2025 yılı, çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) alanında yürürlüğe giren veya ertelenen düzenlemeler bakımından farklı yargı alanlarında eşzamanlı ancak yönü farklılaşan gelişmelere sahne olmaktadır. Avrupa Birliği’nde sürdürülebilirlik raporlaması başta olmak üzere bir dizi düzenleme sadeleştirme ve geçiş süreci odaklı biçimde yeniden ele alınırken; Amerika Birleşik Devletleri’nde özellikle federal düzeyde ESG politikalarına ilişkin bazı geri adımlar dikkat çekmektedir. Bu çerçevede, raporlama yükümlülüklerinin kapsamı ve uygulama takvimi değişmekte; şirketler açısından politika ve operasyon düzeyinde güncellemeleri gerektiren bir uyum gündemi oluşmaktadır.

Avrupa Birliği: Uyum Takvimi ve Mevzuat Sadeleştirmesi

AB mevzuatında 2025 yılı itibarıyla yürürlüğe giren veya geçiş sürecinde olan başlıca düzenlemeler:

  • CSRD (Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi): “Stop-the-Clock” uygulaması kapsamında bazı yükümlülükler ertelenmiştir. Ancak üçüncü ülke menşeli ana şirketler açısından uyum zorunluluğu 2029 yılına kadar geçerliliğini korumaktadır.
  • CS3D (Kurumsal Sürdürülebilirlik Özen Yükümlülüğü Direktifi): Tedarik zinciri temelli durum tespiti yükümlülükleri ile iklim geçiş planlarının hazırlanmasına yönelik çalışmalar devam etmektedir.
  • Taksonomi Yönetmeliği: Faaliyetlerin çevresel sürdürülebilirlik kriterlerine uygunluğunu değerlendirmeye yönelik sınıflandırma sisteminin sadeleştirilmesi gündemdedir.

ABD: Eyalet Bazlı Uyum Gündemi

Federal düzeyde ESG politikalarına ilişkin bazı düzenleyici girişimlerin durdurulmuş olması, özel sektör açısından tüm yükümlülüklerin ortadan kalktığı anlamına gelmemektedir:

  • SEC’nin iklim risk açıklamaları düzenlemesi mahkemede savunulmamış olmakla birlikte, halka açık şirketlerin maddi ESG risklerine ilişkin açıklama yükümlülüğü sürmektedir.
  • Kaliforniya Eyaleti’nde kabul edilen SB 253 ve SB 261 ile belirli eşiklerin üzerindeki şirketler için emisyon ve iklim riski raporlaması zorunlu hale gelmiştir. Nihai yönetmelikler beklenmekle birlikte teknik hazırlık süreci devam etmektedir.

Odak Alanlar: Tedarik Zinciri Yükümlülükleri ve Çevresel Beyanlar

Tedarik zinciri uygulamaları ve çevresel beyanlara ilişkin düzenlemeler, kurumsal sorumluluğun genişleyen alanları arasında yer almaktadır:

  • Tedarik zinciri kaynaklı riskler, CS3D kapsamında şirketlere önleyici mekanizma kurma ve üçüncü taraf ilişkilerini izleme yükümlülüğü getirmektedir.
  • Çevresel beyanlara ilişkin denetimler, yeşil aklama (greenwashing) iddiaları çerçevesinde yalnızca ürün düzeyinde değil, kurumsal söylemler açısından da incelenmektedir. Bu kapsamda şirketlerin, yayımladıkları beyanların dayanaklarını gözden geçirmeleri ve sürece uygun kayıt mekanizmaları geliştirmeleri önerilmektedir.

Kurumsal Yaklaşımlar ve Stratejik Uyum

2025 yılı itibarıyla ESG alanında ortaya çıkan gelişmeler, yalnızca düzenleyici uyum değil, aynı zamanda stratejik planlama süreçlerinin de yeniden ele alınmasını gerekli kılmaktadır. Kurumların, faaliyet gösterdikleri coğrafi alanlar ve sektörel koşullar doğrultusunda:

  • Mevzuata uyum takvimini netleştirmesi,
  • ESG önceliklerini değerlendirmesi,
  • İç politika ve veri altyapılarını gözden geçirmesi

uyum süreçlerinin sağlıklı ilerleyebilmesi açısından önem taşımaktadır.

Nasıl Destek Sağlayabiliriz?

ESG alanında yürürlüğe giren veya revize edilen düzenlemeler kapsamında, farklı yargı alanlarında faaliyet gösteren şirketlerin uyum değerlendirmelerinin yapılması, raporlama yükümlülüklerinin analizi, mevcut uygulamaların mevzuatla karşılaştırılması ve ihtiyaç duyulan iyileştirme adımlarının planlanması süreçlerinde destek sunmaktayız.

Bu sürece nasıl katkı sağlayabileceğimize ilişkin daha fazla bilgiye ESG ve Sürdürülebilirlik bölümünden ulaşabilirsiniz.