Avrupa Birliği, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (Carbon Border Adjustment Mechanism – CBAM) ile AB’ye ithal edilen belirli ürünlerin (çimento, demir-çelik, alüminyum, gübre, elektrik ve hidrojen) AB’de üretilmiş olmaları halinde maruz kalacakları karbon maliyetlerine eşdeğer bir yükümlülükle karşılaşmalarını sağlamaktadır. Amaç, karbon kaçağını önleyerek AB sanayisinin rekabet gücünü korumaktır.
Avrupa Komisyonu (“Komisyon”), 28 Ağustos 2025 tarihinde üç temel düzenleme alanına ilişkin görüş ve kanıt toplama süreci (“Görüş Çağrısı”) başlatmıştır. Paydaşların bu sürece 25 Eylül 2025 tarihine kadar katkıda bulunmaları beklenmektedir.
Komisyon’un hedefi; düzenlemeleri sadeleştirmek, maliyet etkinliğini artırmak, işletmelere yönelik hukuki netlik sağlamak, üye devletlerin uygulama kapasitesini güçlendirmek ve mekanizmanın etkinliğini artırmaktır.
Bu Görüş Çağrısı, CBAM’ın temel teknik unsurlarını netleştirmeyi ve paydaşlardan ilgili geri bildirimleri toplamayı amaçlamaktadır. Elde edilecek bilgiler, Komisyon tarafından kesin rejim başlamadan önce kabul edilecek üç uygulama yönetmeliğinin hazırlanmasına doğrudan katkı sağlayacaktır:
- Metodolojiye İlişkin Uygulama Yönetmeliği
Bu Görüş Çağrısı, CBAM’ın kesin rejiminde kullanılacak emisyon hesaplama metodolojisine ilişkin zorluklarda kanıta dayalı karar alma sürecini desteklemek amacıyla ek bilgi toplamayı hedeflemektedir. Özellikle:
- Doğrudan gömülü emisyonların hesaplanması: Komisyon, 2023–2025 arasındaki geçiş döneminde kullanılan CBAM metodolojisini gözden geçirerek uygulamayı sadeleştirmeyi, idari yükleri azaltmayı ve gerçek emisyonların kullanımını kolaylaştırmayı amaçlamaktadır. Bu revizyon, geçiş döneminde edinilen tecrübeler ve paydaşlardan alınan geri bildirimler üzerine inşa edilecek ve 2026’dan itibaren geçerli olacak metodolojiye temel oluşturacaktır. Görüş Çağrısı, doğrudan emisyonların hesaplanmasına ilişkin revizyon sürecini beslemek için ek geri bildirim, veri ve kanıt toplamayı hedeflemektedir.
- Elektrik için gömülü emisyonların belirlenmesi: CBAM Yönetmeliği, elektrik için CO₂ emisyon faktörlerinin varsayılan değerler olarak kullanılmasını öngörmekte olup, bu değerler yalnızca fosil yakıt temelli üretim kaynaklarına dayanmaktadır. Belirli kümülatif koşulların karşılanması halinde gerçek emisyonların raporlanmasına izin verilmektedir. Paydaşlar mevcut kurallara ilişkin endişelerini dile getirmiştir ve bu konulara yönelik ayrı bir Görüş Çağrısı da başlatılmıştır. Mevzuatın çizdiği sınırlar çerçevesinde, metodolojiye ilişkin uygulama yönetmeliği; kesin rejimde emisyon faktörlerinin nasıl hesaplanacağını, gerçek emisyonların raporlanabilmesi için sunulması gereken kanıtları ve alternatif varsayılan değerlerin hangi şartlarda kullanılabileceğini belirleyecektir.
- Dolaylı gömülü emisyonların belirlenmesi: Dolaylı emisyonlar, CBAM kapsamında şu an yalnızca çimento ve gübre sektörlerini kapsamaktadır. Komisyon, CBAM Yönetmeliği’nde öngörülen kriterler çerçevesinde, çevresel bütünlüğü koruyacak ve karbon kaçağını önleyecek en uygun varsayılan değerleri belirlemekle görevlidir. Ayrıca uygulama yönetmeliği, gerçek verilerin kullanılabilmesi için hangi kanıtların sunulması gerektiğini ve alternatif varsayılan değerlerin hangi koşullarda kabul edileceğini düzenleyecektir.
