İklim değişikliği ile etkin mücadele için atılan en önemli adımlardan biri olan ve ülkemizde ilk kez iklim değişikliği ile mücadeleye ilişkin kapsamlı ve temel bir yasal düzenleme niteliği taşıyan İklim Kanunu (“Kanun”) 2 Temmuz 2025 tarihi itibari ile Türkiye Büyük Millet Meclisi (“TBMM”) Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaşmıştır.
Kanun süreci kapsamında, 10 Nisan 2025 tarihinde tasarının ilk dört maddesi TBMM’de kabul edilmiştir. 25 ve 26 Haziran tarihlerinde 5 ila 11. maddeler kabul edilmiş, ayrıca üç maddede değişiklik yapılmıştır. 1 Temmuz tarihinde 12 ila 16. maddeler kabul edilmiştir. Sürecin sonunda, 2 Temmuz tarihinde gerçekleştirilen Genel Kurul oylamasıyla kanun, 242 kabul ve 141 ret oyuyla yasalaşmıştır.
Söz konusu Kanun, Türkiye’nin 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi doğrultusunda sera gazı emisyonlarının azaltılması, iklim değişikliğine uyum politikalarının güçlendirilmesi ve yeşil kalkınmanın teşvik edilmesini amaçlamaktadır. Bu kapsamda, Kanun coğrafi alan ya da sektör fark etmeksizin tüm kamu kurum ve kuruluşlarını, gerçek ve tüzel kişileri kapsamakta ve sorumluluklarını tanımlamaktadır.
İklim değişikliğiyle mücadele kapsamında belirlenen genel ilkelere göre, Türkiye bu süreci “ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklar ve göreceli kabiliyetler” ilkesi doğrultusunda yürütecektir.
Bu çerçevede; eşitlik, iklim adaleti, ihtiyatlılık, katılımcılık, entegrasyon, sürdürülebilirlik, şeffaflık, adil geçiş ve ilerleme yaklaşımları temel esaslar olarak benimsenmiştir.
Kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişiler, kamu yararı gözetilerek alınacak düzenlemelere ve tedbirlere süresi içinde uymak ve uygulamakla yükümlüdür.
Net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda hazırlanan Ulusal Katkı Beyanı’nda, ülkenin kalkınma öncelikleri ve özel koşulları dikkate alınacak; bu kapsamda gerekli önlemler hayata geçirilecektir.
Sera gazı emisyonlarının azaltımı ve iklim değişikliğine uyuma yönelik faaliyetlerdeki ilerleme, İklim Değişikliği Başkanlığı tarafından yıllık olarak izlenecektir.
İklim Değişikliği Başkanlığı; gerekli görülen tedbirlerin alınması amacıyla görev alanı kapsamında kurumlar arası koordinasyonu sağlamak, faaliyet ve standartları belirlemek, gelişmeleri takip etmek ve karbon fiyatlandırmasına ilişkin piyasaya dayalı mekanizmaları düzenlemekle yetkilendirilmiştir.
Kanun kapsamında, Türkiye’nin emisyon azaltım hedeflerine ulaşmasını sağlamak amacıyla Emisyon Ticaret Sistemi (“ETS”) ve Karbon Piyasası Kurulu gibi yeni yapılar oluşturulmuş olup, bu sistemlerin İklim Değişikliği Başkanlığı yönetiminde ve denetiminde yürütülmesi öngörülmüştür. Bu kapsamda, belirlenen sektörlerde faaliyet gösteren işletmelerin sera gazı emisyon izni alması zorunlu hale getirilmiş, ayrıca karbon fiyatlandırma mekanizmalarının uygulanmasına yönelik düzenlemeler getirilmiştir.
Buna ek olarak, Ticaret Bakanlığı tarafından Türkiye’ye özgü Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nın (“SKDM”) oluşturulması öngörülmekte olup, bu mekanizma ile uluslararası ticarette karbon kaçağının önlenmesi ve sanayinin düşük karbon ekonomisine uyum sağlaması hedeflenmektedir.
Nitekim söz konusu Kanun kapsamında idari nitelikte yaptırımların uygulanacağına dair düzenlemeler bulunmakta olup, işletmelerin ve kurumların bu kurallara uyum sağlaması için gerekli denetim mekanizmaları öngörülmüştür.
