Konu : Avrupa Birliği Tedarik Zinciri Uyum Direktifi Hakkında Bilgi Notu
Tarih : 10.03.2022
1. Avrupa Birliği Tedarik Zinciri Direktifi Nedir?
Avrupa Birliği Tedarik Zinciri Direktifi (EU Directive on Mandatory Human Rights, Environmental and Good Governance Due Diligence, “Direktif”) uzun süredir Avrupa Birliği’nin (“AB”) gündeminde yer almaktadır. Direktif teklifi AB Parlamentosu tarafından 10 Mart 2021 tarihinde sunulmuş olup, teklif görüşmeleri bu süreçte üç kez ertelenmiştir. Ancak teklifin Mart 2022 içerisinde görüşmeye açılması beklenmekle beraber, teklif paketinin isminin “Sürdürülebilir Kurumsal Yönetişim Yasası” olarak değiştirilmesi de gündemdedir. Esasen Direktif, uluslararası firmaların tedarik zincirlerinin bir parçası olan nispeten daha küçük ölçekli işletmelerin hem insan haklarına hem de çevreye olan zararlarının denetlenmesi gerekliliğinin altını çizmektedir. AB tarafından Direktif kapsamında globalleşmenin bir sonucu olarak küresel çapta oldukça büyük güç ve etkiye erişen şirketlere olumlu etkilerini arttırmaya yönelik yükümlülüklerini düzenlemenin tek başına yeterli olmadığı ve mutlaka uluslararası çapta hizmetlerinin sunulması adına tedarik zincirlerinde yer alan nispeten küçük çaptaki şirketlerin ev sahibi topluma verdikleri zararları da azaltma yükümlülüğüne tabi tutulması gerektiği vurgulanmaktadır. Bu bağlamda Direktifin özellikle insan onuruna, insan haklarına, çevreye ve yönetişime ilişkin ihlallerin denetlenmesine odaklandığını söylemek mümkündür. Bu bağlamda AB tarafından teklif edilen Direktif ile esasen küreselleşmiş ticari faaliyetlerin potansiyel olumsuz etkilerinin ele alınmasında kurumsal sorumluluğun gönüllü bir rejim şeklinde öngörülmesinin yetersiz olduğunun anlaşılması karşısında global şirketlerin tedarik zincirlerinin insan hakları, çevre ve yönetişim konularındaki hukuki durumlarını tespit etmek ve tespit edilen ihlalleri ve olumsuzlukları yok edici, azaltıcı ve hatta önleyici önlemler alma noktasında yükümlü tutmak amaçlanmaktadır.
2. Peki Direktif Kapsamında Yer Alan Şirketler Nelerdir?
AB tarafından teklif edilen Direktif kapsamında tedarik zincirinin uyumlaştırılması mekanizmalarının kademeli şekilde hayata geçirilmesi öngörülmektedir. Bu bağlamda Direktif ilk etapta geniş kapsamlı taahhütler olarak nitelendirilen yükümlülüklerin AB içerisinde faaliyet gösteren şirketlerden; (i) 250’den fazla çalışanı olan veya (ii) yıllık cirosu 50 Milyon Euro’yu aşan veya (iii) mevcut bilançosu 43 Milyon Euro’yu aşan şirketleri kapsaması öngörülmektedir. Bu şirketlere ek olarak AB iç piyasalarına ürün ve hizmet sağlayan Amerika Birleşik Devletleri dahil AB dışındaki; (i) halka açık şirketler, (ii) maden, kereste ve tekstil gibi yüksek riskli olarak belirlenen sektörlerde faaliyet gösteren küçük orta ölçekli işletmeler ve (iii) finansal ürün ve hizmet sağlayan şirketlerin de söz konusu geniş yükümlülüklere tabi tutulması öngörülmektedir.
