(Human Rights Due Diligence)

İnsan Hakları Durum Tespiti, bir şirketin veya kuruluşun faaliyetlerini insan hakları açısından değerlendirmek ve potansiyel riskleri belirlemek için yaptığı sistematik bir süreçtir. Bu süreç, şirketin faaliyetlerinin insan haklarına saygı gösterip göstermediğini değerlendirir ve varsa olumsuz etkilerini belirler.

İnsan Hakları Durum Tespiti, şirketlerin sorumlu iş uygulamalarını teşvik etmek, insan haklarını korumak ve işletmelerin insan hakları ihlallerine neden olabilecek riskleri azaltmak için kritik bir araç olması sebebiyle önem arz etmektedir.

Arka Plan

Birleşmiş Milletler (“BM”) tarafından 1999 yılında düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu iş dünyasını küresel ekonominin sürdürülebilirliğe katkı sağlamak için sosyal, ekonomik, küresel ve çevresel sorunların iyileştirilmesine destek olmaya davet etmiştir. Küresel İlkeler Sözleşmesi (“Global Compact”) olarak adlandırılan bu çağrı 2000 yılında resmi bir nitelik kazanmıştır. Küresel İlkeler Sözleşmesi, özel sektör kuruluşlarını insan hakları, çalışma yaşamı, çevre ve yolsuzlukla mücadele konularına ilişkin 10 temel ilkeyi yayınlamıştır. 2011 yılında ise şirketlerin insan haklarına saygı gösterme sorumluluğuna dair ilkeleri içeren “İş Dünyası ve İnsan Haklarına Dair Rehber İlkeler” kabul edilmiştir.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü, 1976 yılında çokuluslu şirketlerin faaliyetlerinde insan haklarının gözetilmesini öngören davranışlarına yönelik Çokuluslu Şirketler Rehberi’ni hazırlamış, 2023 yılında rehber bir kez daha güncellenmiştir.

Uluslararası Çalışma Örgütü, 1977 yılında istihdam, eğitim, iş ve yaşam koşulları, endüstriyel ilişkiler konularında hükümetlere, işçi ve işveren örgütlerine, çokuluslu şirketlere ve ulusal işletmelere yol göstermeyi amaçlayan Çokuluslu Şirketler ve Sosyal Politikayla İlgili İlkeler Üçlü Bildirgesi’ni yayınlamıştır. Üçlü Bildirge, 2018 yılında tekrar güncellenmiştir.

Avrupa Komisyonu 2011 yılında, kurumsal sosyal sorumluluk konusuna yeni bir yaklaşım getiren, 2011-2014 Kurumsal Sosyal Sorumluluk Stratejisi’ni benimsemiştir.

Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Konseyi, 14 Aralık 2023 tarihinde kapsam dahilindeki şirketlere durum tespiti yapmaları ve insan hakları ve çevre üzerindeki fiili ve potansiyel olumsuz etkileri azaltmaları için geniş kapsamlı yükümlülükler getiren Kurumsal Sürdürülebilirlik Özen Yükümlülüğü Direktifi (Corporate Sustainability Due Diligence Directive- “CSDDD”) üzerinde anlaşmaya varmıştır.

2000 yılında kabul edilen Birleşmiş Milletler Binyıl Kalkınma Amaçları (Millennium Development Goals) üzerine inşa edilen 2030 Gündemi, 2030’a kadar yoksulluğun küresel ölçekte ortadan kaldırılması ve sürdürülebilir kalkınma amacına ulaşılması için genel bir çerçeve belirlemektedir.

Alman Tedarik Zinciri Kanunu (Lieferkettensorgfaltsgesetz- “LkSG”) 1 Ocak 2023 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Böylece Alman şirketlerin küresel tedarik zincirlerinde insan haklarına saygı gösterme sorumluluğu ilk kez yasal bir zemine oturmuştur.

Durum Tespiti ve Özen Yükümlülüğü

İnsan Hakları Durum Tespiti süreci, bir şirketin veya kuruluşun faaliyetlerinin insan haklarına etkilerini değerlendirmek için gerçekleştirilen sistematik bir süreçtir. Şirketlerin, kendi operasyonlarında, bağlı şirketlerin operasyonlarında ve iş ortaklarının belirli operasyonlarında insan hakları konulardaki potansiyel ve mevcut olumsuz etkileri tespit etme, önleme, hafifletme ve sona erdirme konusunda etkili bir önleyici politika benimsemeleri ve uygulamaları gerekmektedir.

Etki Analizi

Şirketin mevcut insan hakları politikalarını, standartlarını ve uygulamalarını gözden geçirilmesi gerekmektedir. Potansiyel insan hakları risklerini belirlemek için bir risk değerlendirmesi yapılması gerekmekte olup,  şirketin faaliyetlerinin hangi alanlarının insan hakları ihlallerine yol açabileceğinin tespit edilmesi önem arz etmektedir.