İklim Değişikliğiyle Mücadele ve İklim Değişikliğine Uyum Faaliyetleri
İklim Kanunu kapsamında, sera gazı emisyonlarının azaltımı ve iklim değişikliğine uyum faaliyetlerine ilişkin esaslar belirlenmiş bulunmaktadır. Söz konusu faaliyetler, Ulusal Katkı Beyanı, net sıfır emisyon hedefi ve İklim Değişikliği Başkanlığı tarafından yayımlanan strateji ve eylem planları doğrultusunda yürütülmektedir.
Ulusal Katkı Beyanında sektörel bazda tanımlanan emisyon azaltım hedefleri, ilgili kurum ve kuruluşlara verilen görev ve sorumluluklar çerçevesinde yerine getirilmektedir. Hedeflere ulaşmak amacıyla ortaya çıkan ihtiyaçlar doğrultusunda kamu kurum ve kuruluşlarının görevleri gözden geçirilebilmekte, gerektiğinde düzenleme yapılabilmektedir.
İlgili kurumlar, orta ve uzun vadeli planlarını sera gazı emisyonlarının azaltımı doğrultusunda hazırlamak, uygulamak, izlemek ve güncellemekle yükümlüdür.
Emisyon Azaltımına Yönelik Alınması Gereken Önlemler:
Kurum ve kuruluşlar, net sıfır emisyon hedefi ve döngüsel ekonomi yaklaşımı doğrultusunda aşağıdaki önlemleri almakla yükümlüdür:
- Enerji, su ve hammadde verimliliğinin artırılması,
- Kirliliğin kaynağında önlenmesi,
- Yenilenebilir enerji kullanımının yaygınlaştırılması,
- Ürün, işletme ve kurum bazında karbon ayak izinin azaltılması,
- Temiz veya düşük karbonlu yakıt ve ham madde kullanımının teşviki,
- Elektrifikasyonun yaygınlaştırılması,
- Temiz teknolojilerin geliştirilmesi ve uygulanması,
- Sıfır atık sisteminin kurulması, uygulanması ve izlenmesi,
- Tüm bu uygulamalarda adil geçiş ilkelerinin gözetilmesi.
Ayrıca, karbon yutağı kapasitesinin korunması ve artırılması hedefiyle, orman, mera, sulak ve tarım alanlarında karbon yutağı kayıplarını engelleyici tedbirler alınacak; korunan alanların kapsamı ve niteliği geliştirilecektir. İklim değişikliğinin etkilerinden kaynaklanan kayıpların önlenmesi, risklerin azaltılması ve ortaya çıkan fırsatların değerlendirilmesi amacıyla uyum politikaları hayata geçirilecektir.
Bu kapsamda kurum ve kuruluşlar:
- Uyum planlarını ulusal ve yerel düzeyde hazırlamak ve uygulamak,
- Etkilenebilirlik ve risk analizlerini gerçekleştirmek,
- Planlama süreçlerinde bu analizleri dikkate almakla yükümlüdür.
Uyum Çerçevesinde Belirlenen Öncelikli Alanlar:
- Su kaynaklarının etkin yönetimi için planlama araçlarının oluşturulması,
- Ekosistem ve biyolojik çeşitliliğin korunması,
- Korunan denizel ve karasal alanların niteliğinin ve oranının artırılması,
- Arazi tahribatının dengelenmesi,
- Çölleşme ve erozyonla mücadele,
- Orman dışı yutak alanların sürdürülebilir şekilde yönetilmesi,
- İklim dirençli tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması,
- Afet risklerinin azaltılması için erken uyarı ve izleme sistemlerinin kurulması.
Planlama ve Kurumsal Koordinasyon
Kurumlar tarafından hazırlanan tüm plan, program ve strateji belgelerinde, yeşil büyüme vizyonu ve net sıfır hedefi dikkate alınmakta; İklim Değişikliği Başkanlığı’nın belirlediği strateji ve eylem planları esas alınmaktadır.
Bu kapsamda:
- Strateji ve eylem planları ulusal ölçekte dönemsel olarak hazırlanmakta, uygulanmakta ve gerektiğinde güncellenmektedir.
