Avrupa Parlamentosu, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (CBAM) kapsamında yapılan değişiklik önerilerini büyük çoğunlukla kabul ederek, Avrupa Konseyi ile yürütülecek müzakereler öncesinde resmi tutumunu belirlemiştir. Avrupa Komisyonu’nun 2025 yılı Şubat ayında sunduğu Omnibus I Paketi kapsamında getirilen bu düzenlemeler, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBİ) üzerindeki raporlama yükünü hafifletmeyi amaçlamaktadır.

Avrupa Parlamentosu, 22 Mayıs 2025 tarihinde yaptığı oylamada 564’e karşı 20 oyla Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nda (Carbon Border Adjustment Mechanism- “CBAM”) yapılması önerilen değişikliklere onay vermiştir. Söz konusu değişiklikler, Avrupa Komisyonu’nun 2025 yılı Şubat ayında duyurduğu Omnibus I Paketi kapsamında yer almakta olup, Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın karbon kaçağını önlemeye yönelik temel araçlarından biri olan CBAM’ın kapsamını daraltırken, mekanizmanın emisyon azaltımı hedeflerini zayıflatmadan sürdürülmesini amaçlamaktadır.

CBAM’ın Temel Amacı ve Hukuki Dayanağı

CBAM, 2023 yılında kabul edilmiş; 2026 yılı itibarıyla tam olarak yürürlüğe girmesi öngörülen bir karbon fiyatlandırma mekanizmasıdır. Mekanizma, AB Emisyon Ticaret Sistemi’ne (ETS) tabi olan Avrupa Birliği (“AB”) sınırları içinde faaliyet gösteren üreticiler ile üçüncü ülkelerden ithal edilen karbon yoğun mallar arasında rekabet eşitliğini sağlamayı hedeflemektedir. Bu kapsamda, ithalatçılar, AB dışından temin ettikleri demir-çelik, alüminyum, çimento gibi ürünlerin üretiminde ortaya çıkan karbon emisyonları için CBAM sertifikası satın almakla yükümlüdür.

Omnibus Paketi Kapsamında Öngörülen Değişiklikler ve Yeni Eşik Değeri

2025 yılında duyurulan Omnibus I Paketi ile AB, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler üzerindeki düzenleyici yükün azaltılmasını hedeflemektedir. Avrupa Komisyonu’nun “Rekabetçilik Pusulası (Competitiveness Compass)” başlıklı strateji belgesi çerçevesinde tüm şirketler için %25, KOBİ’ler için ise %35 oranında raporlama yükünün azaltılması planlanmaktadır. CBAM özelinde önerilen en kritik değişiklik, 50 tonluk yeni bir karbon eşiği getirilmesidir. Bu eşik değeri ile yıllık ithalatı 50 tonun altında kalan ithalatçılar CBAM yükümlülüklerinin dışında tutulacak ve böylece yaklaşık %90’dan fazlası küçük ve orta ölçekli işletmelerin bu düzenlemeden muaf tutulması sağlanacaktır. Ancak Avrupa Komisyonu’nun açıklamasına göre, bu istisnaya rağmen demir-çelik, alüminyum ve çimento gibi sektörlerdeki ithalattan kaynaklı karbon emisyonlarının %99’undan fazlası hala CBAM kapsamında kalmaya devam edecektir. Dolayısıyla, çevresel etkinin ve karbon kaçağının önlenmesi hedefi zedelenmemektedir.

Paket kapsamında yer alan öneriler yalnızca eşik değeriyle sınırlı kalmayıp, karbon emisyonlarının hesaplanması, raporlama yükümlülükleri ve izleme-doğrulama mekanizmalarında da teknik sadeleştirmeler öngörmektedir. Bu gelişmeler, özellikle küçük ithalatçılar ve yeni pazarlara açılmak isteyen şirketler açısından mevzuata uyum süreçlerini kolaylaştıracaktır.

Bu bağlamda Avrupa Parlamentosu’nda kabul edilen taslak metin, Avrupa Komisyonu’nun önerilerini büyük ölçüde onaylamakla birlikte, sadece teknik ve açıklayıcı nitelikte sınırlı sayıda değişiklik içermektedir.

Böylece Avrupa Parlamentosu bu oylamayla, Avrupa Konseyi ile başlayacak müzakereler öncesinde resmi tutumunu netleştirmiştir.

Yapılan değişiklikler, AB’nin iklim politikasından geri adım atacağı anlamına gelmemekte; aksine çevresel hedeflerin korunarak idari ve mali yüklerin dengelenmesini sağlamayı amaçlamaktadır. Bu durum, hem iklim mücadelesinin sürekliliğini hem de Avrupa iş dünyasının rekabetçiliğini gözeten bir yaklaşım olarak değerlendirilebilir. Önümüzdeki süreçte, Avrupa Konseyi ile yapılacak müzakereler neticesinde CBAM düzenlemesinin nihai şekli belirlenecek ve 2026 itibarıyla tam anlamıyla yürürlüğe girecektir.

Bu bağlamda, ithalatçı şirketlerin yeni eşik değerlerine ve sadeleştirilmiş yükümlülüklere dikkat ederek, CBAM uygulamasına yönelik hazırlıklarını gözden geçirmeleri büyük önem taşımaktadır. Hukuki belirlilik ve çevresel sorumluluk ilkelerinin birlikte yorumlandığı bu yeni dönemde, şirketlerin sürdürülebilir ticaret ve karbon uyum stratejilerini revize etmeleri kaçınılmaz hale gelmiştir.