Avrupa Parlamentosu 19 Nisan 2023 tarihinde, şirketlerin Avrupa Birliği’nde (“AB”) satılan ürünlerin tedarik zincirleri boyunca ormansızlaşmaya ve orman bozulmasına yol açmamasını gerektiren ve iklim değişikliği ve biyolojik çeşitlilikle mücadeleyi amaçlayan yeni bir yasayı kabul etmişlerdir.

Parlamentoda güçlü bir çoğunlukla, 522’ye karşı 44 oyla kabul edilen duyuru, AB pazarında ormansızlaşmayla bağlantılı ürünleri etkin bir şekilde yasaklamak için bir yasanın oluşturulmasına yönelik oldukça önemli bir adımdır.

13 Eylül 2022’de Avrupa Parlamentosu’nda yapılan oylamada “Ormansızlaşma Düzenlemesi” 453 oyla kabul edilmiştir. Bununla birlikte, 06 Aralık 2022’de yapılan üçlü görüşmelerde, şirketlerin değer zincirindeki faaliyetlerden dolayı ormanların zarar görmesini engellemeyi hedefleyen “Ormansızlaşmadan Arınmış Değer Zinciri Düzenlemesi” üzerinde geçici anlaşmaya varılmıştır.

Bu kapsamda belirli ürünlerde AB’nin standartlarına uyulduğunun ilgili mercilere rapor edilmesi gerekmekte olup, üreticilerin gerekli özen yükümlülüklerini yerine getirmeleri sağlanacaktır.

Avrupa Birliği’nin emisyonlarının %23’ü tarım, ormancılık ve diğer toprak kullanım yöntemlerinden kaynaklanmaktadır. Ormanların yok edilmesi ve üretim faaliyetlerinden dolayı zarar görmesi, iklim değişikliğinin ve biyoçeşitliliğin yok olmasının önemli nedenleri arasında yer almaktadır.

Düzenleme kapsamına giren ürünler; palmiye yağı, sığır eti, soya fasulyesi, kahve, kakao, kereste olarak belirlenmiş olup, üretici şirketler yasal düzenleme kapsamına giren ürünler bakımından AB kurallarına uyulduğuna ilişkin resmi mercilere bildirim yapmakla yükümlüdür.

Ormansızlaşma düzenlemeleri önerisi ilk olarak Kasım 2021’de AB Komisyonu tarafından ortaya konulmuş olup, Parlamento’nun daha kapsamlı ve katı kurallar benimsenmesi gerektiğini belirtmesi üzerine, deri, çikolata ve mobilya gibi bu malları içeren, bunlarla beslenen veya bu mallar kullanılarak üretilen ürünlerin yanı sıra kauçuk, odun kömürü, basılı kağıt ürünleri ve bazı palmiye yağı türevleri de dahil olmak üzere malları sığır, kakao, kahve, palmiye yağı, soya ve odun da dahil olmak üzere kapsanan ürünler listesine eklenmiştir.

Uluslararası alanda AB, yeni yasanın etkili bir şekilde uygulanmasını sağlamak ve gerektiğinde üretici ülkelere yardımcı olmak için hem üretici ve tüketici ülkelerle ikili olarak hem de ilgili çok taraflı forumlar düzenleyecektir.

Yeni kurallar yalnızca sera gazı emisyonlarını ve biyolojik çeşitlilik kaybını azaltmakla kalmayacak, aynı zamanda yerli halklar ve dünyanın dört bir yanındaki yerel topluluklar da dahil olmak üzere büyük ölçüde orman ekosistemlerine güvenen milyonlarca insanın geçim kaynaklarının güvence altına alınmasına yardımcı olacaktır.

Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Konseyi’nin artık yeni bu düzenlemenin yürürlüğe girebilmesi adına öncelikle resmi olarak kabul etmesi gerekmektedir. Düzenleme yürürlüğe girdikten sonra, işletmelerin yeni kuralları uygulamak için 18 ay süresi bulunmaktadır. Mikro ve küçük işletmeler, diğer özel hükümlerin yanı sıra daha uzun bir uyum sürecinden yararlanacaktır.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’ne (UN Food and Agriculture Organization- FAO) göre, AB’den daha büyük bir alanı temsil eden tahmini 420 milyon hektarlık orman, 1990 ve 2020 yılları arasında ormansızlaşma nedeniyle kaybolmuştur. İlaveten, AB tüketimi küresel ormansızlaşmanın yaklaşık %10’undan sorumlu olup, palmiye ve soya yağı bunun üçte ikisinden fazlasını oluşturmaktadır.

Birleşmiş Milletler destekli “Race to Zero” tarafından yayınlanan yakın tarihli bir raporda, özellikle orman, arazi ve tarım sektörlerinde, arazi bazlı değer zincirlerine sahip şirketlere atfedilebilecek ormansızlaşmanın, küresel sera gazı (GHG) emisyonlarının önemli bir kısmından sorumlu olduğu tespit edilmiştir.

Yeni düzenleme uyarınca, AB’de belirli ürünleri ve emtiaları satan şirketlerin, ürünlerin üretildiği arsaya kadar izlenmesi gerekliliğine dayanarak, ürünün 2020’den sonra ormansızlaşmaya veya orman bozulmasına neden olup olmadığını doğrulayan bir durum tespiti beyanı yayınlaması gerekecektir.

Kurallar ayrıca, orman bozulmasının daha geniş bir tanımını içerecek ve şirketlerin, ürünlerin insan hakları ve yerli halkın hakları da dahil olmak üzere alanlarda üretildikleri ülkelerdeki mevzuata uygun olduğunu doğrulamalarını gerektirecek şekilde genişletilmiştir.

Yeni yasa, ülkeleri ve bölgeleri risk seviyesine göre sınıflandırmakta olup, düşük riskli bölgelerdeki ürünler, basitleştirilmiş bir durum tespiti sürecine tabidir. AB makamları, ürünlerin nereden geldiğini belirlemek için uydu izleme ve DNA analizine dayalı kontroller yapacaktır.

Düzenleme uyarınca yasaya uyulmaması halinde, operatörün veya tacirin AB’deki yıllık gelirinin %4’üne kadar ulaşabilen cezalar öngörülmüştür.

Yasa yalnızca iklim değişikliği ve biyolojik çeşitlilik kaybına karşı mücadele de kilit rol oynamakta olup, oldukça önemli bir adımdır.