Avrupa Birliği’nin sürdürülebilirlik gündeminin temel yapı taşlarından biri olan Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (Corporate Sustainability Reporting Directive- “CSRD”), çok sayıda işletme için çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) performansının zorunlu olarak raporlanmasını öngörmektedir. 2024 itibarıyla kademeli olarak yürürlüğe giren düzenleme, özellikle uluslararası tedarik zincirlerine entegre şirketler açısından ciddi uyum yükümlülükleri doğurmaktadır.
Ancak son dönemde “Omnibus Paketi” kapsamında önerilen değişiklikler, hem kapsamı hem de uygulama takvimini önemli ölçüde etkilemektedir. Bu nedenle, şirketlerin CSRD uyumu için sadece teknik hazırlık değil; aynı zamanda mevzuat değişikliklerinin etkilerini de dikkate alan stratejik bir yaklaşım benimsemesi gerekmektedir.
- CSRD Nedir? Kimleri Kapsıyor?
CSRD, AB merkezli ve AB’de önemli faaliyet gösteren şirketleri, sürdürülebilirlik performansları hakkında detaylı ve denetime tabi raporlar sunma yükümlülüğü altına almaktadır. Uygulama kapsamı kademeli olacak şekilde aşağıdaki şirketleri kapsayacaktır:
- Halka açık büyük şirketler
- AB’de şubesi veya iştiraki bulunan büyük AB dışı şirketler
- Orta ölçekli KOBİ’ler
Şirketinizin CSRD’ye Uyum Sürecine Stratejik Yaklaşım
CSRD kapsamına girmesi muhtemel veya doğrudan tabi olan şirketler açısından, yalnızca teknik değil; kurumsal stratejiyle entegre bir uyum süreci tasarlanması kritik önem taşımaktadır. Ayrıca, düzenleme kapsamında doğrudan yükümlülük altına girmeyen şirketler dahi, faaliyet gösterdikleri sektör, tedarik zinciri konumları veya müşteri beklentileri doğrultusunda, CSRD standartlarına uyumlu raporlama talepleriyle karşı karşıya kalabilecektir. Aşağıda, bu sürecin etkin biçimde yönetilmesine yönelik öncelikli adımlar sunulmaktadır:
- Mevzuata Tabi Olup Olmadığınızı Kesinleştirin
İlgili yükümlülüklerin hangi grup şirketlerini ne zaman etkileyeceği, faaliyet gösterilen coğrafi alan, AB’deki iştirak veya şube yapısı, yıllık ciro ve çalışan sayısı gibi kriterler dikkate alınarak analiz edilmelidir. Özellikle AB’de 150 milyon Euro üzeri ciroya sahip ve AB’de kurulu iştiraki veya şubesi bulunan Türkiye merkezli şirketlerin CSRD kapsamına gireceği unutulmamalıdır.
- “Çifte Önemlilik” Temelli Etki Analizi Gerçekleştirin
CSRD’nin temel yapı taşlarından biri olan “double materiality” ilkesi doğrultusunda, hem şirketin çevresel ve sosyal etkileri hem de bu unsurların şirket üzerindeki risk ve fırsatlara etkisi tespit edilmelidir. Bu analiz, yalnızca raporlamanın değil; aynı zamanda stratejik karar alma süreçlerinin de temelini oluşturacaktır.
- Veri Yönetim Altyapısını Yapılandırın
Raporlama yükümlülüklerinin önemli bir bölümü, güvenilir, denetlenebilir ve zamanında erişilebilir sürdürülebilirlik verilerine dayanmaktadır. Emisyonlar, enerji ve su kullanımı, iş gücü yapısı, tedarik zinciri uygulamaları gibi başlıklarda entegre bir veri yönetim sistemi kurulmalı; süreç sorumlulukları açık şekilde tanımlanmalıdır.
- Politika ve İç Düzenlemelerinizi Gözden Geçirin
İklim değişikliği ile mücadele, insan haklarına saygı, iş sağlığı ve güvenliği, çeşitlilik ve kapsayıcılık gibi alanlarda yürürlükte olan tüm politika, prosedür ve taahhütleriniz, Avrupa Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (ESRS) ile uyumluluk açısından yeniden değerlendirilmelidir. Gerektiğinde bu belgeler güncellenmeli ve uygulama pratikleriyle desteklenmelidir.
- Süreci Pilot Raporlamayla Test Edin
Zorunlu raporlama başlamadan önce, bir deneme raporu hazırlanması hem kurumsal kapasitenin test edilmesini sağlar hem de eksikliklerin giderilmesine imkan tanır. Raporlama, ayrıca denetim sürecine hazırlık açısından da önemli bir iç denetim işlevi görecektir.
Avrupa Komisyonu, CSRD kapsamındaki sürdürülebilirlik raporlama yükümlülüklerini sadeleştirmeye yönelik kapsamlı bir değişiklik paketi önermiştir. Bu kapsamda, 1000’den az çalışanı olan büyük işletmeler ile AB düzenlemelerine tabi piyasalarda işlem gören KOBİ’lerin raporlama yükümlülüğünden muaf tutulması, ESRS veri noktalarının azaltılması, sektör bazlı raporlamadan vazgeçilmesi ve denetim yükümlülüklerinin hafifletilmesi planlanmaktadır. Ayrıca, küçük işletmeler için gönüllü bir raporlama standardı getirilecek; tedarik zincirinde bu şirketlerden orantısız veri talep edilmesi engellenecektir. 2026 ve 2027 yıllarında raporlama yapması beklenen şirketler içinse yükümlülüklerin iki yıl ertelenmesi öngörülmektedir. Bu değişikliklerle, düzenlemenin daha uygulanabilir ve orantılı hale getirilmesi hedeflenmektedir.
Sonuç olarak, CSRD, yalnızca bir düzenleyici zorunluluk değil; kurumsal yönetim kalitesi, yatırımcı güveni ve piyasa itibarı açısından da belirleyici bir unsurdur. Geçici ertelemeler, stratejik hazırlık sürecini yavaşlatmak için bir gerekçe olarak değerlendirilmemelidir.
Türkiye merkezli şirketler, özellikle Avrupa pazarına entegre gruplar, bu dönüşüme gecikmeksizin uyum sağlamak adına adım atmalı; yasal yükümlülüklerin ötesine geçerek sürdürülebilirlik performansını şirket stratejisinin merkezine yerleştirmelidir.
Hazırlık sürecine bugün başlamak, yalnızca yasal riskleri azaltmakla kalmaz; aynı zamanda kurumsal itibarı güçlendirir, yatırımcı nezdindeki konumunuzu pekiştirir ve uzun vadeli değer yaratımını destekler.
CSRD Uyum Sürecinde Size Nasıl Destek Olabiliriz?
Bu kapsamda, öncelikli adım olarak şirketinizin CSRD ve ilgili sürdürülebilirlik düzenlemelerine tabiiyet durumunun değerlendirilmesi, mevcut uygulamaların gözden geçirilmesi ve uyum gerektiren alanların tespit edilmesine yönelik kapsamlı bir mevcut durum analizine ilişkin teknik ve stratejik destek sağlamaktayız. Sürece özel ihtiyaçlar doğrultusunda, düzenlemelere uyum için izlenmesi gereken yol haritasının oluşturulmasına ve sonraki aşamaların planlanmasına yönelik yönlendirici bir çerçeve sunuyoruz.
Bu sürece nasıl katkı sağlayabileceğimize ilişkin daha fazla bilgiye ESG Sürdürülebilirlik bölümünden ulaşabilirsiniz.