Türkiye, iklim değişikliği ile mücadelede küresel sorumluluklarını yerine getirme ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşma amacıyla önemli adımlar atmaktadır. Bu kapsamda, İklim Kanunu Teklifi, çevre politikalarını güçlendirmek ve 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi’ne ulaşmak için hazırlanmıştır. Teklif, sera gazı emisyonlarının azaltılmasından yeşil kalkınmanın teşvik edilmesine kadar geniş bir yelpazede düzenlemeler sunmaktadır. Ayrıca, yenilenebilir enerji ve döngüsel ekonomi gibi sürdürülebilir çözümleri yaygınlaştırmayı hedeflemektedir.
Türkiye, iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında uluslararası sözleşmelere taraf olarak, sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda çevre politikalarını güçlendirmeye yönelik önemli adımlar atmaktadır. Bu çerçevede, ülkemizde ilk kez iklim değişikliği ile mücadeleye ilişkin kapsamlı ve temel bir yasal düzenleme niteliği taşıyan İklim Kanunu Teklifi hazırlanarak Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na sunulmuştur.
Söz konusu Kanun Teklifi, 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi doğrultusunda sera gazı emisyonlarının azaltılması, iklim değişikliğine uyum politikalarının güçlendirilmesi ve yeşil kalkınmanın teşvik edilmesi amacıyla düzenlenmiştir.
Kanun kapsamında, Emisyon Ticaret Sistemi ve Karbon Piyasası Kurulu gibi yeni yapıların oluşturulması öngörülmekte olup, bu sistemlerin İklim Değişikliği Başkanlığı yönetiminde ve denetiminde yürütülmesi planlanmaktadır. Bu doğrultuda, sera gazı emisyonları için üst sınır belirlenerek emisyonların takibi sağlanacak, karbon ticaretinin yasal zemini oluşturulacak ve ilgili sektörlerde düşük karbon ekonomisine geçiş teşvik edilecektir.
Ayrıca, ozon tabakasını incelten maddelerin kullanımı, ithalatı, ticareti ve piyasaya arzı yasaklanarak, söz konusu faaliyetleri gerçekleştirenler için yüksek miktarda idari para cezası öngörülmektedir. Bununla birlikte, iklim değişikliğinin ekosistemler, biyolojik çeşitlilik ve doğal kaynaklar üzerindeki etkilerini azaltmaya yönelik sürdürülebilir ekosistem yönetimi ilkeleri benimsenmiş, yenilenebilir enerji ve döngüsel ekonomi uygulamalarının yaygınlaştırılması hedeflenmiştir.
Kanun Teklifi, iklim değişikliği ile mücadeleye ilişkin sorumlulukları daha net bir çerçevede belirlemeyi, kamu kurumları, özel sektör ve yerel yönetimlerin uyumlu ve iş birliği içinde hareket etmesini sağlamayı amaçlamaktadır.
Bu bağlamda, ulusal katkı beyanları ve strateji belgeleriyle uyumlu şekilde hareket edilmesini temin edecek düzenlemeler getirilmiş, iklim finansmanı, yeşil yatırımlar ve Türkiye Yeşil Taksonomisi çalışmalarının yasal altyapısı oluşturulmuştur.
İklim değişikliğine uyum ve sera gazı emisyonlarının azaltımına yönelik hukuki çerçevenin güçlendirilmesi, uluslararası taahhütlerin yerine getirilmesi ve ülkemizin iklim politikalarında öncü rol üstlenmesi açısından kritik önem taşımaktadır. Bu doğrultuda hazırlanan İklim Kanunu Teklifi, çevresel sürdürülebilirliği esas alan bir yaklaşım benimseyerek, ülkemizin iklim değişikliği ile mücadele kapasitesini artırmayı, düşük karbon ekonomisine geçişi hızlandırmayı ve toplumsal farkındalığı güçlendirmeyi hedeflemektedir.
İKLİM KANUNU TEKLİFİ BİRİNCİ KISIM: GENEL HÜKÜMLER
Hazırlanan İklim Kanunu Teklifi, ülkemizin yeşil büyüme vizyonu ve net sıfır emisyon hedefi çerçevesinde iklim değişikliğiyle mücadeleyi yasal bir zemine oturtarak ulusal ve sektörel düzeyde uygulamaların hukuki dayanağını güçlendirmeyi amaçlamaktadır.
