Avrupa Birliği (“AB”) Parlamentosu ve AB Konseyi’nde görevli yasama organları, 19 Eylül 2023 tarihinde tüketicileri yanıltıcı sürdürülebilirlik iddialarından ve yeşil yıkama uygulamalarından korumayı amaçlayan yeni kurallar konusunda geçici bir anlaşmaya vardıklarını açıklamışlardır.

Teklif, Haksız Ticari Uygulamalar Direktifi (Unfair Commercial Practices Directive- “UCPD”) ve Tüketici Hakları Direktifi’ni (Consumer Rights Directive- “CRD”) değiştirerek ve bunları yeşil geçişe uyarlayarak tüketici haklarını geliştirmeyi amaçlamaktadır.

Temel amaçlar korunurken, sera gazı emisyon dengelemeye dayalı haksız iddiaların yasaklanan uygulamalar listesine dahil edilmesi gibi bazı iyileştirmeler getirilmekte, erken eskimeye (early obsolescence) karşı daha güçlü önlemler alınmakta, belirli durumlarda satıcıların sorumluluğunu açıklığa kavuşturulmakta ve dayanıklılıkla ilgili gönüllü ticari garantiyi daha görünür kılmak için uyumlu bir formatın tanıtılmasını sağlanmaktadır.

Açıklanan yeni kurallar kapsamında, doğrulanmamış genel çevresel iddialara ve emisyon dengeleme planlarına dayalı iddialara yasaklar bulunmaktadır. Kurallar, genellikle ürünlerin karbon nötr olduğu veya çevresel etkiyi azalttığı iddialarının temeli olarak kullanılan emisyon dengelemesine dayalı iddiaları ve onaylanmış sürdürülebilirlik programları dahilinde olmayan yeşil etiketleri de yasaklamayı amaçlamaktadır.

Bu anlaşma, Mart 2022’de AB Komisyonu tarafından yayınlanan bir dizi önerinin ardından gelmiş olup, bu öneriler, tüketicileri yanıltıcı veya saldırgan reklamlardan korumayı amaçlayan ve ürünler hakkında bilgi sağlama konusunda yeşil geçişle ilgili düşünceleri de içeren mevcut AB kurallarını değiştirmeyi hedeflemektedir.

Teklife göre şirketler, bağımsız olarak doğrulanması ve bilimsel kanıtlarla kanıtlanması gerekecek olan gönüllü çevre iddialarının güvenilirliğini sağlamak zorunda kalacak olup, şirketlerden, ürünleriyle ilgili çevresel etkileri belirlemeleri istenecektir.

AB Komisyonu, AB’deki şirketlerin yeşil iddialarının yarısından fazlasının belirsiz veya yanıltıcı olduğunu ve %40’ının tamamen asılsız olduğunu tespit eden son çalışmasıyla vurgulandığını belirtmiştir.

Yeni anlaşma kapsamında, AB kuralları “çevre dostu” veya “iklim nötr” gibi genel çevresel iddiaları yasaklayacak, ancak ilgili iddiaya dair performansın kanıtı sunulursa izin beyana izin verilebilecektir. Ayrıca, bir ürünün emisyon dengelemeye dayalı olarak çevreye olumlu veya azaltıcı bir etkisi olduğunu iddia eden iddiaları da yasaklayacak. Yeni kurallar, onaylanmış sertifikasyon şemalarına dayanmayan sürdürülebilirlik etiketlerinin kullanımını da yasaklayacaktır.

İspanya Tüketici İşleri Bakanı Vekili Alberto Garzón Espinosa konuya ilişkin şunları söyledi:

“Vatandaşlar, iklim değişikliğinin sonuçlarını yaşıyorlar ve çözümün bir parçası olmak istiyorlar. Bugün ulaşılan uzlaşı sayesinde tüketiciler, doğru yeşil seçimleri yapmak için gerekli bilgilere sahip olacaklar ve yeşil yıkama, sosyal yıkama ve diğer adil olmayan ticari uygulamalara karşı daha iyi korunacaklar. Bu, onlara daha yeşil ve adil bir Avrupa için ortak mücadelede aktif bir rol oynamalarına izin vermek için önemlidir.”

AB Parlamentosu raportörü Biljana Borzan tarafından yeni kurallarla, çevresel iddiaların belgelendirilmesi gerektiğini ve emisyon dengelemeye dayalı iddiaların yasaklanacağı belirtilmiştir.

Sonuç olarak geçici anlaşma kapsamında;

Sürdürülebilirlik etiketlerinin güvenilirliğinin arttırılması, bunların dayandığı sertifikasyon şemasının ana unsurlarının tamamlanması,

Kuruluşların çevresel performansla ilgili iddiaların şeffaflığını ve izlenmesini arttırılması,

Sera gazı emisyonlarını dengeleme temelindeki haksız iddiaları yasaklanmış ticari uygulamalar listesine eklenmesi, (doğrulanmamış şekilde ürünün nötr, azaltılmış veya geliştirilmiş bir çevresel etkiye sahip olduğunu iddia edemeyecekleri anlamına gelmektedir)

Üye devletlere, yasal mevzuattaki değişikliklere uyum sağlama için 24 aylık bir uygulama süresi sağlanacaktır.

Geçici anlaşmanın ardından, yeni kuralların resmi olarak AB Konseyi ve AB Parlamentosu tarafından onaylanması ve kabul edilmesi beklenmektedir.