- İllerde, Vali başkanlığında İl İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulları kurulmaktadır.
Bu kurulların sekretaryası Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı taşra teşkilatı tarafından yürütülmektedir. - Yerel iklim değişikliği eylem planları, adil geçiş ilkesi gözetilerek valilik koordinasyonunda, büyükşehirlerde belediyeler, diğer illerde ise il belediyesi ve il özel idareleri tarafından hazırlanmakta ve İl Koordinasyon Kurulunun onayına sunulmaktadır.
Tüm ilgili kurumlar, bu süreçlerde kendilerinden talep edilen belge, bilgi ve verileri mevzuata uygun şekilde paylaşmakla yükümlüdür. İklim modelleri kullanılarak, sektörel risk ve etkilenebilirlik analizleri İklim Değişikliği Başkanlığı tarafından dönemsel olarak hazırlanmakta ve stratejik planlamalara temel teşkil etmektedir.
Türkiye Emisyon Ticaret Sistemi
Türkiye’nin ilk İklim Kanunu çerçevesinde, Emisyon Ticaret Sistemi’nin (ETS) kurulması, karbon piyasalarının düzenlenmesi ve gönüllü karbon piyasalarına ilişkin temel çerçeve ayrıntılı şekilde belirlenmiştir. Sistemin ana uygulayıcısı ve düzenleyicisi olarak İklim Değişikliği Başkanlığı yetkilendirilmiştir.
ETS Kurulumu ve İşleyişi
ETS piyasasının işletilmesinden piyasa işletmecisi (EPİAŞ) sorumlu olacaktır. ETS kapsamındaki faaliyetleri yürüten işletmeler, faaliyetlerini sürdürebilmek için İklim Değişikliği Başkanlığı’ndan sera gazı emisyon izni almakla yükümlüdür.
Tesisin niteliğinde veya işletmecisinde meydana gelen değişiklikler sonucunda bu izin Başkanlıkça güncellenebilecek veya iptal edilebilecektir. İşletmeler, doğrulanmış yıllık sera gazı emisyon miktarına karşılık gelecek tahsisatı teslim etmekle yükümlüdür. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde, bir sonraki takvim yılına ait teslimatla birlikte eşdeğer miktarda tahsisat da ek olarak teslim edilmelidir.
ETS tam olarak uygulamaya geçmeden önce bir pilot uygulama dönemi öngörülmektedir. Bu dönemin kapsamı, süresi ile uygulamaya ilişkin usul ve esaslar; ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum kuruluşlarının görüşü alınmak suretiyle Karbon Piyasası Kurulu tarafından belirlenecektir. Pilot uygulama döneminde, düzenlemede öngörülen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde uygulanacak idari para cezaları, belirlenen tutar üzerinden %80 oranında indirimli olarak uygulanacaktır.
Ayrıca, ETS’ye geçişi kolaylaştırmak, yatırımların karbon fiyatlandırması olmayan ülkelere kaymasını önlemek amaçlarıyla ücretsiz tahsisat sağlanabileceği hükme bağlanmıştır. Ücretsiz tahsisatlar, tarihsel emisyon verileri veya kıyaslama esaslarına göre tahsis edilebilecektir.
Tesislerin faaliyetine son vermesi, tasfiyesi veya konkordato ilanı gibi durumlar, teslim yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacaktır. ETS kapsamındaki mali uzlaştırma işlemleri ile temerrüt garanti hesabındaki varlıklar, sadece amacına uygun olarak kullanılabilecek; haciz, rehin, iflas, tasfiye veya ihtiyati tedbir uygulamalarına konu edilemeyecektir.
Karbon Piyasası Kurulu ve Danışma Mekanizması
Karbon Piyasası Kurulu, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı başkanlığında; ilgili bakanlıklar, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı, Sermaye Piyasası Kurulu (‘’SPK’’), Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (‘’EPDK’’) ve İklim Değişikliği Başkanlığı temsilcilerinden oluşacaktır. Kurulun görevleri arasında:
- Ulusal tahsisat planlarının onaylanması,
- Ücretsiz tahsisat oranlarının belirlenmesi,
- Denkleştirme oranlarının tespiti,
- ETS’ye ilişkin plan, strateji ve politikaların geliştirilmesi,
- Uluslararası karbon piyasasına dair temel ilke ve sektörlerin belirlenmesi bulunmaktadır.
