Avrupa Birliği (“AB”) Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nın (Carbon Border Adjustment Mechanism- “CBAM”) kurulmasına ilişkin (AB) 2023/956 sayılı Tüzük Metni 16 Mayıs 2023 tarihli AB Resmi Gazetesi’nde yayımlanmıştır.
Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması karbon yoğun endüstrilerdeki ürünlerin ithalatını ilgilendiren bir mekanizmadır.
CBAM, AB’nin sera gazı emisyonlarını 2030 yılına kadar 1990 seviyelerine kıyasla %55 oranında azaltmayı hedeflediği strateji ‘’55’e Uyum Paketi’’ (Fit for 55 Package) kapsamında, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması üzerinde anlaşmaya varmıştır. Mekanizmanın kurulmasına ilişkin Tüzük Metni ise 16 Mayıs 2023 tarihli AB Resmi Gazetesi’nde yayımlanmıştır.
CBAM’ın tam olarak yürürlüğe girmesi ile birlikte AB Emisyon Ticaret Sistemi’ndeki (“AB ETS”) sektörlerin %50’sinden fazlasını kapsaması öngörülmektedir. AB ETS bünyesinde yer alan karbon tahsisatları ve dolaylı emisyonlar için gösterilen toleranstan dolayı düşük emisyonlu sistemlere yatırımın azalması, bu durumun da iklim krizi ile mücadeleyi zayıflatması, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nın ortaya çıkmasında etkili olmuştur. CBAM, Avrupa Birliği’nde uygulanan iklim değişikliği politikalarının Avrupa Birliği dışında da uygulanabilmesi ve firmaların emisyon kısıtlamalarının daha az olduğu ülkelere üretimlerini kaymasından kaynaklı karbon kaçağının önüne geçilmesini amaçlamakta olup, Avrupa dışındaki karbon yoğun endüstrileri temiz teknolojilere ve üretim süreçlerine geçmeye yönlendirmektedir.
CBAM’ın Amacı Nedir?
CBAM’ın amacı, uluslararası ticaret kurallarına tam uyum içinde, AB’nin sera gazı emisyonlarını azaltma çabalarının, üretimin iklim değişikliği ile mücadele politikalarının uygulandığı AB ülkelerine kaydırılması yoluyla, AB’dekinden daha az iddialı veya karbon yoğun ürünlerin ithalatında artış önlemektir.
CBAM kapsamında, şirketlerin emisyon yoğun ürünlerin üretimini sınırda karbon düzenlemesi barındırmayan veya daha az denetlemenin yapıldığı, AB ile aynı seviyede olmayan çevre ve iklim politikaları olan ülkelere kaydırdığı bir durum olan “karbon kaçağı”ndan kaçınılması amaçlanmaktadır.
Karbon kaçağı, AB’deki üretimin karbon salınımını düşürme konusunda daha az çaba gösteren ülkelere kayması ya da AB ürünlerinin daha karbon yoğun ürünler ile ikame edilmesi şeklinde meydana gelebilmektedir.
AB ile birlikte, AB’nin diğer uluslararası ortakları da bu hedefe ulaşma çabasını paylaşmadıkları takdirde, bir karbon kaçağı oluşması kaçınılmazdır. Firmalar, AB gibi iklim hedefleri yüksek olan ve bu sebeple karbon salınımına kısıtlamalar getiren ülkelerden ve bölgelerden, bu alanda çok iddialı olmayan ve sıkı kuralları bulunmayan Türkiye, Arnavutluk ve Sırbistan gibi coğrafyalara üretimlerini kaydırarak, iklim değişikliği ile mücadele sebebiyle doğacak maliyetlerden kaçınmak isteyebilmektedir. Ancak bu durumda, küresel ölçekte atmosfere salınan sera gazı emisyonlarında bir azalma olmamakta, böyle bir sınırlandırma veya ek maliyet öngörmemiş ülkelere taşınmaktadır. CBAM kapsamında, AB’deki üretimin karbon salınımını düşürme konusunda daha az çaba gösteren ülkelere kayması ya da AB ürünlerinin daha karbon yoğun ürünler ile ikame edilmesinin engellenmesi hedeflenmektedir.