- Varsayılan değerlerin belirlenmesi: Elektrik dışındaki ürünler için varsayılan değerler, gerçek emisyon verisinin bulunmadığı durumlarda kullanılacak yedek bir seçenek olarak öngörülmektedir. Uygulama yönetmeliği, varsayılan değerlerin belirlenmesine ilişkin adil, şeffaf ve tutarlı bir yaklaşım ortaya koymayı hedeflemektedir. Bu çerçevede, CBAM beyanlarında temel alınması gereken esasın her zaman gerçek emisyon verileri olduğu ilkesi pekiştirilecektir.
- Serbest Tahsisata (Free Allocation) İlişkin Uygulama Yönetmeliği
AB Emisyon Ticaret Sistemi (“AB ETS”) kapsamında karbon kaçağı riski, belirli ürün benchmarklarına dayalı olarak sağlanan serbest tahsisatlar aracılığıyla yönetilmektedir. CBAM kapsamındaki sektörlerde bu tahsisatlar 2026–2034 dönemi boyunca kademeli olarak sona erdirilecektir. Buna paralel olarak CBAM yükümlülükleri de aşamalı biçimde artırılacaktır.
Bu çerçevede hazırlanacak uygulama yönetmeliği, serbest tahsisatların CBAM yükümlülüklerine yansıtılması için uygulanacak hesaplama yöntemlerini belirleyecektir. Söz konusu ayarlama, ithalatçının CBAM kapsamında teslim etmesi gereken sertifika yükümlülüğünün, AB ETS kapsamında halen serbest tahsis edilen izinler dikkate alınarak orantılı biçimde düzeltilmesini öngörmektedir. Temel amaç, AB içinde üretilen ürünlerle üçüncü ülkelerden ithal edilen ürünler arasında eşit muamelenin sağlanmasıdır.
Komisyon, bu alanlarda alınacak kararların dayanaklarını güçlendirmek amacıyla, paydaşlardan yüksek nitelikli kanıt, bilgi, veri ve geri bildirim talep etmektedir. Özellikle şu hususlar öne çıkmaktadır:
- Gömülü serbest tahsisatın hesaplanmasına ilişkin metodoloji
AB ETS’de serbest tahsisat, ilgili üretim süreçleri için belirlenmiş ürün benchmarkları, ayrıca ek metodolojik kıstaslar ve süreç benchmarkları esas alınarak hesaplanmaktadır. CBAM’a ilişkin uygulama yönetmeliği, AB ETS kapsamında (AB) 2019/331 sayılı Yetki Devrine Dayanan Komisyon Tüzüğü ile tanımlanmış kuralları esas alacak ve CBAM özelinde uyarlayacaktır. - AB ETS benchmarklarından türetilen CBAM benchmarklarının geliştirilmesi
Metodolojinin en kritik unsurlarından biri, CBAM kapsamındaki her bir ürün için uygun CBAM benchmarklarının oluşturulmasıdır. Bu benchmarklar, AB ETS’de kullanılan referans değerlerden türetilecektir. Ancak burada temel zorluk, AB ETS benchmarklarının tesis ve üretim süreci bazlı tasarlanmış olması, CBAM’ın ise nihai ürün temelli bir sistem üzerine kurulmuş olmasıdır. Bu nedenle, geliştirilecek yöntemin hem idari açıdan uygulanabilir ve sade olması, hem de serbest tahsisat düzeltmelerinin ithal ürünler açısından doğru ve adil biçimde yansıtacak düzeyde olması gerekmektedir.
- Üçüncü Ülkelerde Ödenen Karbon Fiyatına İlişkin Uygulama Yönetmeliği
Bu uygulama yönetmeliği, AB ithalatçılarının, beyan ettikleri emisyonlar için üçüncü bir ülkede fiilen ödedikleri karbon fiyatını dikkate alarak teslim etmeleri gereken CBAM sertifikası sayısında indirim talep edebilmelerine imkan tanıyacaktır.