Kurul, üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu ile toplanmakta, kararlar salt çoğunlukla alınmaktadır. Oyların eşitliği halinde, başkanın kullandığı oy yönünde karar tesis edilecektir. Danışma Kurulu ise iş dünyası, meslek birlikleri ve sivil toplum temsilcilerinden oluşmakta olup, ETS ve uluslararası karbon piyasalarına ilişkin istişari kararlar almaktadır. Bu kararlar Karbon Piyasası Kurulu’na sunulmak üzere Başkanlığa iletilmektedir.
Piyasa İşleyişi, Denetim ve Şeffaflık
Piyasa işletmecisi (EPİAŞ), ETS kapsamında tahsisatların ihracı, transferi, iptali ve takas işlemlerini yürütecek işlem kayıt sistemini kurmakla yükümlüdür. Tahsisatlar ve bunlara ilişkin haklar elektronik ortamda kayden izlenecek ve saklanacaktır. EPDK, ETS piyasasındaki gözetim ve denetim esaslarını belirleyecek; piyasa işletmecisi ise piyasa bozucu davranışları Başkanlık ve EPDK’ya bildirecektir. Piyasa şeffaflığı kapsamında tahsisat verileri, doğrulanmış emisyon değerleri ve teslim yükümlülüklerine ilişkin bilgiler kamuoyuyla paylaşılabilecektir.
Gönüllü Karbon Piyasaları ve Denkleştirme Mekanizması
ETS kapsamında tahsisat yükümlülüklerinin bir kısmının karbon kredileriyle denkleştirilmesine imkan tanınmaktadır. Bu kapsamda:
- Karbon kredileri, emisyon azaltımı, giderim faaliyetleri veya karbon yutak alanlarının artırımı ile üretilebilecektir,
- Ulusal karbon kredilendirme ve denkleştirme sistemi, Başkanlık tarafından kurulacak ve yönetilecektir,
- Sistemin işleyişine dair esaslar, Başkanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenecektir.
- Sunulan bilgi veya belgelerin hatalı ya da hileli olduğunun tespiti halinde, denkleştirme geçersiz sayılacak ve ilgili proje sahibine yaptırım uygulanacaktır.
Uluslararası standartlarla uyum sağlanmasını teminen İklim Değişikliği Başkanlığı, bu alanda faaliyet gösteren kuruluşlarla iş birliği yapabilecektir. Karbon kredisi üreten projeler, belirlenen süre içerisinde ulusal kayıt sistemine kaydedilmek zorundadır.
Gelirlerin Bütçeleştirilmesi ve Kullanımı
ETS ve karbon piyasası kapsamında elde edilen aşağıdaki gelirler “özel gelir” olarak kaydedilecektir:
- Sera gazı emisyon izni gelirleri,
- ETS kapsamında birincil piyasadaki tahsisat satış gelirleri,
- Piyasa işletmecisinin ETS piyasasından elde ettiği gelirin %50’si,
- Uluslararası karbon kredileri için alınan katkı payları,
- Uygulanan idari para cezalarının %50’si.
Bu gelirlerin tamamı, İklim Değişikliği Başkanlığı bütçesinde özel ödenek olarak kullanılacaktır. Ödenek tutarını aşan gelirler, ek ödenek olarak bütçeye eklenebilecek veya ertesi yıla devredilebilecektir.
Gelirlerin tahsiline ve ödeneklerin kullanımına ilişkin usul ve esaslar, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın uygun görüşü alınarak, Başkanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenecektir.
İdari Para Cezaları – Esaslar ve Uygulama Çerçevesi
İklim Kanunu ile sera gazı emisyonlarının izlenmesi ve raporlanmasına ilişkin yükümlülüklere uymayan gerçek ve tüzel kişilere uygulanacak idari yaptırımlar düzenlenmiştir.