CBAM aracılığı ile AB ETS kapsamında faaliyet gösteren şirketlerin, AB’de üretilen ürünleri için ödediği karbon fiyatı ile diğer ülkelerde üretilen ürünler için ödenen karbon fiyatına ilişkin farkı kapatmak adına AB’ye ithalat yapan şirketlerin CBAM sertifikaları satın alması ve böylelikle ödenen fiyatın AB ülkelerinde ödenen fiyatlar ile eşitlenmesi öngörülmektedir.
Avrupa Komisyonu’nun CBAM’ın uygulamasına yönelik yayınlamış olduğu rehber (“Rehber”) uyarınca, AB’nin iklim hedefleri yükselirken ve dünya çapındaki seviyelerdeki farklılıklar devam ettikçe, karbon kaçağı riski artması sebebiyle, CBAM ile küresel iklim değişikliğine karşı mücadeleyi destekleyen çevresel bir önlem olarak bu artan riskin ele alındığı belirtilmektedir.
Rehber’de ülkeleri hedeflemek yerine ürünlerdeki karbon içeriğine odaklanacağı belirtilmiş olup, şirketler bireysel olarak ithal edilen malların gerçek karbon içeriği, AB’de AB ETS tahsisatlarının ücretsiz tahsis seviyesi ve üretildiği ülkede fiilen ödenen karbon fiyat kapsamında sorumlu olacaklardır.
Şirketlerin, AB ETS’ye katılım/bağlantı nedeniyle olası muafiyeti söz konusu olabilecektir. Şirketler, yıllık beyannameler yoluyla karbon içeriğini kapsayacak sertifikalar satın alacak ve teslim edeceklerdir.
CBAM Nasıl Çalışır?
CBAM aslında ihracatçıyı değil, ithalatçıyı etkileyen bir düzenlemedir. Düzenleme uyarınca, sınırda karbon vergisini doğrudan ödeyen ithalatçı olacaktır. AB içine ürün ithal edilmesi durumunda, ödenecek karbon fiyatına karşılık, karbon sertifikası alınması söz konusu olacaktır.
AB üyesi olmayan bir üretici ise üçüncü bir ülkeye ithal edilen malların üretiminde kullanılan karbon için zaten bir fiyat ödediklerini gösterebildiğinde, ilgili maliyet AB ithalatçısı için düşülecektir. CBAM ayrıca Avrupa Birliği üyesi olmayan ülkelerdeki üreticileri üretim süreçlerini yeşillendirmeye teşvik ederek karbon kaçağı riskini azaltmaya yardımcı olacağı belirtilmiştir.
Konsey ayrıca değeri 150,00.-€’dan az olan gönderileri CBAM yükümlülüklerinden muaf tutan bir asgari eşik de öngörmektedir. Konsey Tüzüğü, No 1186/2009 23. maddesinde belirtildiği üzere, gümrük bölgesine ithal edilen ve sevkiyat başına 150 Euro’yu aşmayan mallar ile üçüncü bir ülkeden gelen yolcuların kişisel bagajlarında bulunan ve 150 Euro’yu geçmeyen mallara uygulanmayacaktır.
AB’ye yapılan sevkiyatların yaklaşık üçte biri bu kategoriye gireceğinden ve bunların toplam değeri ve miktarı, bu tür ürünlerin AB’ye toplam ithalatının sera gazı emisyonlarının ihmal edilebilir bir bölümünü temsil ettiğinden, bu önlem idari karmaşıklığı azaltacağı ifade edilmiştir.
CBAM sertifikaları, teslim tarihinden önceki takvim yılı için, her yılın 31 Mayıs tarihine kadar yıllık CBAM beyannamesi ile yetkili makama teslim edilecektir. CBAM kapsamında, eşit karbon fiyatlandırması öngörüldüğü belirtilmiş olup AB şirketleri, AB’deki üretimleri için bir karbon bedeli ödemekte olduğundan ithalatçıların, mallar AB ETS kapsamında üretilmiş olsaydı, ödeyecekleri fiyata karşılık gelen fiyatı ödemesi gerekecektir.
CBAM ücreti, kapsam dahilindeki sektörlerin AB üretimine tahsis edilen AB ETS ücretsiz tahsisatlarının seviyesini yansıtacak şekilde ayarlanacaktır. AB üyesi olmayan bir üreticinin, ithal edilen malın üçüncü bir ülkede üretimi için zaten bir karbon bedeli ödediğinin kanıtlanması halinde, bu miktar ithalatçı için CBAM ücreti üzerinden düşülecektir. Şirketler ürünlerinin karbon içeriklerine, kendi ülkelerinde ödenen karbon ücretlerine ve AB ETS’de verilen ücretsiz tahsisatlar uyarınca hareket etmelidir.
