Avrupa Komisyonu tarafından 23 Mayıs 2025 tarihinde kabul edilen düzenleme uyarınca, Avrupa Birliği genelinde faaliyet gösteren 44 petrol ve doğal gaz şirketi, 2030 yılı sonuna kadar yıllık 50 milyon ton kapasiteli karbondioksit (CO₂) depolama altyapısı kurmakla yasal olarak yükümlü kılınmıştır. Söz konusu yükümlülük, ilgili şirketlerin 2020–2023 yılları arasındaki fosil yakıt üretim miktarları esas alınarak orantılı şekilde dağıtılmış ve bağlayıcı nitelikte bir kamu yükümlülüğü haline getirilmiştir.

Avrupa Komisyonu, 23 Mayıs 2025 tarihinde aldığı kararla, Avrupa Birliği’nin Net-Sıfır Sanayi Yasası (Net-Zero Industry Act) ve Endüstriyel Karbon Yönetimi Stratejisi kapsamında kritik bir adım atarak, fosil yakıt sektörüne yönelik bağlayıcı bir karbon depolama yükümlülüğü getirmiştir. Bu doğrultuda, Avrupa genelinde faaliyet gösteren 44 petrol ve gaz şirketi, 2030 yılına kadar toplam 50 milyon ton yıllık CO₂ depolama kapasitesi inşa etmekle yasal olarak yükümlü kılınmıştır.

Söz konusu yükümlülük, gönüllülüğe dayalı bir taahhüt değil; doğrudan yasayla bağlayıcı hale getirilmiş, orantılı ve uygulanabilir bir düzenlemeyi ifade etmektedir. Şirketlerin bu kapsamda üstleneceği sorumluluklar, 2020-2023 yılları arasında gerçekleştirdikleri fosil yakıt üretim miktarlarına göre belirlenmiştir. Bu uygulama, Avrupa Birliği’nin ilk kez büyük emisyon kaynaklarını yalnızca emisyon raporlaması ya da karbon telafisi yapmakla değil, doğrudan karbonu yer altında depolama yükümlülüğüyle sorumlu tutmasını ifade etmektedir.

Bu düzenlemenin temel amacı, özellikle çimento ve çelik gibi “karbonsuzlaştırılması güç” sektörleri destekleyecek altyapının oluşturulmasıdır. Söz konusu iki sektör, Avrupa’daki endüstriyel CO₂ emisyonlarının yaklaşık %30’unu oluşturmaktadır. 50 milyon tonluk depolama hedefi, 2023 yılı itibarıyla AB’nin toplam 500 milyon tonluk endüstriyel CO₂ emisyonunun %10’una denk gelmektedir.

Mevcut kapasitenin sadece 2 milyon ton civarında olduğu dikkate alındığında, beş yıl içinde 25 katlık bir kapasite artışı zorunlu hale gelmiştir.

Söz konusu altyapı dönüşümünün maliyetinin yaklaşık 50 milyar avro düzeyinde olması beklenmektedir. Avrupa Emisyon Ticareti Sistemi (EU ETS) bünyesindeki İnovasyon Fonu aracılığıyla 2030 yılına kadar 20 milyar Euro’ya kadar kamu finansmanı sağlanması planlanmıştır. Ayrıca, projelere özel %40’a kadar sermaye desteği sunulmakta; stratejik öneme sahip projeler ise hızlandırılmış izin süreçlerinden (24 aydan 12 aya düşürülmüş) yararlanabilmektedir.

Yükümlülüğün uygulanmasını düzenleyen 2024/1735 sayılı Yönetmelik, Temmuz 2025’te yürürlüğe girecektir. Şirketlerin 2026 ortasına kadar ayrıntılı depolama planlarını sunmaları gerekmektedir. İlk operasyonel karbon depolama sahalarının 2028 yılında faaliyete geçmesi, tam kapasitenin ise 2030 yılına kadar devreye alınması zorunludur. Yükümlülüğe aykırı davranılması halinde, depolanmayan her bir ton CO₂ için 200 avroya kadar idari para cezası uygulanabilecektir. Ayrıca, daha küçük üreticiler için muafiyet veya özel hükümler tanınabilmektedir.

Bu yükümlülük, karbon depolama faaliyetlerine yönelik öngörülebilir ve zorunlu bir pazar oluşturmakta; böylece özel sektör yatırımlarını da teşvik etmektedir.

Karbon depolama ücretlerinin ton başına 50 ila 100 Euro arasında değişmesi beklenmekte olup, yıllık piyasa değerinin 5 ila 10 milyar Euro arasında olması öngörülmektedir. Almanya gibi bazı üye devletler ise bu süreci desteklemek amacıyla ulusal düzeyde ilave finansman mekanizmaları oluşturmuştur.

Avrupa Birliği’nin 2030 yılına kadar 50 milyon tonluk karbon depolama kapasitesi hedefi, fosil yakıt üreticileri için açık, bağlayıcı ve yaptırımlarla desteklenen bir dönüşüm sürecinin habercisidir. Söz konusu düzenleme, karbon nötr hedeflerine ulaşmak için altyapı merkezli bir yaklaşımı benimseyerek, çevresel sorumluluğu teknik ve ekonomik kapasiteye dönüştürmektedir. Bu sayede yalnızca emisyon azaltımı değil, aynı zamanda istihdam, teknoloji geliştirme ve endüstriyel yeniden yapılanma gibi çok yönlü bir etki yaratılması amaçlanmaktadır.