Sera gazı emisyonlarının takibine ilişkin yasa ve sınırlamalara aykırı davranan işletmelere, doğrulanmış emisyon raporlarını süresi içinde sunmamaları hâlinde 500.000 TL ile 5.000.000 TL arasında idari para cezası uygulanmaktadır. Bu ceza, tesisin kapasitesine göre ihtiyatlı şekilde hesaplanan yıllık emisyon dikkate alınarak belirlenmekte olup, ETS kapsamındaki işletmeler için bu ceza iki katına çıkarılmaktadır.
Ozon tabakasını incelten maddelere veya florlu sera gazlarına ilişkin hükümlere aykırı hareket edenlere farklı tutarlarda idari para cezaları öngörülmektedir. Etiketleme, raporlama veya veri güncellemeye ilişkin yükümlülüklere aykırı davrananlar da benzer şekilde yaptırıma tabi tutulmaktadır.
ETS kapsamındaki yükümlülüklere aykırı hareket eden işletmelerin tahsisat tesliminde bulunmaması, izinsiz faaliyet göstermesi ya da karbon kredisi sistemine kayıt yükümlülüğünü yerine getirmemesi durumlarında da ceza hükümleri düzenlenmiştir.
İdari yaptırımlara ilişkin öne çıkan uygulama esasları şunlardır:
- Tahsisat teslimi yapılmayan her bir birim için, ilgili yılın son 3 ayındaki birincil ve ikincil piyasa ortalama tahsisat fiyatlarının yüksek olanının 2 katı kadar ceza uygulanacaktır.
- Sera gazı emisyon iznini almadan faaliyet gösteren işletmelere, varsa son 5 yıl içindeki en yüksek doğrulanmış emisyon değeri dikkate alınarak ton başına 5 TL; yoksa 1 milyon TL ile 10 milyon TL arasında ceza verilecektir.
- Emisyon izni teslim yükümlülüğünün %80’ini üst üste 3 yıl boyunca yerine getirmeyen işletmelerin izinleri iptal edilecek, yeni izinler 3 ila 6 ay süreyle verilmeyecektir.
- Kanuna aykırılığın tespiti hâlinde Bakanlıkça bir defaya mahsus ve en fazla bir yıl süreyle düzeltme süresi verilebilecek; düzeltilmeyen faaliyet geçici olarak durdurulacaktır.
Aynı ihlalin tekrarı halinde:
-
- İlk tekrar: Ceza %100 artırımlı,
- İkinci ve sonraki tekrarlar: Ceza %200 artırımlı uygulanır.
- Her bir fiil için uygulanabilecek azami ceza tutarı 50 milyon TL’yi geçemez.
- Denetim ve Yaptırım Yetkisi
- Elektrik Piyasası Kanunu hükümleri saklı kalmak kaydıyla, bu düzenlemede yer alan yükümlülüklerin yerine getirilmemesinden kaynaklanan idari yaptırımlara ilişkin denetleme yetkisi İklim Değişikliği Başkanlığı’na ait olacaktır.
- Yerinde inceleme ve denetim yapılmasını gerektiren hallerde, ihtiyaç halinde İklim Değişikliği Başkanlığı adına denetimler, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın taşra teşkilatı tarafından gerçekleştirilebilecektir. Denetimlerde görevli personele gerekli kolaylıkların sağlanması ve talep edilen bilgi ve belgelerin eksiksiz şekilde sunulması zorunludur.
- Düzenlemede öngörülen tüm idari yaptırım kararları, İklim Değişikliği Başkanlığı tarafından alınacak ve ilgililere tebliğ edilecektir. Verilen cezalara karşı idari yargı yolu açıktır.
- İdari para cezalarının tahsili Kabahatler Kanunu hükümlerine tabidir. Elektrik piyasasına ilişkin ihlallerde ise ayrıca Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından işlem tesis edilebilecektir. Türk Ceza Kanunu ile diğer kanunlara ilişkin cezai hükümler saklıdır.
Finansal Mekanizmalar, Teknolojik Gelişim ve Yapısal Destek Araçları
İklim Kanunu kapsamında, iklim değişikliğiyle mücadele ve yeşil dönüşüm hedeflerine ulaşılması için kamu kurum ve kuruluşlarına yönelik finansman, teknoloji ve kurumsal kapasite geliştirme alanlarında bir dizi düzenleme getirilmiştir.