Kanun Teklifinin Amaç ve Kapsam başlıklı 1. maddesi ile, sera gazı emisyonlarının azaltımı, iklim değişikliğine uyum faaliyetleri, planlama ve uygulama araçları, izin, denetim ve ilgili kurumsal çerçevenin belirlenmesi hedeflenmiştir.
Bu düzenleme, iklim değişikliği ile mücadelede izlenecek yöntemleri ve uygulanacak mekanizmaları belirlemek suretiyle iklim finansmanı, karbon piyasaları ve ulusal katkı beyanı çerçevesinde izlenecek politikaların etkin bir şekilde yürütülmesine katkı sağlayacaktır.
Tanımlar başlıklı 2. madde ile, Kanun’un uygulanması sırasında esas alınacak temel kavramlar tanımlanmıştır. Adil geçiş, Emisyon Ticaret Sistemi (ETS), Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) ve Türkiye Yeşil Taksonomisi gibi kavramlar, ilgili düzenlemelerin hukuki çerçevesinin net bir şekilde belirlenmesini sağlamakta, yeşil dönüşüm sürecinin sosyal, ekonomik ve çevresel boyutlarının dikkate alınarak şekillendirilmesini teminat altına almaktadır.
İlkeler başlıklı 3. madde kapsamında, eşitlik, iklim adaleti, ihtiyatlılık, katılım, entegrasyon, sürdürülebilirlik, şeffaflık, adil geçiş ve ilerleme gibi temel ilkeler belirlenmiş, iklim politikalarının kamu yararı gözetilerek uygulanması zorunluluğu getirilmiştir. Aynı zamanda, Ulusal Katkı Beyanı doğrultusunda kalkınma öncelikleri ve ülkenin özel koşulları göz önünde bulundurularak gerekli önlemlerin alınması öngörülmüştür.
Esaslar başlıklı 4. madde ile, sera gazı emisyonlarının azaltımına ve iklim değişikliğine uyum faaliyetlerine ilişkin ilerlemenin yıllık bazda izlenmesi, ilgili kurumlar arasında koordinasyonun sağlanması ve karbon fiyatlandırmasına ilişkin piyasaya dayalı mekanizmaların düzenlenmesi yetkisi İklim Değişikliği Başkanlığı’na verilmiştir. Bununla birlikte, kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişilerin, Kanunun öngördüğü yükümlülükler çerçevesinde plan ve projeler geliştirmesi ve iş birliği yapması zorunluluğu getirilmiş, bilgi ve veri paylaşımına ilişkin düzenlemeler ile Ulusal Coğrafi Bilgi Platformu üzerinden veri temin edilmesine yönelik hükümler getirilmiştir.
Kanun Teklifi’nin bu bölümü, Türkiye’nin uluslararası taahhütlerini yerine getirmesine ve sürdürülebilir kalkınma ilkeleri doğrultusunda düşük karbonlu bir ekonomiye geçiş sürecinin hızlandırılmasına katkıda bulunacaktır.
İKİNCİ KISIM: İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ İLE MÜCADELE
Sera Gazı Emisyonlarının Azaltım Faaliyetleri
Teklif metninin bu kısmında Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadelesi kapsamında sera gazı emisyonlarının azaltımı ve iklim değişikliğine uyum faaliyetlerinin etkin şekilde gerçekleştirilmesine yönelik yükümlülükler yer almaktadır.
Sera Gazı Emisyonlarının Azaltım Faaliyetleri başlıklı 5. madde kapsamında, Türkiye Cumhuriyeti’nin 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi doğrultusunda sera gazı emisyonlarının azaltımına yönelik politika ve stratejiler geliştirileceği düzenlenmiştir. Bu doğrultuda, Ulusal Katkı Beyanı, net sıfır emisyon hedefi ve ilgili ulusal strateji ve eylem planları esas alınarak emisyon azaltımına yönelik tedbirler uygulanacaktır.
Sera gazı emisyonlarının azaltımına ilişkin faaliyetler, ilgili sektörler ve bu sektörlerin düzenleyici kuruluşları tarafından yürütülecektir. Bu çerçevede, mevcut mevzuat kapsamında belirlenen sorumlulukların yerine getirilmesi esastır. Ancak, gerekli görüldüğü takdirde, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının yetki ve görevleri yeniden değerlendirilerek düzenlemelere tabi tutulabilecektir.
