ESG şirketlerin sürdürülebilirliklerini ölçerek onların davranışlarını değerlendirmek ve geleceğe yönelik finansal performanslarını incelemek adına kullanılan global bir konsepttir.
ESG Kriterleri Nelerdir?
Çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) kriterleri, sosyal açıdan bilinçli yatırımcıların potansiyel yatırımları taramak için kullandığı bir şirketin operasyonları için bir dizi standart sunmaktadır. ESG faktörleri esasen sermaye piyasalarında yatırımcılar tarafından şirketlerin sürdürülebilirliklerini ölçerek onların davranışlarını değerlendirmek ve geleceğe yönelik finansal performanslarını incelemek adına kullanılan global bir konsepttir. Bu bağlamda sorumlu yatırımcılar, yatırım kararlarını alırken şirketlerin ESG konularındaki sürdürülebilir varlıklarını ölçmekte ve bu varlıklara ilişkin riskleri hesaplamaktadır. ESG kriterleri 20 yıldan daha kısa bir süre içinde, yönetim altındaki varlıklarda 30 trilyon Amerikan dolarından fazlasını temsil edecek kadar gelişmiş olup, Wall Street Journal’da yayınlanan bir makaleye göre, ESG bağlantılı ürünler sadece 2019 yılı içerisinde toplamda 17,67 milyar Amerikan doları tutarında bir sermaye akışı ile finanse edilerek, 2015 yilına göre neredeyse %525’lik gibi oldukça önemli bir artış ivmesi göstermiştir. Amerikan Sürdürülebilir ve Sorumlu Yatırım Forumu tarafından 2020 yılında yayınlanan son rapora göre ise, yatırımcılar tarafından ESG kriterleri göz önüne alınarak gerçekleştirilen yatırımlar toplam 17,1 trilyon dolara ulaşmıştır. Bu bağlamda şirketlerin ESG kriterlerini karar alma ve gelecek stratejileri belirleme süreçlerinde öncelikli olarak gözetmeleri yatırım ve projelerine nakit akışı sağlamak noktasında faydalı ve önemli bir husus olacaktır. Zira şirketlerin asıl varlık sebebi olan “para kazanma” hedefinin gerçekleştirilebilmesi adına geleneksel finansal yöntemlerin yanında şirketlerin itibarlarını güçlendiren temel bir değer haline gelen ESG kriterlerine uyum sağlanması gerekecektir. Özellikle ESG faktörleri ele alınarak bir iş modeli geliştirmenin yatırımların finansal performansını ve rekabet gücünü desteklemenin önemli bir yolu haline geldiği günümüz sermaye piyasalarında yatırımcılar projelerinde ESG uyumuna dayanarak uzun vadeli değer yaratmaya çalışmaktadır.
1. Çevre Konuları
ESG kriterlerinin ilk ayağı olan “Environmental” yani çevresel kriterler, şirketlerin yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanımı, atık yönetim programı, faaliyetlerinden kaynaklanan potansiyel hava veya su kirliliği sorunlarını nasıl ele aldığı ve şirketlerin iklim değişikliğine ilişkin tutum ve eylemleri kapsamaktadır. Ayrıca bu faktör kapsamında bir şirketin gelirini ve finansal geleceğini etkileyebilecek çevresel riskler gelirini ve finansal geleceğini etkileyebilecek çevresel riskler ve şirketin bu riskleri nasıl yönettiğini veya bu risklere olan farkındalığı ile adaptasyon sağlama becerileri de önemli bir ölçüt olarak yer almaktadır. Bu faktör esasen şirketlerin ticari faaliyetlerinin çevre ve iklim değişikliği üzerinde yaratacağı etkiler veya çevre üzerinde olumsuz etki yaratma riskine ilişkin öngörüleri içermektedir.
2. Sosyal Konular
ESG faktörleri içerisinde yer alan “Social” yani sosyal konular, ESG kriterleri içerisinde en geniş potansiyel konu yelpazesini kapsayan kriterdir. ESG kapsamında belirtili çeşitli sosyal standartlar olmakla beraber, bu standartların hepsi esasen sosyal yönetim ve ilişkilerle ilgilidir. Sosyal sorumluluk sahibi birçok yatırımcının bakış açısından, bir şirket için kilit ilişkilerden biri, şirketin çalışanları ile olan ilişkisidir. Kısacası, sosyal kriterler insan haklan, çocuk ve zorla çalıştırma, toplum refahı, paydaş güvenliği ve sağlığı gibi insanla ilgili faktörleri incelemektedir. Özellikle şirketlerin cinsiyet eşitliğine olan bakışları ve politikalar, şirket içinde çalışanların olumsuzlukları kolaylıkla dile getirebilme potansiyelleri ve şirket içi şikayet mekanizmaların etkin olarak varlığının ve yürürlüğünün sağlanması bu kriter kapsamında oldukça önemli hususlardır. Şirketlerin aynı zamanda çeşitlilik arz eden farklı yetenek ve niteliklerdeki çalışan profiline sahip olmaları ve “farkındalığın gücü” prensibinin benimsenmesi de sosyal kriteri kapsamında önemlidir.