İklimle mücadele kapsamında gerçekleştirilecek faaliyet ve yatırımlar için, kamu kurum ve kuruluşlarının aşağıdaki alanlarda finansman geliştirmesi ve kullanması esas alınmıştır:
- İklim finansmanı ve teşvik kaynaklarının oluşturulması,
- Sigorta araçlarının geliştirilmesi,
- Yeşil ve sürdürülebilir sermaye piyasası araçlarının teşvik edilmesi,
- Banka finansmanına ve diğer finansman modellerine erişimin kolaylaştırılması.
Döngüsel ekonomi ve sıfır atık politikaları kapsamında ise:
- Ürünlerin yeniden kullanımı,
- Atıkların yan ürün veya alternatif hammadde olarak değerlendirilmesi,
- Geri dönüşüm ve geri kazanım yoluyla elde edilen ürünlerin zorunlu kullanım oranlarının belirlenmesi gibi uygulamalar desteklenecek; bu alandaki çalışmalar Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı koordinasyonunda yürütülecektir.
İklim Değişikliği Başkanlığı tarafından:
- Ulusal, sektörel ve tematik raporlar hazırlanacak,
- İklim değişikliğiyle mücadele yatırımlarını teşvik edecek mekanizmalar geliştirilecek,
- Türkiye Yeşil Taksonomisi kurulacak ve işletilecektir.
Ayrıca, Türkiye Gümrük Bölgesi’ne ithal edilen malların gömülü sera gazı emisyonlarını düzenlemek amacıyla Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) kurulabilecektir. Bu mekanizmaya ilişkin kapsam, raporlama ve uygulama usulleri Ticaret Bakanlığı tarafından, ilgili bakanlıklarla koordinasyon içinde belirlenecektir.
Planlama ve uygulama süreçlerinde, teknolojik öz yeterliliğin artırılması temel hedef olarak benimsenmektedir. Bu doğrultuda, temiz teknolojilerin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması öncelikli olacaktır. Başkanlık, aşağıdaki alanlarda projeleri yönlendirme ve ilgili kurumlarla iş birliği yapma yetkisine sahiptir:
- Karbon yakalama ve depolama teknolojileri,
- Hidrojen üretimi ve kullanımı,
- Diğer ileri düzey iklim teknolojileri.
Gerek görülmesi halinde, Başkanlık ile koordineli olarak enstitüler ve uygulama merkezleri kurulabilecektir.
İklim değişikliği konusunda toplum genelinde farkındalığın artırılması amacıyla kamu kurum ve kuruluşları tarafından eğitim, bilinçlendirme ve kapasite geliştirme faaliyetleri gerçekleştirilecektir. Tüm eğitim kademelerinde iklim değişikliği odaklı müfredat düzenlemeleri yapılacak, yeşil iş gücünün yetiştirilmesi amacıyla gerekli çalışmalar Milli Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulu koordinasyonunda yürütülecektir.
İklim Değişikliği Başkanlığı, ayrıca 10 milyon TL sermayeli bir döner sermaye işletmesi kurmaya yetkili kılınmıştır. Bu miktar, Cumhurbaşkanlığı kararı ile 5 katına kadar artırılabilecektir. İşletmenin faaliyet alanları, gelir ve gider yapısı, denetim mekanizmaları çıkarılacak yönetmelikle belirlenecektir.
Elde edilen döner sermaye gelirleri yalnızca:
- Yeşil dönüşüm ve iklim değişikliğiyle mücadele amacıyla kullanılacaktır.
- Bu gelirlerin %10’una kadar olan kısmı, adil geçiş uygulamaları kapsamında kullanılabilecektir.
Bu kaynaklar, genel bütçe kapsamındaki idarelere “özel ödenek” olarak veya diğer idarelere transfer yolu ile aktarılabilecektir. Yılı içinde harcanmayan ödeneklerin ertesi yıla devrine ilişkin yetki Cumhurbaşkanı’na aittir.
Yeşil dönüşüm desteklerinin etkin ve kontrollü kullanımına yönelik aşağıdaki hükümler getirilmiştir:
- Destekler, emisyon azaltım potansiyeli yüksek yatırımlar ve sektörel dönüşüm faaliyetlerini kapsayacaktır.
