Türkiye Elektrik Üretimi ve Elektrik Tüketim Noktası Emisyon Faktörleri

Türkiye’de elektrik üretimi ve tüketiminde sera gazı yoğunluğunun belirlenmesi, giderek artan bir önem arz etmektedir. Kurumsal firmalar, bu değerleri kullanarak elektrik tüketimlerinden kaynaklanan sera gazı emisyonlarını hesaplayabilmektedirler. Ancak, her projenin ayrı ayrı emisyon faktörü hesaplaması ve farklı sonuçların ortaya çıkması ulusal ve uluslararası raporlama süreçlerini karmaşık hale getirmekte ve doğrulama süreçlerini uzatmaktadır.

Bu bağlamda, Türkiye Elektrik Üretimi ve Elektrik Tüketim Noktası Emisyon Faktörleri yıllık olarak hesaplanmakta ve İklim Değişikliği ve Uyum Koordinasyon Kurulu Sera Gazı Emisyonları Azaltma Çalışma Grubu tarafından yürütülmektedir. Bu birim, Uluslararası Enerji Ajansı’nın “Emisyon Faktörleri” çalışmasının metodolojisini esas alarak hesaplamalarını gerçekleştirmekte ve elde edilen veriler Bakanlık web sitesinde bilgi formu olarak yayımlanmaktadır.

Bakanlık tarafından hesaplanan Türkiye Elektrik Üretimi ve Elektrik Tüketim Noktası Emisyon Faktörleri, birim brüt elektrik üretimi ve birim elektrik tüketimi başına salınan sera gazı emisyonlarının miktarlarını temsil etmektedir. Bu faktörler, elektrik özelinde karbon ayak izi hesaplamaları ve enerji verimliliğine yönelik iyileştirmeler gibi çeşitli alanlarda kullanılmaktadır. Hesaplamalara göre, Türkiye genelinde 1 MWh (birim) brüt elektrik üretimi başına ortalama 0,439 ton CO2-eşdeğer sera gazı emisyonu salınmaktadır.

Türkiye’nin elektrik üretiminin yanı sıra elektrik santralleri için kullanılan yakıtlara göre hesaplanan emisyon faktörleri, yakıt türüne bağlı olarak farklılık göstermektedir. Örneğin, doğalgaz kullanan bir elektrik üretim santralinde birim brüt elektrik üretimi başına 0,380 ton CO2-eşdeğer sera gazı emisyonu salınmaktadır.

Son olarak, elektrik tüketim noktası emisyon faktörleri, bağlantı noktasına göre değişiklik göstermektedir. İletim hattından bağlı tüketim noktaları için birim elektrik tüketimi başına 0,445 ton CO2-eşdeğer, dağıtım hattından bağlı tüketim noktaları için ise birim elektrik tüketimi başına 0,479 ton CO2-eşdeğer sera gazı emisyonu salınmaktadır.

Yeşil Mutabakat için Sektörel Yol Haritaları

Avrupa Birliği’nin Yeşil Mutabakat düzenlemeleri içinde yer alacak Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) kapsamında uygulayacağı karbon vergilerine karşı oluşturulan “Türkiye Sektörel Düşük Karbonlu Yol Haritaları” programının tanıtımı 18 Mart 2024 tarihinde Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın katılımı ile Bilişim Vadisinde düzenlenmiştir.

Programda konuşan Bakan Kacır, Avrupa Birliği’nin Türkiye’nin en büyük ticaret ortağı olduğunu hatırlatarak, SKDM’den etkilenecek Alüminyum, Çelik, Gübre ve Çimento sektörlerinin Türkiye’nin birlik ülkeleri ile olan ticaretinde %13’lük pay sahibi olduğunu vurgulamıştır.

Kacır, bu dört sektör için düşük karbonlu yol haritalarının Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın desteği ve ilgili paydaşlarla birlikte hazırlandığını belirtirken, Türkiye’nin 2053 karbon nötr hedefi kapsamında azaltım hedeflerinin belirlendiğini ifade etmiştir.