CBAM Sertifikaları ve Yetkili Beyan Sahibi
Yetkili beyan sahibi, CBAM Yönetmeliğinin Ekinde yer alan listedeki ürünleri ithal etmek; CBAM beyannamesi vermek; CBAM sertifikası alma hususlarında hak sahibi olup beyan sahibi, kendi adına serbest dolaşıma giriş gümrük beyannamesi tescil eden veya adına gümrük beyannamesi tescil edilen kişidir.
İthal mallardaki gömülü emisyonlara ilişkin bilgiler, eğer kendisi (veya ilgili bir taraf) aynı zamanda ithal edilen malları üreten işletici veya tesis ise yetkili beyan sahibine sunulacaktır. Diğer durumlarda, yetkili beyan sahibi, bu bilgiyi üçüncü ülkede kayıtlı işletici veya tesislerden almalıdır. Kayıtlı işletici veya tesis olmaması halinde, belirli bilgiler merkezi veri tabanından sağlanabilecektir.
CBAM sertifikaları, CBAM Yönetmeliği Ek I’de listelenen ithal mallardaki toplam gömülü emisyonlara karşılık gelmelidir. CBAM sertifikaları, teslim tarihinden önceki takvim yılı için, her yılın 31 Mayıs tarihine kadar yıllık CBAM beyannamesi ile yetkili makama teslim edilecektir. Kayıtlı ithalatçıların sürekli olarak CBAM sertifikaları satın almaları gerekecek olup CBAM sertifikalarının fiyatı, AB ETS kapsamında hükümetler tarafından açık artırmaya çıkarılan karbon izinlerinin haftalık ortalama fiyatı referans alınarak belirlenecektir.
2026 yılında kesin sistem tam olarak faaliyete geçtiğinde, AB ithalatçıları, bir önceki yıl AB’ye ithal ettikleri toplam mallardaki mal miktarını ve gömülü emisyon miktarını yıllık olarak beyan etmeleri ve ilgili CBAM sertifikalarını teslim etmeleri gerekecektir.
AB, Türkiye’nin en büyük ticaret ortağı olup her ne kadar Türkiye’de Emisyon Ticaret Sistemi mekanizması şu an için kurulmamış olsa da ithalatımızın büyük bir kısmını Avrupa Birliği ile gerçekleştirdiğimiz ve bu ithalatın çoğunlukla otomotiv ve ekipman piyasalarında yaptığımızı dikkate alırsak, bu mekanizmanın kurulmasının gerektiği görülmektedir.
Kaldı ki, Türkiye gevşek iklim politikaları sebebiyle AB için karbon kaçağı riski taşıyan ülkeler arasındadır. Bu nedenle AB Türkiye’nin de dahil olduğu üçüncü ülkelerden ithal edeceği ürünlerden, vergi alacaktır. Bu vergi, AB’de üretilen ürünlerden alınan karbon vergisiyle eş değer olacaktır. Her ne kadar Türkiye’de şu an için bu türde bir vergilendirme yapılmıyor olsa dahi ürünlerin AB’ye ithal edilmesi halinde ihracatçılar bu vergiden sorumlu olacaktır.
Hangi Sektörleri Kapsamaktadır?
Başlangıçta, CBAM yalnızca belirli sektörlerdeki ithalatlara uygulanacaktır. Bu sektörler, karbon yoğun olan ve en fazla karbon kaçağı riski taşıyan sektörler temelinde seçilmiştir.
İlk sektörler:
- Çimento
- Demir ve çelik
- Alüminyum
- Gübreler
- Elektrik
- Hidrojen
CBAM, tamamen devreye alındığında, AB ETS’nin kapsadığı sektörlerdeki emisyonların %50’sinden fazlasını kapsayacaktır. CBAM kapsamına giren sektörler, çimento, alüminyum, gübreler, elektrik enerjisi üretimi, hidrojen, demir ve çelik ve ayrıca bazı öncüller olup bu ürünler için ücretsiz ödeneklerin, 2026 ile 2034 arasındaki dönemde dokuz yıllık bir süre içinde aşamalı olarak kaldırılması söz konusu olacaktır.