- ETS kapsamındaki sektörler başta olmak üzere öncelikli alanlarda faaliyet gösteren tüzel kişilerin ve kamu kurumlarının bu desteklerden yararlanması için uygun mekanizmalar oluşturulacaktır.
- Kurum ve kuruluşların gelirleri; iklim yatırımlarını finanse etmek, riskleri azaltmak, yeşil tahvil gibi sermaye piyasası araçlarını yaygınlaştırmak, sigorta mekanizmalarını desteklemek, hibe ve garanti sistemleri kurmak amacıyla kullanılabilecektir.
Son olarak, yeşil dönüşüm ve iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında verilen yıllara sari desteklerin toplam taahhüt tutarı, bir önceki yıla ilişkin yeniden değerleme oranına göre artırılarak hesaplanan son dört yılın özel gelir gerçekleşme toplamının iki katını geçemeyecektir. Bu sınırlamaya ilişkin usul ve esaslar, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından, Hazine ve Maliye Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın görüşleri alınarak belirlenecektir.
Kanun’un Yürürlüğe Girmesi ve Uygulanması
Kanun’un geçiş hükümleri kısmında, ETS uygulamalarına yönelik pilot uygulama dönemi öngörülmekte, ayrıca Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç yıl içerisinde ETS kapsamı dahilinde yer alacak işletmelerin sera gazı emisyon izni almak zorunda olacağı belirtilmektedir.
Son olarak, iklim değişikliği ile mücadelede yerel eylem planlarının hazırlanması ve uygulanması için 31/12/2027 tarihine kadar süre tanınmıştır. Bu planların hayata geçirilmesi, ilgili kurum ve kuruluşların sorumluluğundadır.
Sıkça Sorulan Sorular – Türkiye İklim Kanunu
- İklim Kanunu’nun amacı nedir?
İklim Kanunu’nun temel amacı; sera gazı emisyonlarının azaltılması ve iklim değişikliğine uyum sağlanmasıdır. Bu kapsamda kamu kurumları, özel sektör ve yerel yönetimler için planlama, uygulama, izleme ve raporlama yükümlülükleri getirilmiştir.
- Kanun kimleri kapsıyor?
Kanun; kamu kurumları, belediyeler, özel sektör kuruluşları ve bireyler dahil olmak üzere geniş bir paydaş grubunu kapsamaktadır. Emisyona neden olan faaliyetleri yürüten işletmelere özel yükümlülükler getirilmiş, bireylerin ve yerel aktörlerin katkısı da düzenlenmiştir.
- Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) nedir, nasıl işleyecek?
ETS; sera gazı emisyonlarına üst sınır getirerek, bu sınır dâhilinde emisyon izinlerinin alınıp satılabildiği bir piyasa mekanizmasıdır. Sisteme dahil işletmelerin emisyon izni alması, yıllık tahsisatlarını teslim etmesi ve doğrulama süreçlerinden geçmesi zorunludur. Uygulamaya ilişkin detaylar ikincil mevzuatla belirlenecektir.
- Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) nedir?
SKDM, ithal edilen ürünlerin üretim sürecinde ortaya çıkan karbon emisyonlarının hesaplanmasını ve raporlanmasını öngören bir sistemdir. Avrupa Birliği’nin uyguladığı bu mekanizma ile karbon kaçağının önlenmesi ve düşük karbonlu üretimin teşvik edilmesi amaçlanmaktadır. Türkiye, ulusal ETS ile bu sisteme uyum sağlamayı hedeflemektedir.
- Türkiye Yeşil Taksonomisi ne anlama geliyor?
Yeşil Taksonomi, çevresel açıdan sürdürülebilir ekonomik faaliyetlerin sınıflandırılmasını sağlayan bir çerçevedir. Bu sistem, yatırımların çevresel etki bakımından değerlendirilmesini kolaylaştırmakta ve yeşil finansman kaynaklarının etkin şekilde yönlendirilmesine olanak tanımaktadır.
- Kurumların iklim değişikliğine uyum yükümlülükleri nelerdir?