3. Yasa Hangi Yükümlükleri Öngörmektedir?
Direktif kapsamında yükümlü olan şirketlerin değer zincirlerinde yer alan, tedarikçileri ve alt yüklenicilerinin ticari faaliyetlerinin insan hakları, çevre ve yönetişim alanındaki olumsuz etkilerine ilişkin durum tespiti (due diligence) yapmaları gerekmektedir. Durum tespiti ile kast edilen şirketlerin tedarik zincirlerinde insan hakları, çevre veya iyi yönetişim üzerinde olumsuz etkilerin oluşmasını önlemek için tüm orantılı ve uygun önlemleri alma ve imkanları ölçüsünde insan hakları, çevre ve yönetişim üzerindeki olumsuz etkileri önleme noktasında çaba gösterme ve ortaya çıktıklarında bu tür olumsuz etkileri ele alma yükümlülüğüdür. Uygulamada durum tespiti, insan hakları, çevre ve yönetişim alanlarındaki potansiyel ve/veya mevcut olumsuz etkileri belirlemek, değerlendirmek, önlemek, azaltmak, sona erdirmek, izlemek, hesaba katmak, ele almak ve düzeltmek için bir şirket tarafından uygulamaya konulan süreçlerden oluşmaktadır. Bu bağlamda Direktif kapsamında yükümlü tutulan şirketlerin üç temel yükümlülüğe tabi olacakları anlaşılmaktadır. İlk olarak yükümlü şirketler, kurumsal sorumluluğun üç alanı olan insan hakları, çevre ve yönetişim konuları üzerindeki potansiyel olumsuz etkilerin önlenmesi için gerekli önlemlerin alınması ve bu doğrultuda çaba gösterilmesidir. İkinci temel yükümlülük ise, bu sayılı alanlardaki olumsuz etkilerin tespiti, denetimi, azaltımı ve önlenmesine ilişkin gerekli süreçleri devreye sokmak olacaktır. Son olarak ise Direktif kapsamında şirketlerin değer zincirleri durum tespiti yükümlülüklerini yerine getirirken gözetecekleri yaklaşımlarını “Durum Tespiti Strateji Belgesi” (Due Diligence Strategy Document) ile kamuya açıklamaları beklenmektedir. Direktif kapsamında insan hakları konusunda özellikle ticari faaliyetlerde zorla çalıştırma, sendikal haklar, işçi hakları özelindeki ihlallerin durum tespiti yapılması beklenecektir. Buna ek olarak çevre konularındaki ihlaller özelinde kaynakların verimli kullanımı, atık yönetimi, kirlilik, sera gazı emisyonlarının azaltımı gibi iklim krizi ile mücadele ile ilgili çevresel yükümlülüklerin denetlenmesi ve bu yükümlülüklerin ihlallerinin önlenmesi öngörülmektedir. Son olarak yönetişim alanındaki durum tespit yükümlülükleri şirketlerin rüşvet, yolsuzluk ve yasadışı kampanya katkıları ile mücadele edilmesi, vergi kaçakçılığı ve şeffaf yönetim gibi alanlara ilişkin hususların değerlendirilmesi gerekecektir.
4. Sonuç
AB, Tedarik Zinciri Direktifi ile Direktif kapsamındaki şirketlerin tedarikçi ve alt yüklenicilerinin ticari faaliyetlerinden kaynaklanan insan hakları, çevre ve yönetişim konularına ilişkin olumsuz etkileri ve ihlallerin tespiti, tespit halinde önlenmesi ve bu doğrultuda uygun ve gerekli önlemlerin alınması gerektiği düzenlenmektedir. AB bu sayede globalleşme sayesinde uluslararası alanda güç ve kaynak kullanımına erişen büyük şirketlerin, değer zincirlerinin kurumsal sorumluluğunun tespitinin gönüllülük esasına tabi tutulması ile bu alandaki olumsuzluklarda önemli bir gelişme yaşanamayacağı ve mutlaka zorunluluk esasına dayanan yükümlülüklerin getirilmesi gerektiğinin özellikle altı çizilmektedir. Bu bağlamda Direktif kapsamına giren şirketlerin değer zincirinde yer alan işletmeler AB içerisinde faaliyet gösterip göstermemelerine bakılmaksızın denetlenecek olup, bu sayede bu ihlallerin önüne geçilmesi hedeflenmektedir. Direktif kapsamında öngörülen yükümlülüklerin ihlali halinde özelikle ihalelere katılımdan men edilme ve yüksek tutarlı idari para cezaları gibi yaptırımların öngörülüyor olması nedeni ile Direktif kapsamında yer alan şirketlerin tedarik zincirlerini yakın merceğe alacağı ve kurumsal sorumluluğun belirtili üç alanında olumsuz etkilerini azaltıcı ve önleyici tedbirleri almayan tedarikçileri ile iş ilişkilerini sonlandıracağı öngörülmektedir. Bu bağlamda, doğrudan AB dışındaki işletmelerin yükümlülükleri düzenlenmemiş olsa da, ticari kazanç ve pazar kaybı gibi kaygılar AB dışı aktörleri de ticari faaliyetlerini Direktif kapsamında kurumsal sorumluluğa uygun surette gerçekleştirmeye yönlendirmektedir.