Bu amaçla, üçüncü bir ülkede bir karbon azaltım mekanizması kapsamında ödenen karbon fiyatının, eşdeğer sayıda CBAM sertifikasına dönüştürülmesine yönelik kurallar belirlenecektir. Dönüştürme işlemi, aynı zamanda yabancı para biriminde ödenmiş tutarların Euro’ya çevrilmesini de kapsayacaktır.
Kurallar ayrıca şu hususları içerecektir:
- Ödenen karbon fiyatının geçerli sayılması için sunulması gereken kanıt ve belgeler,
- İndirimi etkileyebilecek muafiyet, iade veya telafi gibi uygulamaların nasıl hesaba katılacağı,
- Bu belgeleri doğrulamaya yetkili bağımsız üçüncü tarafların nitelikleri ve bağımsızlıklarının hangi şartlar altında sağlanacağı.
Komisyon tarafından yayımlanan Görüş Çağrısı kapsamında, CBAM’ın kesin rejiminde tutarlılığı ve hukuki netliği sağlamak amacıyla kritik önem taşımaktadır. Ekonomik olarak, AB ithalatçıları ve üçüncü ülke üreticileri için yükümlülüklerin daha öngörülebilir hale gelmesi ve rekabet eşitliğinin güçlenmesi hedeflenmekte; çevresel açıdan, daha doğru emisyon verileriyle CBAM’ın bütünlüğü artırılmakta ve küresel karbonsuzlaşma desteklenmektedir. İdari düzeyde raporlama süreçleri sadeleşirken, küçük işletmelerde ek uyum kapasitesi ihtiyacı doğabilecektir. Sosyal etkiler sınırlı olmakla birlikte, uzun vadede yeşil dönüşüm ve sanayi inovasyonu üzerinden dolaylı faydalar sağlanması beklendiği belirtilmektedir.
Hedef Kitle
- CBAM’dan etkilenen AB içi ve AB dışındaki işletmeler,
- CBAM uygulamasından sorumlu üye devlet otoriteleri ve üçüncü ülke yetkili kurumları (özellikle gümrük ve karbon fiyatlama otoriteleri),
- Akademik kurumlar ve araştırmacılar.
Komisyon’un bu süreç sonucunda hazırlayacağı düzenlemelerin 2025 yılının son çeyreğinde yürürlüğe girmesi planlanmaktadır.
İzleme ve Değerlendirme
CBAM’ın uygulanması, şirketler tarafından CBAM Siciline kaydedilecek yıllık beyanlar üzerinden izlenecektir. Bu beyanlar; raporlanan emisyonları, üçüncü ülkelerde ödenen karbon fiyatlarını ve AB ETS kapsamında verilen ücretsiz tahsisatlara ilişkin bilgileri içerecektir. İlk yıllık beyanların 2027’den itibaren kayda geçmesi beklenmektedir, bu nedenle düzenlemenin etkileri zamana yayılarak ölçülebilecektir.
Görüş Çağrısı ve değerlendirilen düzenlemeler, yeni bir izleme yükümlülüğü getirmemekte; yalnızca 2026’da başlayacak tam uygulama döneminin sağlıklı işlemesini sağlayacak kuralları ortaya koymayı amaçlamaktadır. CBAM Yönetmeliği’nin 30(6). maddesi uyarınca Komisyon, mekanizmanın işleyişini düzenli olarak takip edecek, etkilerini değerlendirecek ve gerekirse uyarlamalar yapacaktır.
Bu çerçevede Komisyon, 2028’den önce ve sonrasında her iki yılda bir CBAM’ın uygulanışına ilişkin raporlarını Avrupa Parlamentosu ve Konseyi’ne sunması söz konusu olacaktır. Böylece hem ilerleme düzenli biçimde ölçülecek hem de elde edilen veriler doğrultusunda kanıta dayalı politika geliştirilmesi mümkün olacaktır.
CBAM’ın 2026 sonrası tam uygulama dönemi için hazırlanan bu üç düzenleme hem AB içi hem de üçüncü ülke işletmeleri açısından önemli mali, operasyonel ve hukuki etkiler doğuracaktır. İşletmelerin, sürece ilişkin görüşlerini sunmaları ve eş zamanlı olarak iç hazırlıklarını hızlandırmaları kritik önem taşımaktadır.