İklim değişikliğiyle uyum sağlamak amacıyla da benzer bir yaklaşım benimsenmiştir. Kamu kurumları, iklim değişikliğine yönelik kayıp ve zararları önlemeye yönelik uyum faaliyetlerini, planlama araçlarıyla destekleyerek uygulamakla yükümlüdür. Bu kapsamda, kamu kurum ve kuruluşları, sera gazı emisyonlarının azaltımını sağlamak amacıyla enerji ve su verimliliğinin artırılması, kirliliğin önlenmesi, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının yaygınlaştırılması, elektrifikasyon uygulamalarının teşvik edilmesi ve temiz teknolojilerin geliştirilmesi gibi alanlarda gerekli çalışmaları yürütmekle yükümlüdür.
Ayrıca, iklim değişikliği nedeniyle oluşan afetlerin etkilerinin azaltılması için risk değerlendirmeleri ve erken uyarı sistemlerinin oluşturulacağı da düzenlenmiştir.
İlaveten, karbon yutaklarının korunması ve genişletilmesi amacıyla orman, tarım, mera ve sulak alanların sürdürülebilir yönetimine ilişkin tedbirler alınacaktır. Bu kapsamda, ekosistemlerin korunması ve iyileştirilmesine yönelik politikalar geliştirilecek ve uygulamaya konulacaktır.
Planlama ve Uygulama Araçları
Bu kısmın amacı, iklim değişikliği ile mücadeleye yönelik planlama ve uygulama süreçlerinin düzenlenmesidir. Planlama araçları çerçevesinde, kurum ve kuruluşların hazırlayacağı her türlü plan, program, strateji ve eylem planı, yeşil büyüme vizyonu ve net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda, Başkanlık tarafından yayımlanan stratejilerle uyumlu olarak hazırlanacak ve uygulanacaktır. İklim değişikliği strateji ve eylem planları, ilgili kurum ve kuruluşların iş birliğiyle ulusal ölçekte hazırlanacak, izlenecek ve gerektiğinde güncellenecektir. Ayrıca, her ilde, yerel koşullara uygun strateji ve uygulama alanlarının belirlenmesi amacıyla İl İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulu kurulacaktır.
Uygulama araçları kapsamında, finansal ve teknolojik destekler ile kapasite geliştirme faaliyetlerine ilişkin esaslar belirlenmiştir. İklim değişikliği ile mücadele amacıyla yapılacak yatırımlar için iklim finansmanı, yeşil ve sürdürülebilir sermaye piyasası araçları gibi teşvik mekanizmalarının geliştirilmesi ve kullanılması sağlanacaktır. Döngüsel ekonomi ve sıfır atık hedefleri doğrultusunda, geri dönüşüm ve atık yönetimi ile ilgili çalışmalar da yapılacaktır. Başkanlık, bu süreçlerde iklim değişikliği teşvik mekanizmaları kurarak, Türkiye Yeşil Taksonomisi’ni oluşturacak ve yürütme sorumluluğuna sahip olacaktır.
Teknolojik açıdan, temiz teknolojilerin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması öncelikli hedef olarak belirlenmiş; karbon yakalama, hidrojen teknolojileri gibi iklim değişikliği ile mücadeleye yönelik yeni teknolojiler için çalışmalar yapılacaktır. Ayrıca, kamuoyu farkındalığını artırmak amacıyla eğitim ve bilinçlendirme faaliyetleri düzenlenecek, yeşil iş gücü için gerekli müfredat güncellemeleri Millî Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulu iş birliğiyle gerçekleştirilecektir.
Sonuç olarak, bu düzenlemeler, iklim değişikliği ile mücadelede kamu kurumlarının sorumluluklarını belirleyerek, yerel ve ulusal düzeyde uyumlu bir strateji oluşturulmasına yönelik kapsamlı bir çerçeve sunmaktadır.
Karbon Fiyatlandırma ve Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) Esasları
Teklif Metni uyarınca ETS, Başkanlık tarafından kurulacak ve ulusal tahsisat planlaması hazırlanarak tahsisatlar dağıtılacaktır. Söz konusu ulusal tahsisat planları Resmî Gazete’de yayımlanacaktır. Bu planlama doğrultusunda, esneklik ve piyasa istikrarı mekanizmaları oluşturularak, piyasa dengesinin sağlanması amaçlanmaktadır.