Hazırlanan yol haritalarına göre Türkiye 2053 yılında Alüminyum sektöründe %75, Çelik sektöründe %99, Çimento sektöründe %93 ve Gübre sektöründe %100’lük azaltım hedeflemektedir.

Bakan Kacır, bu sektörlerin üretim zincirlerinin ilk aşamalarında lokomotif sektörlere temel girdi sağladığını vurgularken, sınırda karbon düzenleme mekanizmasının başta sanayi sektörü olmak üzere her alanda, hem zorluklar hem de fırsatlar sunduğunu dile getirmiştir. Ayrıca, bu yol haritalarının yeşil dönüşümü hızla gerçekleştirmek için hangi teknolojilere odaklanılması gerektiğine dikkat çekmiştir.

Bakan Kacır, Türkiye’nin karbon nötr hedefi için gelecek 30 yıllık dönemde 70 milyar dolarlık yatırım yapması gerektiğini belirterek, bu yatırımın yılda 2,5 milyar dolarlık bir orana denk geldiğini vurgulamıştır. Ayrıca, Türk özel sektörünün bu yatırımlara olanak ve kabiliyetiyle önümüzdeki dönemde bu hedeflere ulaşabileceğine inandığını ifade etmiştir.

Sonuç olarak, Bakan Kacır, Türkiye’nin yeşil dönüşüm ve iklim değişikliği alanında TÜBİTAK aracılığıyla desteklenen projelerle önemli adımlar attığını belirtmiş olup günümüze kadar yeşil büyümeye hizmet eden öncelikli Ar-Ge ve yenilik konularında 2.918 proje ve 2.754 kişiye 14,9 milyar lira destek sağlandığını açıklamıştır. Ayrıca, yeşil mutabakata uyum kapsamındaki Ar-Ge ve yenilik konuları ile doğrudan ilişkili projelerin öncelikli olarak desteklenmeye devam edileceğini vurgulamıştır.

Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Taslağı Görüşe Açıldı

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), elektrik piyasasında lisanssız elektrik üretimine ilişkin değişiklikleri içeren Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Taslağı’nı hazırlayarak kamuoyunun görüşüne açtı. 18 Mart 2024 tarihinde yayınlanan çalışmada şu başlıklarda değişiklikler yapıldı:

Bağlantı Anlaşması Başvurusu: Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliğinin 17. maddesinde değişiklik yapılarak bağlantı anlaşması başvurusu ile ilgili yeni düzenlemeler getirildi.

Üretim Tesislerinin İşletmeye Girmesi ve Sistem Kullanımı: 19. maddede yapılan değişikliklerle üretim tesislerinin işletmeye girmesi ve sistem kullanımıyla ilgili yeni düzenlemeler yer aldı.

İhtiyaç Fazlası Enerjinin Değerlendirilmesi: 24. maddeye eklenen düzenlemelerle ihtiyaç fazlası enerjinin nasıl değerlendirileceğine dair yeni kurallar belirlendi.

Aylık Mahsuplaşma Uygulanması: 26. maddede yapılan değişikliklerle aylık mahsuplaşma uygulanması ile ilgili yeni düzenlemeler getirildi.

Tüketim İhtiyacına Yönelik Uygulamalar: 30. maddeye eklenen düzenlemelerle tüketim ihtiyacına yönelik uygulamalar hakkında yeni kurallar oluşturuldu.

Bu değişikliklerin yanı sıra taslakta, bağlantı anlaşmasına çağrı mektubuna ilişkin işlemler başlığı altında geçici bir madde eklenmesi de ele alınıyor.

Taslak çalışma, 29 Mart 2024 günü mesai bitimine kadar kamuoyunun görüş ve değerlendirmelerine açık olacak. Kamuoyunun görüşlerinin dikkate alınarak yönetmelik taslağında gerekli düzenlemelerin yapılması planlanıyor.