28 Mart 2024 tarihinde Paris Yargı Mahkemesi, Fransa’nın en büyük petrol ve gaz şirketlerinden biri olan TotalEnergies Şirketi’nin (“Şirket”) çevreyle ilgili bir sivil toplum kuruluşuna (“STK”) ve bir danışmanlık firmasına karşı açtığı davayı reddetmiştir. Söz konusu dava, Şirket hakkında yanıltıcı bilgilerin yayıldığı iddialarına dayanmakta olup, Şirket tarafından sunulan celpnamenin belirsizliği nedeniyle sanıkların kendilerini etkili bir şekilde savunmalarına imkân vermediği gerekçe gösterilerek reddedilmiştir.
Bu hukuki mücadelenin kökenleri, Greenpeace Fransa adlı STK ve danışmanlık şirketinin Kasım 2022’de “Karbon Ayak İzi: Sayıların Toplamı Yok” başlıklı bir rapor yayınlamasına dayanmaktadır. Bu rapor, Şirketi özellikle 2019 sera gazı emisyonlarını önemli ölçüde hafife almakla suçlamaktadır. Buna cevaben Şirket, raporun Fransız yasalarını ihlal ederek kendileri hakkında yanıltıcı bilgiler içerdiğini iddia etmiş ve sanıklar aleyhine Paris Yargı Mahkemesi nezdinde yasal işlem başlatmıştır.
Şirket söz konusu dava ile mali cezaların yanı sıra raporun ve ilgili yayınların silinmesini talep etmiştir. Ancak ön duruşma sırasında sanıklar, celp yazısının kesinlikten yoksun olduğunu vurgulayarak geçerliliğine itiraz etmişlerdir. Ayrıca Şirket’in davasının, hakaret iddialarına ilişkin Fransız yasalarında belirtilen katı koşulları aşarak halkın katılımını engellemeye yönelik stratejik bir dava (SLAPP veya Fransızca ‘da prosedür-bâillon) oluşturduğunu savunmuşlardır.
Paris Yargı Mahkemesi, Şirket’in celp kararını kesinlik eksikliği nedeniyle geçersiz bulmuş ve sanıkların yanında yer almıştır. Mahkeme, özellikle, celp yazısının “söz konusu yanlış ve yanıltıcı bilgileri tanımlamadığına ve açık ve kesin bir şekilde listelemediğine” karar vermiştir. Dolayısıyla bu kesinlik eksikliğinin ve belirsizliğin sanıkların uygun bir savunma hazırlama yetisini engellediğini belirtmiştir. Bu temelde, mahkeme, Fransız hukukunun öngördüğü usul şartlarına uyulmamasını gerekçe göstererek Şirket tarafından Greenpeace aleyhine açılan davanın reddine karar vermiştir. Ayrıca mahkeme, sanıkların şirkete karşı davanın kötüye kullanılması yönündeki karşı iddiasını da söz konusu iddiayı destekleyecek veya kanıtlanmış delillerin bulunmadığını belirterek reddetmiştir.
Greenpeace temsilcileri mahkemenin kararından duydukları memnuniyeti dile getirmiştir. Nitekim, Greenpeace Fransa’nın hukuki danışmanı Clara Gonzales, ifade özgürlüğü ve sivil toplumun, özellikle iklim kriziyle mücadele bağlamında büyük şirketlerin eylemlerine meydan okuma yeteneği açısından kazanılan zaferin önemini vurgulamıştır. Dolayısıyla bu karar, şirketlerin, özellikle çevre sorunları bağlamında, yanlış bilgi iddialarına dayalı olarak yasal işlem başlatma konusunda karşılaştıkları zorlukları vurgulaması açısından önem arz etmektedir. Aynı zamanda, ilgili tüm taraflar için adil ve etkili savunma sağlayarak, hukuki işlemlerde kesinlik ve açıklığın öneminin altını bir kez daha çizmektedir.
Gelinen son durumda iklim hareketi ve buna bağlı olarak yasal ortam gelişmeye devam ederken, bu dönüm noktası niteliğindeki karar, çevre davalarının dinamiklerini şekillendirmede çok önemli bir noktayı işaret etmekte ve usul standartlarını dikkatli bir şekilde takip etmenin hem kurumsal hem de çevre sektörlerinde şeffaflık ve hesap verebilirliğin sağlanmasının önemini vurgulamaktadır.
Aynı zamanda söz konusu karar, sivil topluma yönelik adli yıldırma girişimlerinin başarılı olmayabileceğini göstermesi nedeniyle petrol ve gaz devleri için bir başarısızlık olarak görülmektedir. Özellikle, bu dava, Shell- Greenpeace Birleşik Krallık ve Greenpeace Uluslararası ve ENI – Greenpeace İtalya gibi çevre örgütlerine karşı beklemede olan diğer benzer davalarla birlikte daha geniş bir eğilimin parçası olduğunu göstermektedir.
Hal böyleyken, TotalEnergies’in çağrısının reddedilmesi, temel özgürlüklerin ve çevreyi kirleten şirketlerin eylemlerinden sorumlu tutulması hakkının korunmasının önemini vurgular niteliktedir.
Sonuç olarak, Paris Yargı Mahkemesi’nin son kararı, TotalEnergies’in çağrılarını reddederek Greenpeace Fransa’nın lehine sonuçlanmıştır. Bu yargı kararı, çevresel anlaşmazlıklar ve yanlış bilgilendirme iddialarına dayalı davalar açısından büyük önem taşımaktadır. Aynı zamanda, ilgili tüm taraflar için adil ve hakkaniyete uygun bir süreç sağlayarak, hukuki işlemlerde kesinlik ve açıklığın kritik öneminin altını çizmektedir.
İzah edilenlere ek olarak, çığır açan karar ile çevresel etkiyle ilgili konularda talep edilen artan inceleme ve hesap verebilirliğin önemi vurgulanarak, bu tür anlaşmazlıkların çözümüne yönelik yasal stratejiler ve yaklaşımlarda ileriye dönük potansiyel bir değişimin sinyali verilmektedir.
Yasal zorluklara rağmen Greenpeace, çevrenin korunmasını savunma ve iklim değişikliğine yaptığı katkılardan dolayı sektörü sorumlu tutma misyonuna bağlı kalmaya devam edeceğini, şirketler zararlı uygulamalara son verene ve iklim krizinde oynadıkları rollerinin sorumluluğunu üstlenene kadar kampanyayı sürdüreceğini belirtmiştir.