ETS kapsamında yer alacak işletmelerin, sera gazına neden olan faaliyetlerini sürdürebilmeleri için Başkanlıktan sera gazı emisyon izni alması almaları hüküm altına alınmıştır. AB’de uygulanan prosedüre benzer bir uygulama ile işletmelerin üretim süreçleri ve sera gazı emisyonlarına neden olan kaynaklar gibi temel bilgilere istinaden verilen sera gazı emisyon iznine göre tesisler üretimlerini gerçekleştirecektir. Bu kapsamda, piyasa işletmecisinin, ETS piyasasına ilişkin piyasanın yönetimini üstlenerek piyasanın organizasyonunu sağlaması ve piyasaya ilişkin işlemlerin yerine getirilmesinden sorumlu olması hedeflenmektedir.
İşletmelerin faaliyetlerinde ya da işletme sahipliğinde meydana gelen değişiklikler, Başkanlık tarafından emisyon izinlerinin güncellenmesi veya iptali ile sonuçlanabilecektir.
ETS kapsamında yer alan işletmelerin, yıllık sera gazı emisyon değerleri ile uyumlu olarak tahsisat teslimatlarını gerçekleştirmeleri zorunlu olacaktır. Tahsisatlar diğer ülke örneklerinde olduğu gibi bir ton karbondioksit eşdeğerinde emisyon izni sağlamaktadır. Emisyon üst limitinin aşılmamasını temin etmek amacıyla dünyadaki örneklerde olduğu gibi öncelikle tesisler; izleme, raporlama ve doğrulama sistemi ile doğrulanmış yıllık sera gazı emisyon verilerini sisteme girmektedirler. Buradaki verilerin güvenilirliği bağımsız doğrulayıcılarla garanti altına alınmakta; söz konusu raporlar nispetinde tesisler saldıkları yıllık emisyona tekabül edecek sayıda tahsisatı dönem sonunda sunmakla mükelleftirler. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi durumunda, ilgili işletmeler için cezai yaptırımlar uygulanacaktır.
İlaveten sektörlerin ETS’ye geçişini kolaylaştırmak, yatırımların karbon fiyatlandırması olmayan ülkelere kaçmasını önlemek amaçlarıyla ücretsiz tahsisat sağlanabileceği hükme bağlanmıştır. Tahsisatların devri ve işlemleri, yasal düzenlemelere uygun şekilde elektronik ortamda kaydedilecektir.
Söz konusu Kanun Teklifinde ETS’de yer alan aktörlere de yer verilmiş olup bunlar; Karbon Piyasası Kurulu, Danışma Kurulu, İklim Değişikliği Başkanlığı, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, piyasa işletmecisi ve merkezi uzlaştırma kuruluşudur.
Bu kapsamda, karbon piyasası yapısı itibariyle çoklu yaklaşım gerektirdiğinden ilgili tüm kamu kurum ve kuruluşlarının belli konularda karar ve uygulama sürecinde yer almasını ve eş güdüm hâlinde çalışmasını sağlamak için Karbon Piyasası Kurulunun oluşturulması öngörülmektedir. Karbon Piyasası Kurulu, ETS’ye işlerlik kazandıran ve ETS’nin uygulanmasına yönelik kararlar alan üst karar mercii olarak tanımlanmıştır. Başkanlığını Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanının yaptığı, sekretaryasını ise İklim Değişikliği Başkanlığının yaptığı ve çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarından oluşan Karbon Piyasası Kurulu, genel anlamda görev alanı dâhilinde üst politikayı belirlemektedir. Kurul, ulusal tahsisat planını onaylama, tahsisat dağılımını belirleme ve uluslararası karbon piyasalarıyla ilgili kararlar alma gibi önemli yetkilere sahiptir.
Başkanlığın; ETS’nin kurulmasında, geliştirilmesinde ve tahsisat süreçlerinin yönetilmesinde ana yürütücü görevi üstlenmesi amaçlanmaktadır.
Karbon Piyasası Kurulunun belirlediği temel politika çerçevesinde tahsisat süreçlerinin yönetimi, karbon kredilerine ilişkin politikaların belirlenmesi gibi karbon fiyatlandırmaya dair tüm yapının organizasyonunda Başkanlık yetkili kılınmıştır.