CBAM, 27 AB üye ülkesinde geçerli olan yüksek iklim standartlarını karşılayan AB dışı işletmeler tarafından AB’ye mal ithalatını teşvik etmekte olup bu tür ithalatların dengeli bir şekilde ele alınmasını sağlayacak ve AB’nin dünyadaki ortaklarını AB’nin iklim çabalarına ve planlarına katılmaya teşvik etmek için tasarlanmıştır.
Zaman Çizelgesi
CBAM, 2025’in sonuna kadar devam edecek bir geçiş aşamasıyla 1 Ekim 2023’te başlayacak olup bu aşamada ithalatçılar, CBAM’a tabi olan mallarında bulunan emisyonları raporlamak zorunda kalacak ve herhangi bir ödeme yapılması veya sertifika alınmasına ilişkin herhangi bir yükümlülük söz konusu olmayacaktır. İlk raporlama dönemi Ocak 2024’ün sonu olarak belirlenmiş olup bunun nedeni, karbon içeriğini ölçmek için uluslararası düzeyde onaylanmış standartların bulunmadığının ve işletmelerin gerekli önlemleri geliştirmek için zamana ihtiyacı olduğunun kabul edilmesidir.
CBAM, Yönetmelik Ek 1A’da listelenen bir dizi ürün için üretim sürecinde yayılan sera gazlarının doğrudan emisyonlarının yanı sıra dolaylı emisyonlara da uygulanacaktır. Daha da önemlisi, geçiş aşamasının sonuna kadar raporlama yükümlülüğüne uyulmaması durumunda herhangi bir yaptırım söz konusu olmayacaktır. Ekim 2023- Aralık 2025 tarihleri arasında geçiş dönemi boyunca CBAM raporu; bir önceki çeyrekte ithal edilen toplam mal miktarı, bu mallardaki toplam gömülü doğrudan ve dolaylı emisyonlar, gömülü emisyonlar için menşe ülkede ödenmesi gereken karbon fiyatı hususlarını içerecek olup, üç ayda bir sunulacaktır.
Geçiş süreci kapsamında, Ekim 2023-Aralık 2025 tarihleri arasında, CBAM komisyonu tarafından izleme ve raporlama kuralları kabul edilecektir. 2025 yılında, dolaylı emisyonların kapsama dahil edilip, edilmeyeceği hususu gözden geçirilecek olup Avrupa Komisyonu, CBAM’ın organik kimyasallar ve polimerler dahil olmak üzere karbon kaçağı riski taşıyan diğer ürünleri kapsayacak şekilde olası genişlemesini değerlendirecektir.
Amaç, şu anda aşağıdaki sektörleri ve gazları kapsayan ve AB ETS kapsamına giren tüm ürünleri 2030 yılına kadar CBAM kapsamına dahil etmektir.
Bu sektörler;
• Elektrik ve ısı üretimi
• Petrol rafinerileri, demir/çelik, alüminyum, metaller, çimento, kireç, cam, seramik, kağıt hamuru, kağıt, karton, asitler ve dökme organik kimyasalların üretimi dahil olmak üzere enerji yoğun sanayi sektörleri
• Avrupa Ekonomik alanı içinde ticari havacılık
• Nitrik, adipik ve glioksilik asitler ve glioksal üretiminden kaynaklanan nitrözoksit (N2O) • Alüminyum üretiminden kaynaklanan perflorokarbonlar (PFC’ler).
Öncelikli olarak karbon sızıntısı riski en yüksek ve karbon yoğunluğu en fazla olan ürünlerden başlanması planlanmakta olup CBAM kapsamına alınacak ürünler, neden oldukları toplam sera gazı emisyonları göz önünde bulundurularak ve idari açıdan sebep olacakları yük ve küçük ve orta büyüklükteki işletmeler üzerindeki etkileri de dikkate alınarak seçilecektir. Geçiş aşaması sırasında, Yönetmeliğin Ek I’inde yer alan tüm CBAM ürünleri için doğrudan ve dolaylı emisyonlar rapor edilecektir. Komisyon, geçiş döneminin bitiminden önce dolaylı emisyonlara ilişkin metodolojiyi değerlendirecektir.
