Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu’nun (“BDDK”) sürdürülebilirlik ve Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyum sürecinde güncel çalışmalarında en önemli çıktılardan biri olan “Yeşil Varlık Oranı Hakkında Tebliğ Taslağı” (“Tebliğ”) yayınlanmıştır.
Ülkemizde yeşil finans piyasalarının gelişmesine ve yeşil ekonomik dönüşümün finansmanına önemli katkı sunması amaçlanan “Yeşil Varlık Oranı Tebliğ Taslağı” kamuoyu görüşüne açılmıştır. Bu Tebliğin amacı, bankaların çevresel sürdürülebilir ekonomik faaliyetlerin finansmanına katkısının ölçümü için belirlenen yeşil varlık oranı ve diğer anahtar performans göstergelerinin hesaplanmasına ve raporlanmasına ilişkin usul ve esasların belirlenmesidir.
Bankaların iklimle ilgili hedeflere katkısını ölçmeyi hedefleyen Yeşil Varlık Oranı, Avrupa Bankacılık Otoritesinin geliştirdiği ve denetim otoritelerine önerdiği bir hesaplama yöntemidir. Tebliğ kapsamında bankaların çevresel sürdürülebilirliğe katkısı için birincil anahtar performans göstergesi yeşil varlık oranı olarak belirtilmiştir.
Tebliğ kapsamında, Yeşil varlık oranı hesaplaması hususu “bankaların konsolide olmayan bilançolarında yer alan uyumlu varlıkların, uygun varlıklara bölünmesi ile hesaplanır” şeklinde tanımlanmıştır.
Uyumlu varlıklar;
- a) Çevresel hedeflerden bir ya da daha fazlasına önemli ölçüde katkıda bulunma,
- b) Diğer çevresel hedeflere önemli zarar vermeme ve
- c) Asgari sosyal güvenlik önlemlerini sağlama koşullarını aynı anda yerine getiren ekonomik faaliyetlere ilişkin bilanço içi finansal varlıkların itfa edilmiş maliyet ile ölçülen brüt tutarlarının toplanması ile hesaplanır.
Tebliğ kapsamında, çevresel hedefler AB taksonomisinde yer alan;
- a) İklim değişikliğini azaltma,
- b) İklim değişikliğine uyum,
- c) Döngüsel ekonomiye geçiş,
ç) Su ve deniz kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı ve korunması,
- d) Kirliliğin önlemesi ve kontrol altına alınması ve
- e) Biyoçeşitliliğin ve ekosistemlerin korunması ve restorasyonu hedeflerini kapsar.
BDDK bu noktada kendi müşterilerinden verileri toparlayarak raporlama konusu verileri depolamayı hedeflemektedir. BDDK kurumlar arası iş birliği yapılması gerektiğini ve verilerin erişilebilir olması gerektiğini belirtmektedir.
Dünya Bankasının yapmış olduğu çalışmanın bir benzeri Türkiye’de BDDK tarafından gerçekleştirildiği görülmektedir. Konuya ilişkin ayrıca BDDK ve Dünya Bankası iş birliği bulunmaktadır. Uluslararası finans piyasaları ile iş birliği yapılması finansman sağlayan yatırımcıları da ikna edebilmek açısından oldukça önemlidir.
Bankaların yeşil varlık oranının tespitinin akabinde, bu krediler bakımından etki analizi yapılması (çevresel, sosyal etki) önem taşımaktadır.
Yeşil Varlık Oranı hesaplaması, banka portföylerindeki finansal varlıkların, AB Taksonomisinde yer alan “Teknik Tarama Kriterleri”, “Çevreye Önemli Zarar Vermeme Kriterleri” ve “Asgari Güvenlik Önlemleri Kriterlerine” göre sınıflandırılmasını gerektirmektedir. Bu bakımdan Tebliğ ve ekleri, AB taksonomisi ile uyumlu bir sınıflandırma sistemi sunmaktadır. Yeşil Varlık Oranı’nda bu belirleme AB NACE kodları ile uyumlu olacak şekilde olup, Tebliğ EK:1 “Teknik Tarama Kriterleri” bölümünde çeşitli sektörlere ilişkin NACE kodları sağlanmaktadır.
Tebliğ kapsamında ekonomik faaliyet türü bazında, Teknik Tarama Kriterleri’ni sağlayan faaliyetlere yönelik krediler, kredi borçlusunun Tebliğ’in 6’ncı maddesinde yer alan çevreye önemli zarar vermeme ve 7’nci maddesinde yer alan asgari güvenlik önlemleri kriterini birlikte sağlaması koşulu ile “uyumlu varlık” olarak sınıflanacak ve yeşil varlık oranı hesaplamasının payında yer alacağı belirtilmiştir.