Ayrıca, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu ve piyasa işletmecisi, piyasadaki şeffaflık ve düzenin sağlanması amacıyla gerekli denetim ve gözetim faaliyetlerini yerine getirecektir.
Gönüllü Karbon Piyasaları ve Denkleştirme başlıklı 11.madde uyarınca ETS yükümlülüklerinin bir kısmı, karbon kredileri ile karşılanabilecektir. Bu çerçevede, ETS ve gönüllü taahhütler kapsamında yapılacak denkleştirme işlemlerinde kullanılmak üzere karbon kredisi üreten ulusal bir denkleştirme sisteminin esaslarına ilişkin düzenlemelerin Başkanlıkça belirleneceği ve buna ilişkin standartların oluşturulacağı belirtilmektedir.
Ulusal karbon kredilendirme sisteminde kullanılacak olan karbon kredilerinin üretimi, metodolojisi ve standardı uluslararası örneklerde olduğu gibi belirlenerek ülkemize Paris Anlaşması 6’ncı maddesi kapsamında bu alanda da söz sahibi olabilme imkânı tanıyacaktır. Bu süreçte yer alan projeler Başkanlık tarafından izlenecek ve denetlenecektir.
Gönüllü karbon piyasalarında karbon kredisi üretmeye yönelik projelerin sahipleri, projelerini belirlenen sürede karbon kredisi kayıt sistemine kaydetmekle yükümlü olacaktır. Ayrıca, projelerin ulusal ya da uluslararası standartlarla uyumlu olması gerekecek olup, projelerin doğru ve güvenilir bilgi sunmaları şarttır.
ÜÇÜNCÜ KISIM: GELİRLER, YAPTIRIMLAR VE UYGULAMA TAKVİMİ
Gelirler ve Döner Sermaye
Gelirlere ilişkin düzenlenen 12.madde bu Kanun kapsamında elde edilecek özel gelirlerin ve bu gelirlerin bütçeleştirilmesine ilişkin hükümleri düzenlemektedir. Bu kapsamda, gelirlerin özel gelir olarak kaydedilmesi ve karşılığında özel ödenek öngörülmesi hedeflenmektedir. Söz konusu gelirlerin tahsili ve bütçede tahsis edilen ödeneklerin kullanımıyla ilgili usul ve esasların, Başkanlık tarafından çıkarılacak yönetmelik ile belirlenmesi, ancak bu süreçte Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığının uygun görüşünün alınması gerektiği düzenlenmektedir.
Üçüncü fıkra ile döner sermaye işletmesi kurma yetkisinin Başkanlık’ta olduğu belirtilmiştir. Nitekim döner sermaye işletmesinin kuruluş sermayesi 10 milyon Türk Lirası olarak belirlenmiş, ancak Cumhurbaşkanının izniyle 5 katına kadar artırılabileceği ifade edilmiştir.
Söz konusu madde kapsamında iklim değişikliği ile mücadele kapsamında elde edilen gelirlerin yalnızca bu alanda kullanılacağı ve bu gelirlerin yıllara sari olarak aktarılacağı ifade edilmektedir. Bu düzenleme, yeşil dönüşüm sürecinin etkin bir şekilde yürütülmesini sağlamayı amaçlamaktadır.
Yeşil Dönüşüm ve İklim Değişikliği İle Mücadele Desteklerinin Kullanımı
Söz konusu desteklerin kullanımına ilişkin 13.madde iklim değişikliğine uyum ve sera gazı emisyonlarının azaltımı projeleri arasındaki dengeyi gözeterek, sektörel ihtiyaçlar doğrultusunda finansman ve teşvik sağlanmasını amaçlamaktadır. Bu düzenleme ile ETS kapsamında elde edilen gelirlerin, Ulusal Katkı Beyanı, 2053 Net Sıfır Emisyon hedefi ve yeşil büyüme hedefleri doğrultusunda, düşük karbonlu ekonomiye geçişi, araştırma-geliştirme faaliyetlerini ve iklim değişikliği ile mücadele eden yeni teknolojileri destekleyecek şekilde kullanılacağı belirtilmektedir.
Nitekim bu maddede öngörülen düzenlemelerin uygulanmasına ilişkin ikincil mevzuatın hazırlanmasında, ilgili kamu kurumlarının görüşlerinin alınmasını zorunlu kılmaktadır.
