7519 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 655 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (“Kanun”), 09 Temmuz 2024 Tarihli Resmî Gazete’de yayımlanmıştır. Söz konusu Kanun’un 618 sayılı Limanlar Kanunu’na yeni eklenen 3. maddesi uyarınca Türkiye’nin Türk Limanlarına yanaşan veya limanlardan ayrılan gemilerden karbon vergisi alacağı düzenlenmiştir.

9 Temmuz tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Kanun uyarınca en dikkat çeken düzenleme kuşkusuz ki yük veya yolcu elleçleme amacıyla Türk limanlarına gelen veya limanlardan ayrılan ticari gemilerin saldıkları sera gazı emisyonlarının karşılığı olarak emisyonuna göre karbon vergisinin alınmasıdır.

Söz konusu düzenleme uyarınca geminin emisyonuna bağlı olarak hesaplanarak gemi sahiplerinden tahsil edilen tutarlar genel bütçenin (B) işaretli cetveline özel gelir olarak kaydedilecektir. Emisyon bedeli olarak tahsil edilen söz konusu gelir karşılığı tutarlar ise düzenleme uyarınca yeşil denizcilik için araştırma, geliştirme, dönüşüm ve yeni yapım faaliyetlerinin desteklenmesi amacıyla Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı bütçesine özel ödenek olarak öngörülecektir.

İklim değişikliğinin son yıllarda meydana gelen etkileri nedeniyle tüm sektörlerde olduğu gibi gemi kaynaklı emisyonların azaltılmasına yönelik çalışmaların da hızlandığına dikkat çekilen yasa teklifinin gerekçesinde; deniz taşımacılığını önümüzdeki süreçte en çok etkileyecek konulardan birinin Avrupa Birliği Emisyon Ticaret Sistemi (“AB ETS”) olacağı ifade edilmiştir.

Nitekim bilindiği üzere Avrupa Komisyonu tarafından kabul edilen Fit for 55 paketinin bir parçası olarak, deniz taşımacılığından kaynaklanan emisyonlar 1 Ocak 2024’ten itibaren diğer sanayi sektörleri için 2008’den bu yana yürürlükte olan emisyon tahsisatlarına yönelik bir ticaret sistemi olan AB ETS’ye dahil edilmiştir.

AB ETS’nin getirdiği temel yükümlülük, denizcilik şirketlerinin karbondioksit (CO₂) emisyonlarını raporlaması, emisyonlar için tahsisatlar alması ve sunması gerekmesidir.

Söz konusu düzenleme başlangıçta yalnızca Avrupa izleme, raporlama ve doğrulama sistemi (“EU MRV”) kapsamında CO₂ emisyonlarını izleyen ve raporlayan 5.000 gros tonun (“GT”) üzerindeki gemiler için geçerli olacaktır.

Gerek mevcut gemiler için güçlendirme uygulamaları gerekse de limanlarda alternatif yakıt altyapılarının çok yüksek miktarda yatırımlar gerektiği, bu nedenle uluslararası ve bölgesel karbon fiyatlandırma uygulamalarından toplanan gelirlerin en verimli şekilde kullanılmasının büyük önem taşıdığı belirtilmiştir.

Bu bağlamda Türk limanlarına yanaşan ya da limanlardan ayrılan ticari gemilerden alınacak bedeller, doğrulanan sera gazı emisyonları ile AB ETS güncel karbon fiyatı temel alınarak belirlenecek olup söz konusu bedel her yıl, bir sonraki yılın eylül ayı sonuna kadar bir önceki yılın toplam bedeli olarak ödenecektir.

Deniz taşımacılığından elde edilen karbon fiyatlandırması gelirleri izah edildiği üzere Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın bütçesine özel ödenek olarak aktarılacak olup özel gelir ve ödeneklerin kullanımına ilişkin usul ve esaslar Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecektir.

Buna ek olarak uygulama kapsamına alınacak gemilerin cinsi, sefer bölgesi, tonajı, gemilerden alınacak emisyon bedeli oranları, emisyonların izlenmesi, raporlanması ve doğrulanmasına ilişkin usul ve esaslar Cumhurbaşkanı tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenecektir.

Denizcilik şirketlerinin karşılaştığı karbon emisyon ücretleri ve sürdürülebilir yakıtlardaki fiyat artışı deniz taşımacılığını etkileyecek olup özellikle söz konusu olan ilave maliyetlerin müşterilere fatura edilmesi söz konusu olabilecektir.

Söz konusu Kanun hükümleri yayım tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir.

Ulaştırma alanında düzenlemeleri içeren Kanun aynı zamanda Türkiye deniz yetki alanlarında, su yollarında ve iç sularda verilecek kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetlerinin, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından yürütüleceğini ve liman idari sınırlarında demirleyen gemilerin demirleme ücretlerini ve bu ücretlerin ödenmesine ilişkin usul ve esaslar ile muafiyetlerini belirlemekle yetkili olduğunu düzenlemiştir.

Ayrıca, Limanlar Kanunu’nda yapılan değişiklik kapsamında, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, deniz ve iç sular ulaşımını geliştirmek ve serbest, adil, sürdürülebilir bir rekabet ortamı sağlamak amacıyla sınırlı olmak üzere, özel kanunlarda ve kanun hükmünde kararnamelerde aksine hüküm bulunmadıkça liman, iskele ve kıyı yapılarında gemilere verilen hizmetlere ilişkin gerektiğinde taban ve tavan ücretlerini tespit etmek ve uygulamasını denetlemekle yetkili kılınmıştır.