflerden geri adım atmaksızın idari yükleri azaltmayı amaçlayan stratejik bir uyum hareketi olarak değerlendirilmektedir.

Yeni eşik değerine ek olarak, yeni anlaşma, CBAM kapsamında yer alan ürünlerin ithalatçıları için yetkilendirme prosedürü, veri toplama süreçleri, gömülü emisyonların hesaplanması, emisyon doğrulama kuralları ve yetkilendirilmiş CBAM beyan sahiplerinin mali sorumluluğu gibi hususları kapsayan bir dizi diğer basitleştirme tedbirini içermekte olup, ayrıca düzenlemenin kötüye kullanım karşıtı hükümleri de güçlendirilmektedir.

Uygulama takvimine göre, 2023-2025 döneminde mevcut geçiş sürecinde finansal bir yükümlülük bulunmamaktadır; ancak bu dönemde ithalatçılar raporlama yapmakla yükümlüdür.

1 Ocak 2026 tarihinden itibaren ise CBAM’ın mali yükümlülük içeren tam uygulaması başlayacaktır. Ayrıca, 2025’in son çeyreğinde Avrupa Komisyonu’nun CBAM kapsamına alınabilecek yeni sektör ve ürünlere ilişkin kapsamlı bir gözden geçirme süreci yürütmesi beklenmektedir.

18 Haziran 20245 tarihinde varılan uzlaşı ise henüz hem Avrupa Parlamentosu hem de Avrupa Konseyi tarafından onaylanmamış olup, AB Resmi Gazetesi’nde yayımlanmasını müteakip üç gün sonra yürürlüğe girecektir.

AB’nin CBAM düzenlemesinde yaptığı bu revizyon, karbon nötr hedeflerden ödün vermeden, özellikle küçük ölçekli işletmelere yönelik uyum kolaylığı sağlamayı amaçlayan dengeli bir yaklaşımdır.

Uygulamada yer alan tüm aktörlerin, 1 Ocak 2026’da yürürlüğe girecek mali yükümlülüklere hazırlıklı olmaları ve değişen eşik değerleri ile düzenlemelere ilişkin teknik uyum süreçlerini bugünden başlatmaları önem taşımaktadır.