Cezai Hükümler ve İdari Yaptırımlar
Madde 14, sera gazı emisyonları ve çevresel koruma yükümlülüklerine aykırı hareket edenler için uygulanacak idari yaptırımları kapsamaktadır. Bu yaptırımlar, çevresel zararları en aza indirmeyi ve yasal yükümlülüklerin yerine getirilmesini sağlamak amacıyla caydırıcı bir mekanizma olarak düzenlenmiştir.
Birinci fıkra, doğrulanmış sera gazı emisyonu raporunun süresinde sunulmaması durumunda uygulanacak idari para cezalarını düzenlemektedir.
Bu cezalar, işletmelerin kurulu kapasitesine göre belirlenmekte ve emisyonları doğru bir şekilde takip etmelerini teşvik etmektedir. Özellikle ETS kapsamında olan işletmeler için cezalar iki katına çıkarılmaktadır.
İkinci fıkra, ozon tabakasını incelten maddelere ilişkin yasakları ve sınırlamaları ihlal edenler için cezalar öngörmektedir. Bu maddelerin ticareti ve kullanımı, çevresel zararı azaltmak amacıyla yasaklanmıştır. İlgili yasaklara uymayanlara idari para cezaları uygulanmakta ve bu cezalar, çevre dostu uygulamaların teşvik edilmesine yönelik bir önlem olarak kullanılmaktadır.
Üçüncü fıkra, florlu sera gazlarının kontrolüne yönelik düzenlemeleri içermektedir. Bu gazların kullanımı, ticareti ve ithalatı için belirlenen yasaklara uymayanlara idari yaptırımlar uygulanmaktadır. Florlu sera gazları, iklim değişikliğine yol açan en zararlı gazlar arasında yer aldığından, bu gazların kullanımını sınırlandırmaya yönelik cezalar, çevresel denetim ve uyumu artırmak amacıyla uygulanmaktadır.
Dördüncü fıkra, ETS kapsamında yer alan işletmelerin yükümlülüklerine ilişkin cezaları düzenlemektedir. İzin almadan veya süresi dolmuş izinlerle faaliyet gösteren işletmelere yönelik idari para cezaları belirlenmiş ve bu cezaların, emisyon miktarına göre arttırılacağı düzenlenmiştir.
Ayrıca, tahsisat teslim yükümlülüklerine aykırı hareket eden işletmelere de cezai yaptırımlar uygulanmaktadır. Son olarak, ceza miktarları, yasaların ihlali durumunda kademeli olarak artmakta ve tekrarı durumunda daha ciddi yaptırımlar söz konusu olmaktadır. Bakanlık, idari yaptırımların uygulanmasında belirli bir süre tanıma hakkına sahip olup, bu sürenin sonunda aykırılığın düzeltilmemesi durumunda faaliyetleri durdurulabilir.
Uygulama Takvimi
Bu bölüm, iklim değişikliği ile mücadeleye yönelik düzenlemeler ve geçiş süreçleriyle ilgili çeşitli hükümleri içermektedir.
Düzenleyici İşlemler ve Çeşitli Hükümler başlığı altında, Kanun’un uygulanmasına ilişkin usul ve esasların İklim Değişikliği Başkanlığı tarafından belirleneceği belirtilmektedir. Ayrıca, Kanunda hüküm bulunmayan hallerde, Çevre Kanunu ve diğer ilgili kanunların hükümleri devreye girecektir.
Değiştirilen ve Yürürlükten Kaldırılan Hükümler başlığında, Çevre Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanunu’nda yapılan değişikliklerle, emisyon ticareti ve piyasa bozucu davranışlara ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. Bu değişiklikler, Türkiye’deki emisyon ticaret sisteminin etkinliğini artırmayı amaçlamaktadır.
Geçiş Hükümleri kısmında, ETS uygulamalarına yönelik pilot uygulama dönemi öngörülmekte, ayrıca Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç yıl içerisinde ETS kapsamı dahilinde yer alacak işletmelerin sera gazı emisyon izni almak zorunda olacağı belirtilmiştir.
Son olarak, iklim değişikliği ile mücadelede yerel eylem planlarının hazırlanması ve uygulanması için 31/12/2027 tarihine kadar süre tanınmıştır. Bu planların hayata geçirilmesi, ilgili kurum ve kuruluşların sorumluluğundadır.
Söz konusu kanunun yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği ve hükümlerin Cumhurbaşkanı tarafından yürütüleceği düzenlenmiştir.