Birleşik Krallık’ta, yerel çelik sektörünü korumak amacıyla Avrupa Birliği’nin (“AB”) Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması (Carbon Border Adjusment Mechanism- “CBAM”) kurallarına benzer bir karbon ithalat vergisi değerlendirilmektedir.

Birleşik Krallık, 1 Ocak 2021 tarihinden bu yana kendi emisyon ticaret sistemine sahiptir. Birleşik Krallık Emisyon Ticaret Programı (“UK ETS”), Birleşik Krallık tarafından sera gazı emisyonlarını ele almak ve emisyon azaltma hedeflerine ulaşılmasına yardımcı olmak için uygulamaya konulan temel politikalardan biridir. UK ETS, İskoçya’nın 2030 yılına kadar CO2 emisyonlarında %75 azalma ve 2045 yılına kadar net sıfır emisyon hedefine ulaşmasını hedeflemektedir.

Birleşik Krallık’ta yerel çelik üretim sektöründe düşen talep ve yüksek enerji fiyatları karşısında sektörün korunması amacıyla çelik ithalatına karbon vergileri getirilmesi değerlendirilmektedir.

İhracat ve Uluslararası Ticaret Enstitüsü’nün (The Institute of Export and International Trade) raporuna göre, vergi Birleşik Krallık’ta metalurji sektörünü korumak için tasarlanmıştır.

Rapor, girişimin, daha düşük çevre standartlarına sahip denizaşırı ülkelerde üretilen çeliğin Birleşik Krallık’ta yerel olarak üretilen çelikten daha düşük fiyatlarla ithal edilebileceği sebebiyle değerlendirildiğini belirtilmiştir.

Vergi, Birleşik Krallık’ın en büyük iki çelik üreticisi olan “British Steel” ve “Tata Steel UK” şirketlerinin devam eden ekonomik krizi atlatmasına yardımcı olmak için ve daha çevreci teknolojilere yatırım yaparken binlerce kişiyi işten çıkarmaktan kaçınmasını desteklemek için tasarlanan 600 milyon sterlinlik bir destek paketinin parçasını oluşturmaktadır.

Buna ek olarak Birleşik Krallık Maliye Bakanlığı çelik endüstrisine elektrik ödemelerine ilişkin ek bir yardım sunulacağı bildirilmiştir.

AB’ de CBAM, çelik, demir, çimento, alüminyum, gübre, elektrik ve hidrojen ithalatını kapsamaktadır. AB’de CBAM uygulaması 1 Ekim 2023 tarihinde başlayacak olup, şirketler tedarik zincirlerinde emisyonları bildirmek zorunda kalacaklardır. Fiyatlandırma mekanizması ise 2026′ dan itibaren faaliyete geçecektir.

Birleşik Krallık hükümeti tarafından durdurulan sürdürülebilir finansa ilişkin politikanın bir başka parçası yeşil taksonomi olmuştur.

Birleşik Krallık’ta ESG’ye ilişkin parlamento gruplarının başkanı Alexander Stafford, İngiltere’nin diğer ülkelerin hatalarından ders alabileceği ancak ikinci hamle avantajını kaybetme riskiyle karşı karşıya olduğunu söyleyerek düzenlemelerin gecikmesiyle ilgili endişeleri belirtilmiştir. Ancak İngiltere’nin doğru adımlar atabilmesi için sürecin aceleye getirilmemesi gerektiğini de eklemiştir.

Birleşik Krallık’ta net-sıfır hedefi ile ilgili kapsamlı bir rapor yayımlanmıştır.

Çeşitli sivil toplum kuruluşlarından ve iş dünyasından gelen geri dönüşler sonucunda net-sıfır hedefine ilişkin rapor hazırlanmıştır.

Hazırlanan rapor kapsamında;

•Birleşik Krallık’ta 300 yerel yönetim net-sıfır hedeflerini ve acil iklim eylem planlarını açıklamıştır.

•Birleşik Krallık, deniz üstü (Offshore) rüzgar türbinleri, karbon yakalama teknolojileri (Carbon Capture) ve yeşil finans konusunda rekabet gücü açısından avantajlı görülmektedir.

•Bir araştırmaya göre, net-sıfır hedefine ulaşmak için 10 yıl geç harekete geçilmesi halinde, İngiltere’nin 2050 yılında kamu sektörü borçları %23 oranında artabilecektir.

•Net-sıfır hedefi Birleşik Krallık’ın 2030 yılına kadar 1 trilyon sterlin gelir elde etmesini ve 480.000 yeni istihdam oluşturmasını sağlayabilecektir.

•Yerel eylemler, net-sıfır hedefine ulaşılabilmesi adına en etkili yöntemlerden biri olup, tüm bölgelerin sahip olduğu farklı özellikler nedeni ile bölgesel tedarik zincirlerini dikkate alacak şekilde tasarlanacak stratejiler aracılığıyla Birleşik Krallık’ta 137 milyar sterlin tasarruf sağlanırken, 431 milyar sterlin finansal ve sosyal fayda sağlanabilecektir.

•Yenilenebilir teknolojilere yapılacak yatırımlar sayesinde dünya genelinde 12 trilyon dolar tasarruf sağlanması mümkün olacaktır.