Tebliğ EK:2’de belirtildiği üzere, çevreye önemli zarar vermeme kriterlerinin değerlendirilmesi kapsamında Tebliğ’e göre “uyumlu” olarak sınıflanacak bir ekonomik faaliyetin, çevresel hedeflerden birine önemli ölçüde katkıda bulunurken diğer beş çevresel hedefin hiçbirine önemli zarar vermemesi gerektiği beliritlmiştir.
Bir faaliyetin çevreye önemli zarar vermeme kriterlerine uyumlu olup olmadığının değerlendirmesinde;
- i) Çevreye önemli zarar vermeme koşulunu ihlal etme,
- ii) İklim riski değerlendirme,
iii) Su ve deniz kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı ve korunması,
- iv) Kimyasalların kullanımı ve varlığına ilişkin kirlilik önleme ve kontrolü,
- v) Biyoçeşitlilik ve ekosistemin restorasyonu ve korunması
kriterleri dikkate alınacaktır.
İlaveten Tebliğ EK:2’de çevreye önemli zarar vermeme koşulunu ihlal eden durumlar faaliyetin çevreye önemli zarar vermeme koşulunu ihlal edip etmediğini ifade eden kriterler sayılmıştır.
Tebliğ EK:3’te “Asgari Güvenlik Önlemleri” açıklanmış olup Tebliğ kapsamında bir faaliyetin “uyumlu” olarak sınıflanabilmesi için;
- a) Faaliyetin, insan ve çalışan haklarına, yolsuzluk ve vergi ve rekabet hukuku düzenlemelerine aykırı olmaması,
- b) Faaliyeti sürdüren işletmenin;
- i) OECD Çok Uluslu Şirketler Rehberinde,
- ii) Uluslararası Çalışma Örgütü’nün İşyerinde Temel İlkeler ve Haklar Bildirgesi’nde tanımlanan sekiz temel sözleşmede,
iii) BM İş Dünyası ve İnsan Hakları Kılavuz İlkelerinde ve
- iv) Uluslararası İnsan Hakları Beyannamesinde belirtilen sorumlu iş yapma standartlarına uygun faaliyette bulunması gerektiği belirtilmiştir.
Tebliğ EK:4’te Yeşil Varlık Oranı Raporlama Tablosu verilmektedir. Tebliğ’in gerekçesinde ülkemizde de, uluslararası düzenleme ve uygulamalar da dikkate alınarak, bankacılık sektörünün iklime bağlantılı risklerinin analizi, finansal kaynakların yeşil yatırım alanlarına yönlendirilmesi ve ekonomik faaliyetlerin yeşil olma kriterlerinin belirlenmesi için bir yeşil varlık oranı düzenlemesi gerektiği ifade edilmiştir. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın taksonomi çalışması sonuçlanana dek bu çalışmayı ara çözüm taksonomisi olarak kullanmayı hedeflenmektedir.
Tebliğ, Türk bankacılık sektörünün çevresel sürdürülebilirliğe katkısını belirlemeyi amaçlamaktadır. İlaveten, bankaların iklimle bağlantılı finansal risklerini analiz etmelerini ve yönetmelerini teşvik etmektedir. İklim finansmanıyla ilgili verilerin doğruluğunu ve şeffaflığını artırmayı hedeflemekte olup, sanayi ve ticaret kuruluşlarına yeşil dönüşümle ilgili genel kriterler sunmayı amaçlamaktadır.
Tebliğ, kuruluşların sürdürülebilirlik performansını karşılaştırılabilir kılmayı hedeflerken, yurtiçi yatırımların yeşil alanlara yönlendirilmesini desteklemektedir. Ayrıca, uluslararası yeşil finansal piyasalardan ülkenin reel sektörüne kaynak aktarılmasını hedeflemektedir.
Mevcut durumda Tebliğ, AB Taksonomi çerçevesine dayanmakta olup ulusal bir taksonomi hazırlığı yapılmaktadır ve kurulacak ulusal taksonomi doğrultusunda atıflarla Tebliğ güncellenecektir. Ayrıca, Tebliğ ve ekleri yeşil finansal varlıkların belirlenmesine ilişkin öncü bir teknik öneri seti sunması nedeniyle ulusal taksonomi çalışmalarına önemli düzeyde katkı sağlama potansiyeline sahiptir.
Metodolojinin, reel sektör kuruluşlarının kendi yeşil dönüşüm stratejilerini oluşturmasına, uluslararası politika ve uygulamalardan kaynaklanan geçiş risklerini azaltmalarına ve ulusal iklim taahhütlerini yerine getirmelerine yardımcı olabileceği değerlendirilmektedir.