Bu bağlamda “etki analizi (impact assessment)” sağlanmalı, şirketlerin operasyonlarının, yan kuruluşlarının ve tedarik zincirlerinin mevcut veya potansiyel olumsuz çevresel ve insan hakları etkilerini belirlemesi gerekmektedir. Bu “olumsuz etkiler”, örneğin, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi (Universal Declaration of Human Rights), Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi (International Covenant on Civil and Political Rights), Uluslararası Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi (International Covenant on Economic, Social and Cultural Rights) gibi uluslararası anlaşmalar kapsamında sağlanmıştır. Şirketin faaliyetleri ve bağlantılı alanlara ilişkin bölgelerde saha araştırmaları ve ilgili taraflarla görüşmeler ile insan hakları ihlalleriyle ilgili verilerin toplanması, toplanan verileri analiz edilmesi ve insan haklarına ilişkin olası etkileri belirlenmesi gerekmektedir.

Önleme veya Hafifletme

Şirketler, risk değerlendirmelerinde belirledikleri mevcut veya potansiyel olumsuz etkileri önlemek ve hafifletmek için uygun önlemler almak zorundadır. Uygun önlemler, etkiyi önlemek veya hafifletmek için yeterli olan önlemler olup bu bağlamda zarar ne kadar ciddiyse, önlemler de o kadar yeterli ve kapsamlı olmalıdır.

Düzeltme Sağlanması

Şirketler, risk değerlendirme süreçlerinde öncelikli olarak tespit ettikleri riskler için düzeltici eylem planları (Corrective Action Plan) belirlemesi gerekmektedir. Uluslararası mevzuat düzenlemeleri kapsamında, şirketlerin bu davranış kurallarını tedarikçi sözleşmelerine entegre etmesi ve bu gereksinimleri ilgili olduğu durumlarda değer zinciri boyunca yukarıya taşıması gerekmektedir. Düzeltme, etkinin büyüklüğüne ve katkısına orantılı olmalıdır. Söz konusu olumsuz etkinin sebebi tedarikçi ise şirket,  ilgili tedarikçiyi etkiyi düzeltmeye teşvik etmek için iş ortaklarıyla olan etkileşim gücünü kullanabilir. Düzeltme, etkilenen kişi, toplum veya çevrenin, mevcut olumsuz etki hiç gerçekleşmemiş gibi bir duruma veya mümkün olduğunca yakın bir duruma iade edilmesini hedeflemektedir.

Şikayet Mekanizması

Şirketlerin, işlemlerinde ve değer zincirlerinde etkilenen paydaşlar tarafından dile getirilen vakaları ele almak için etkili bir şikayet mekanizmasına ve işlemlerinde ve değer zincirlerinde potansiyel risklere ilişkin bilgi almak için bir mekanizmaya sahip olmaları gerekecektir.

İzleme ve Takip

Şirketler, yıllık olarak veya operasyonları veya tedarik bağlamlarında önemli değişiklikler olduğunda nitel ve nicel göstergeler kullanarak durum tespiti etkinliğini izlemelidirler. Şirketler daha sonra bu değerlendirmelerin sonuçlarına dayalı olarak durum tespiti politikalarını, öncelikli riskleri ve önleyici eylem planlarını gerektiğinde güncellemesi gerekmektedir.

Paydaş katılımı (Stakeholder Engagement)

Şirketler, risk değerlendirmesi, önleyici ve düzeltici eylem planları geliştirme dahil olmak üzere durum tespiti süreci boyunca etkilenen paydaşlarla etkileşim halinde olmak zorundadır. Paydaşlar, şirketin işlemlerinden, değer zincirinden veya ürünlerinden etkilenen, çalışanlar, işçiler, sendikalar, toplum üyeleri ve onların temsilcileri de dahil olmak üzere tüm grupları kapsar.

Sonuç olarak;

Günümüzde, şirketlerin insan haklarına olan etkilerini değerlendirmesi ve uyum sağlaması giderek daha büyük önem kazanmaktadır. Küresel düzeyde insan hakları ihlalleri ve çeşitli endişelerin artmasıyla birlikte, şirketlerin bu konuda daha fazla sorumluluk üstlenmeleri gerekmektedir. Bu bağlamda, İnsan Hakları Durum Tespiti süreci, şirketlerin insan haklarına saygılı bir şekilde iş yapmalarını sağlamak için kritik bir araç haline gelmektedir.

Birçok ülkede, insan haklarına ilişkin yasal düzenlemeler ve standartlar geliştirilmekte ve uygulanmaktadır. Bu düzenlemeler, şirketlerin insan hakları ihlallerini önlemek, izlemek ve düzeltmek için belirli yükümlülükler getirmektedir. Yasal düzenlemelerin ve uluslararası standartların giderek daha katı hale gelmesi, şirketleri insan haklarına uyum sağlamaya teşvik etmektedir.

Bu bağlamda, İnsan Hakları Durum Tespiti hem yasal düzenlemelerin gerekliliklerine uyum sağlamak hem de işletmelerin sürdürülebilirliğini güvence altına almak için önemli bir gerekliliktir. Bu süreci benimsemek, insan haklarına saygılı bir iş yapma kültürünü teşvik etmek ve toplumsal sorumlulukları yerine getirmek adına kritik bir adımdır.