Zira şirketlerin çeşitli çalışan havuzuna sahip olmasının iş için en uygun kişinin seçilebilmesi ve inovasyon çeşitliliğinin sağlanması adına önemli bir ölçüt olacağına ilişkin bir farkındalık her geçen gün artmaktadır. Buna ek olarak bu kriter, yalnızca şirketin değil şirketin tedarik zincirinde yer alan tüm şirketlerin insan hakları ve onurunun korunmasına ilişkin gerekli politika ve süreçleri yürütüp yürütmediğinin denetimi ve kontrolü gerekecektir. Bu bağlamda; büyük şirketlerin tedarik zincirinde yer alan şirketlerin ESG faktörlerine uyum sağlamaları kendilerinden beklenecek olup, aksi halde tedarik ilişkisinin sonlandırılması gibi olumsuz sonuçlar peydana gelebilecektir.
3. Yönetişim Konuları
ESG’nin “Governance” yönetişim kriterleri şirketin üst yönetiminde bulunan kişilerin şirketi yönetme ve paydaşlarının çıkarlarını gözetme kararlılığı ve duyarlılığını içermektedir. Şirketin üst yönetiminin ve yönetim kurulunun kapsayıcı ve çeşitli grupları içeriyor olması, şirket kapsamında mali ve muhasebe şeffaflığının ve tam ve dürüst mali raporlamanın benimsenmesi ve etkin biçimde uygulanması iyi bir kurumsal yönetimin temel unsurları olarak kabul edilmektedir.
Buna ek olarak yönetim kurulu üyelerinin hissedarlarla gerçek bir güven ilişkisi içinde hareket etmesi ve bu görevle ilgili çıkar çatışmalarından kaçınmaya özen göstermesi de yönetişim faktörü kapsamında önemli bir ölçüttür. Zira bir şirketin yönetim yapısını oluşturan iç prosedürler ve kontroller sistemi, şirketin öz kaynağı olarak değerlendirilmektedir. Sosyal sorumluluk sahibi olmak isteyen her şirket için güçlü ve etik bir yapı şart olup, şirket süreçlerinde politika ve stratejilerin bu kriterlere göre belirlenmesi gerekecektir. Sorumlu yatınım ilkeler uyanınca sürdürülebilir bir yatırım taahhüdünün şirketin üst düzey yönetiminden başlayarak aşağıya doğru yöneleceği fikri benimsenmektedir.
Yeşil Finansman Kullanımının ESG İle Entegrasyonu
Belirtildiği üzere GLP kapsamında iklim değişikliği, doğal kaynakların tükenmesi, biyolojik çeşitliliğin kaybı ve hava, su ve toprak kirliliği gibi çevresel bakımdan önem arz eden hususların ele alınması amacıyla yeşil projelere yönelik bir dizi geniş kapsamlı uygunluk kategorisini belirtilmiş olup, söz konusu liste ayrıntılı olmadığı gibi ilgili uygunluk kriterlerine ilişkin örnekleme niteliğinde bir listedir. GLP kapsamında yeşil kredilerin kredi alanları tarafından çevresel sürdürülebilirlik hedeflerinin kredi verenlere açık bir şekilde bildirilmesi ve bu bilgilerin çevresel sürdürülebilirliğe ilişkin kendi kapsayıcı hedefleri, stratejisi, politikası ve/veya süreçleri bağlamında konumlandırılması tavsiye edilmektedir. Bu bağlamda ESG konularından olan ve aşağıda detaylı olarak incelenen “Environmental” yani çevre faktörünün kredi alanın iş süreçlerine entegrasyonu açıkça tavsiye edilmektedir. Yeşil krediler aynı zamanda diğer ESG konularından olan sosyal ve yönetişim konuları ile ilgili mülahazalara sahip olabilecek olmakla birlikte bu mülahazalar tek başına söz konusu krediyi yeşil olarak nitelendirmeyecektir.