Kurumlar; iklim değişikliğinin yol açabileceği risklere karşı önleyici önlemler almakla yükümlüdür. Bu kapsamda iklim risk analizlerinin yapılması, altyapıların güçlendirilmesi, su ve arazi yönetimine ilişkin tedbirlerin geliştirilmesi ve yerel düzeyde iklim uyum planlarının hazırlanması gerekmektedir.
- Yerel yönetimlerin rolü nedir?
İl düzeyinde kurulan İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulları, valiliklerin koordinasyonunda yerel iklim eylem planlarının hazırlanması, uygulanması ve güncellenmesinden sorumludur. Belediyeler, il özel idareleri ve ilgili kamu kurumları, yerel düzeyde risk önceliklendirmesi yaparak uyum politikalarını hayata geçirmekle yükümlüdür.
- Yerel iklim eylem planları neden önemlidir?
Yerel iklim eylem planları; şehirlerin iklim değişikliği etkilerine karşı dayanıklılığını artırmak amacıyla hazırlanır. Sel riski, kuraklık, aşırı sıcaklık gibi bölgesel tehditlere karşı erken uyarı sistemleri, su yönetimi tedbirleri ve doğa temelli çözümler bu planların içeriğinde yer alır. Planların uygulanması ve güncellenmesi İklim Değişikliği Başkanlığı tarafından izlenir.
- Tarım ve su yönetimi iklim uyumunda nasıl yer alıyor?
İklim Kanunu, doğal kaynakların korunmasını uyum politikalarının ayrılmaz bir parçası olarak tanımlar. Tarımda kuraklığa dayanıklı üretim yöntemleri, verimli sulama sistemleri ve toprak yönetimi ön plandayken; su yönetiminde taşkın ve kuraklık yönetim planlarının hazırlanması, su kaynaklarının planlı kullanımı ve sulak alanların korunması öngörülmektedir.
- Kanun özel sektör açısından ne tür sonuçlar doğurmaktadır?
Özellikle yüksek emisyon üreten sektörlerde faaliyet gösteren işletmeler için izleme, raporlama, emisyon azaltımı ve tahsisat/teslim yükümlülükleri getirilmektedir. Ayrıca şirketlerin yeşil teknoloji yatırımlarına yönlendirilmesi ve finansmana erişimlerinin artırılması amacıyla çeşitli teşvik mekanizmaları sunulmaktadır.
- İklim değişikliğine uyum ne anlama gelir?
Uyum, iklim değişikliğinin etkilerine karşı kırılganlığı azaltmayı ve toplumun direnç kapasitesini artırmayı ifade eder. Sel, kuraklık, sıcak hava dalgaları gibi olaylara karşı risk önleyici altyapı geliştirme, afet yönetimi ve dayanıklı şehirleşme bu kapsamda değerlendirilmektedir.
- Kanun kapsamında öngörülen idari yaptırımlar nelerdir?
Emisyon izni alınmaksızın faaliyette bulunulması, tahsisat ve teslim yükümlülüklerinin yerine getirilmemesi ya da doğrulama süreçlerindeki usulsüzlüklerin tespiti hâlinde, işletmenin kapasitesine göre değişen oranlarda idari para cezaları uygulanacaktır. İhlallerin tekrarı hâlinde ise artırımlı yaptırımlar devreye girecektir.
- ETS’den elde edilen gelirler nasıl değerlendirilecektir?
Emisyon izinleri, tahsisat satışları ve idari yaptırımlar sonucu elde edilen gelirler, İklim Değişikliği Başkanlığı bütçesinde özel ödenek olarak kaydedilecektir. Bu kaynaklar, yalnızca Kanun kapsamında yürütülen faaliyetlerin finansmanında kullanılacaktır.
- İklim Kanunu’nun finansal ve sektörel etkileri nelerdir?
Kanun, işletmelerin karbon maliyetlerini içselleştirmesini sağlayarak çevresel etkilerin finansal tablolara yansımasına neden olacaktır. Aynı zamanda düşük karbonlu teknolojilere geçişin hızlandırılması, yeşil tahvil ve sürdürülebilir finansman araçlarının yaygınlaşması gibi mekanizmalar yoluyla özel sektörün dönüşüm sürecini destekleyecektir.