CBAM, 1 Ocak 2026’dan itibaren tamamen faaliyete geçecek olup bu tarihten itibaren AB ithalatçılarının, bir önceki yılda AB’ye ithal ettikleri mallardaki toplam gömülü emisyonları ve mal miktarını yıllık olarak beyan etme yükümlülüğü bulunmaktadır. Geçiş dönemi sonrasında, Ocak 2026 tarihinde, kademeli olarak ücretsiz tahsisatların kaldırılması ve CBAM’ın tamamen devreye girmesi söz konusu olacaktır. Kesinleştirme aşamasında, yönetmeliğin Ek I’inde yer alan tüm CBAM ürünleri için doğrudan emisyonlar, AB ETS çerçevesi (Ek IA) kapsamında dolaylı maliyet telafisi alabilenler hariç tüm CBAM ürünleri için dolaylı emisyonlar rapor edilecektir.
CBAM’ın devam eden bir çalışma olması sebebiyle, CBAM kapsamında raporlamaya dayalı geçiş aşaması sona ermeden önce AB’nin bu mekanizmanın kapsamını genişletmeyi ve daha fazla ürüne yaymayı ve uygulamada nasıl çalıştığını incelemeyi dikkate alması gerekmektedir.
Diğer Pazarlar Üzerindeki Etki
AB’nin CBAM’sinin Çin gibi ihracata dayalı pazarlar üzerinde daha büyük bir etkiye sahip olması beklenmektedir. Ayrıca CBAM kapsamında etkilenen ülkelerin karbon emisyonlarıyla mücadele edememesi halinde, karbon yoğun ürünler için pazar erişiminin kısıtlanması söz konusu olacaktır.
CBAM, halihazırda AB ETS kapsamında emisyonları için ek ödeme maliyetine tabi olan AB yerli üreticilerine fayda sağlayacaktır. CBAM’in, AB ürünleri için pazarlarına erişimi kısıtlamak isteyen ülkeler tarafından misilleme önlemlerine yol açabileceğine dair görüşler bulunmaktadır. Kaldı ki, halihazırda Amerika Birleşik Devletleri’nin Ticareti Genişletme Yasası’nın (US Trade Expansion Act) 232. bölümü uyarınca Amerika Birleşik Devletleri’nin AB çelik ve alüminyum ürünlerinin Amerika Birleşik Devletleri’ne erişimini kısıtlamak için aldığı çeşitli önlemler bulunmaktadır.
Ayrıca bazı ithalatçıların karbon yoğun ürünlerini CBAM sertifikaları için ödeme yapmaktansa AB dışı pazarlara satmayı tercih etme riski de söz konusudur.
İlaveten, AB ithalatçılarının ürünlerindeki gömülü karbon miktarını ölçmek ve kayıt için başvurmak üzere prosedürler oluşturması gerekecektir.
Yaptırımlar
Avrupa Birliği, geçiş döneminde yalnızca bir raporlama yükümlülüğü getirmiş olup bu bir bildirim yükümlülüğü olacak ve bu dönemde şirketlere herhangi bir yaptırım uygulanmayacaktır. Zira, AB geçiş aşamasında daha çok bir gözlem yapmayı ve bilgi toplamayı ve özellikle karbon ayak iziyle ilgili bu sektörlerde aslında bir bilgi toplamayı hedeflemektedir. Bu durum, karbon yoğun sektörler açısından bir ek maliyet ve ek finansal risk getirmiş olacağından, şirketlerin bu riski minimize etme ihtiyacı doğacaktır.
Her yılın 31 Mayıs tarihi itibariyle önceki yıl AB’ye ithalatı yapılmış malların içerdiği sera gazı emisyonuna denk olarak CBAM sertifikalarını vermemiş olan yetkili beyan sahipleri hakkında AB Emisyon Ticaret Sistemi’nde uygulanan ceza uygulanacaktır. Bu tutar her bir ton karbondioksit başına 100.-Euro’dur.
Yetkili beyan sahibi olmamakla beraber AB içerisine CBAM sertifikaları olmadan ithalat yapanlar hakkında ise vermiş olması gereken her bir sertifika özelinde yaptırım uygulanacaktır.
Yetkili kurum tarafından uygulanan yaptırımlarda ilgili kişiye gerekli bildirimde bulunularak yaptırım tutarı ve gerekçesi, son ödeme tarihi de iletilecektir. Bunların yanı sıra, ithalatın yapılacağı üye devlet ayrıca kendi yaptırımını da düzenleyebilecektir.